Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, "6 Şubat depremi bir tık daha şiddetli ve süresi biraz daha uzun olsaydı, burada da yıkımların olacağına kesin gözle bakabilirdik. Biz bir hizmet binamızı afet riski taşıyor diye boşaltmak zorunda kaldık. Eminim ki gerçek anlamda tespitler yapılsa birçok binanın boşaltılması gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalırız" dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, tüm Türkiye'den alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla 'Mersin Afet Yönetimi Bilim ve Danışma Kurulu Toplantısı' gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat'ta meydana gelen depremin ardından deprem bölgelerinde yürüttüğü çalışmaların yanı sıra, Mersin'de de kentin afetlere hazırlıklı olması, afet bilincinin oluşması için gerçekleşen çalışmalara öncülük ediyor. Başkan Seçer, Mersin'i daha yaşanabilir ve daha güzel bir kent yapmak için yola çıktıklarını belirterek, 6 Şubat depreminin ardından Mersin'de neler yapılması gerektiği konusu üzerine yoğunlaştıklarını kaydetti.
Mersin'in deprem bölgesinde olmadığını ancak coğrafi özellikleri dolayısıyla farklı afetlerle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çeken Seçer, "Kentimiz; deprem afetinin yansımaları, Mersin'in yüzde 52'sinin orman olduğunu düşünürseniz orman yangınları, Mersin'in coğrafyasını düşündüğünüz zaman ani yağışlardaki taşkınları, sahilde olmasından kaynaklı denizde meydana gelebilecek kuvvetli sarsıntıların tusunami olarak kente yansıması gibi birçok afetle de karşı karşıya kalabilir" dedi.
Bu bilinçle 10 Nisan 2023 günü Afet İşleri Dairesi Başkanlığını resmi olarak kurduklarını söyleyen Başkan Seçer, amaçlarının bu yolda işin ehli insanlarla bilinçli bir şekilde ilerlemek olduğunu kaydetti. Seçer, "Dairemiz şu anda resmi olarak kuruldu. Bundan sonra artık bunun içini doldurmak ve çalışmaları başlatmak gerekiyor. Bugün de üstünden 3 gün geçtikten sonra bu önemli, değerli toplantıyı yapıyoruz. Başlangıcımız iyi, ne yaptığımızı bilerek gidiyoruz ve süratle ilerliyoruz. Umut ediyorum çok daha iyi noktalara geleceğiz" ifadelerini kullandı. Mersin'in göçlerle büyüyen ve gelişen bir kent olduğunu ifade eden Seçer, şehrin, çevre il ve ülkelerde olan gelişmelerden etkilendiğini kaydetti. Mersin nüfusunun depremin ardından artış gösterdiği bilgisini yineleyen Başkan Seçer, "Ben rakamları size verirken reel referanslar üzerinden veriyorum. Hükümet yetkilileri ile bürokrasi ile bu konuda anlaşmazlığa da düşüyoruz. Ben depremde '400 bin insan geldi' diyorum, onlar 'Bu kadar gelmedi' diyor" diye konuştu.
Mersin'de 2.6 milyon insanın yaşadığını vurgulayarak, imar mevzuatlarına, yönetmeliklere ve yasalara uygun olmayan sorunlu yapı stokuna dikkat çeken Başkan Seçer, "6 Şubat depremi bir tık daha şiddetli ve süresi biraz daha uzun olsaydı, burada da yıkımların olacağına kesin gözle bakabilirdik. Biz bir hizmet binamızı afet riski taşıyor diye boşaltmak zorunda kaldık. Eminim ki gerçek anlamda tespitler yapılsa birçok binanın boşaltılması gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalırız" şeklinde konuştu. Kentte genelde imar kirliliğinin hakim olduğu bölgelerin eski Mersin ve sahil şeridi olduğunu da ifade eden Seçer, "Uzun bir sahil şeridimiz var. Düşünün ki zemin emniyeti olmayan, sıvılaşma olabilen, kum üzerine, taban suyu yüksek bölgelere, 20-22 katlı deniz kumuyla harcı karılarak binalar yapılmış. Bunun emniyeti ne olabilir? Sahil bu binalarla dolu" dedi.
Mersin'i afetlere hazır hale getirmek ve kentin geriden gelen sorunlarını tespit edip, çözmek için yeni kurdukları 'Afet İşleri Dairesi Başkanlığı' ile bu çalışmaları başlattıklarına da değinen Seçer, şunları söyledi: "Mersin'i afetlere hazır hale getirmek için, geriden gelen sorunlarını tespit edip, onları çözmek için, özellikle komşu coğrafyadaki şiddetli depremlerden etkilenen kentimizde sorunlu yapı stokunu bir an önce dönüştürmek için şu andan itibaren yeni kurduğumuz daire başkanlığımızla beraber çalışmaları başlatmış bulunmaktayız. Kentimize yarar getireceğini umut ediyorum. Tabi ki bu bir başlangıç, son değil. Güzel bir sonuç elde edeceğiz diye umuttan öte inancım çok yüksek."
Konuşmasının sonunda Mersin'de yapılan çalışmaların yanı sıra, Adıyaman Konteynerkenti ile Hatay Çadırkenti'nde depremzedelere yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Seçer şunları söyledi: "Ben ve arkadaşlarım bu felaket günlerinde halkımıza karşı elimizden geleni değil, emin olun her şeyi yaptık. Şu anda da bizim için bu sorunlar bitmiş değil. Toplamda 10 bin insan bizim misafirimiz oldu. 2 bin 500 kişi hala bizim konuğumuz. Onlara sadece yeme içme, gıda, tuvalet, banyo ihtiyacı desteği değil, bir insan oldukları hüviyetiyle her türlü psikososyal desteklerden çocukların eğitimine kadar katkı sunuyoruz. Biz Adıyaman Yaylakonak'ta mini bir konteyner kent yaptık. Merkezde de 670 adetlik bir konteyner kent oluşturuyoruz. 80 bin metrekare alan içerisinde bir kasaba oluşturuyoruz. Bu konteynerlerde içinde tuvaleti, banyosu, her şeyi olan bir kasaba halinde oluşturuyoruz. Sanıyorum ilk vatandaş alımı da bayramdan önce bir bölüme başlanacak ve diğer kısımlar tamamlandıkça da devam edecek. Yani Sayın Cumhurbaşkanının söylediği gibi 'Adıyaman'a geldi mi bu belediye başkanları?' söyleminden sonra bizim belediyelerimizin durumu budur. Adıyaman'da da Hatay'da, Kahramanmaraş'ta her nokta bizim vatanımız. Her insan kimliği ne olursa olsun, mezhebi meşrebi ne olursa olsun herkes bizim insanımızdır."