Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Şerafettin Aşut, yerli otomobilin üretileceği en verimli yerin Mersin olduğunu vurgulayarak, "Biz yerli otomobilin üretilmesi konusunda kendimize, milletimize ve devletimize güveniyoruz, talipli firmalarımıza güveniyoruz.
Türkiye bu başarı hikayesini yazmak zorundadır. Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir" dedi.
Başkan Aşut, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 1980'den sonra yaptığı liberal ekonomi atılımlarıyla üreten, arzu edilen seviyede olmasa da katma değer oluşturan bir ülke olma yolunda ilerlediklerini söyledi. Ancak son 40 yıla yakın zamandır ekonominin Türkiye'nin birinci gündemi olmadığını belirten Aşut, "Her zaman siyasi gündemlerin gölgesinde kaldı. Ekonominin birinci gündem olduğu dönmeler zaten ülkemizin sıçrama yaptığı dönemler oldu. 2002'den sonraki 7-8 yıl bu sıçramaları gerçekten yaşadığımız, ekonomik büyümenin, ihracatın rekorlar kırdığı yıllar oldu. Elbette bizim elimizde olmayan küresel finans krizleri, Arap Baharı, küçülen dünya ekonomisi gibi dış etmenlere bir de ülke içindeki hain bir darbe teşebbüsü ve sınırlarımızdaki sıkıntılar eklenince ekonomi ister istemez ikinci, üçüncü planda kaldı. Bizler Türk iş dünyası olarak her zaman şunu söyledik. Söz konusu ulusal güvenliğimiz ise her şey ikinci plandadır. Ve bir bedel ödenecekse, bir fedakarlık yapılacaksa bunu düşünmeden yaptık. Ancak, şunu da unutmadık, güçlü ülke aynı zamanda ekonomisi güçlü ülkedir. Eğer bugün bölgemizde yumruğumuzu masaya vurabiliyor ve ülkemizin haklarını savunabiliyorsak, bunun arkasında bir buçuk milyon girişimcisi ile güçlü Türk ekonomisinin etkisi göz ardı edilemez. Kendi, göbeğini kendi kesen bir ekonominiz varsa, askeri anlamda da cesur adımlar atarsınız, küresel politik tartışmalarda da masaya yumruğunuzu vurursunuz" diye konuştu.
Türkiye'nin başarı hikayelerinden birinin de yerli otomobil olacağını kaydeden Aşut, "Çağımız bilgi çağı, dijitalleşme çağı, otomobil mi kaldı' diyerek bu önemli hamleyi yok etmeye, milletimizin moralini ve bu işe talipli olan firmalarımızın motivasyonunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, otomobil bizce daha uzun yıllar hayatımızda olacaktır ve önemli bir uluslararası ürün olmaya devam edecektir. Bu noktada önemli olan yerli otomobilin donanımları ve kullanacağı yakıtıdır. Bu noktada yerli otomobilin elektrikli bir model olacağı açıklaması sürecin ne kadar doğru yöne gittiğini göstermiş ve bizi daha da umut vermiştir" şeklinde konuştu.
"Mersin yerli otomobilin üretileceği en verimli yerdir"
Şu anda yerli otomobilinin nerede yapılacağı sorusunun sıklıkla gündeme geldiğini kaydeden Aşut, "Elbette birçok il ve bölge buna talipli olacaktır ama bu noktada bu işe talipli olan firmalarımız ülkemizin büyük kurumsal firmalarıdır ve en verimli, en uygulanabilir bir araştırmayı yapacaklardır. Ancak, MTSO olarak, Mersin iş dünyası olarak biz de bu üretimin yer olarak Mersin'in ideal noktalardan biri olduğunu düşünüyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle Mersin ve hinterlandı Mersin, Adana, Tarsus daha önce birçok kez tekerlekli araçların, paletli iş araçlarının, kamyon ve otobüslerin imalatlarının başarıyla yapıldığı, tecrübesi olan bir kent ve bölgedir. Yan sanayi sorunu yoktur ki bu anlamda hinterlandında Gaziantep, Kahramanmaraş, Konya ve Kayseri yan sanayinin güçlü olduğu, tecrübeli illerden oluşmaktadır. İşe bölgesel iş birliği açısından bakılmalıdır. Ana hammadde olan yassı çelik anlamında İskenderun ülkenin yassı çelik üretim merkezidir. Üretilecek olan araç daha çok Afrika, Orta Doğu ve Asya pazarına hitap edeceğine göre Mersin Limanı ki ülkemizin en büyük ikinci ithalat ve ihracat limanıdır, transit hatlarıyla yerli otomobili en ucuz ve en kısa zamanda taşıyacak lojistik alt yapıya sahiptir. Doğu Akdeniz Bölgesi'nde 25 üniversite, 10 teknopark var ve Ar-Ge'nin, vasıflı insan kaynağının olduğu bir bölgeyiz. Tek sıkıntımız yatırım arazisi sorunuydu. Ancak, Kalkınma Bakanımızın müjdeleri ile bu sorunun yakın zamanda çözüleceğine eminiz. Kısaca yerli otomobil üretim yeri olarak Mersin, her potansiyele sahiptir, her desteğe hazırdır. Biz yerli otomobilin üretilmesi konusunda kendimize, milletimize ve devletimize güveniyoruz, talipli firmalarımıza güveniyoruz" ifadelerini kullandı.
"Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir"
Türkiye'nin bu başarı hikayesini yazmak zorunda olduğunun altını çizen Aşut, "Biz yokluk zamanımızda, küllerinden doğan bir devlet olarak 1925-1945 arasında 400 farklı model uçak yapmışız. Bundan korkan küresel güçler 'siz yapmayın, ne gerek var, biz size veririz' demiş ve bu üretimi bir şekilde durdurmuşlardır. Kendi otomobilimizi ve trenimizi yapmışız onu da aynı oyunlarla durdurmuşlar. Yıllarca ulusal savunma sanayimizin gelişmesine izin vermemişler. Bu sefer bunun ucunu bırakmamalıyız. Bu sefer bu başarı hikayesinin yarım kalmasına izin vermemeliyiz. Bu sadece bir otomobil değil, bir moral meselesidir. İşte bugün sınırlarımızı kimseye ihtiyacımız kalmadan koruyabiliyorsak, Kıbrıs Harbi sonunda bizi uygulanan ambargoların sonucu kurulan Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı iştiraklerinin vizyonu vardır, milli savunma sanayimizi kurma çabası vardır. Bugün bu çaba daha da sahiplenilmiş ve olağanüstü başarılara imza atılmaktadır. Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir. Yeter ki, ekonomi ülkemizin birinci gündemi olsun. Yeter ki, eğitim sistemi buna göre revize edilsin. Yeter ki, bizi içte tek yürek olalım. Başka Türkiye yok, başak vatan yok" dedi. (MTSO Basın Yayın)