Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi98
Bugün Toplam455
Toplam Ziyaret849966
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
OFF SHORE
19/09/2018
Merhaba,
           Ekonomimizin, dolarla imtihanı sürüyor. Merkezin faizleri yükseltip, dolarların TL ye çevrilmesi; ama TL'nin de faize endeksli mevduat olmasının önünü açması, piyasadaki sıkıntıya çare olmadı tabii ki. Büyük ya da küçük ticari faaliyeti olan her kişi/kurum tahsilat ve neticesinde ödeme güçlüğü yaşıyor. Giderek daha sonraki seviyeye geçilecek. Yani alışverişte olmayacak. Siftahsız geçen günler ve birbirini tetikleyen piyasa ataleti klasik sonlar hazırlayacak esnafa. Satamazsa, alamayacak. Satamadığı için borcunu ödeyemeyecek. Alamadığı için ona satış yapmayı bekleyen sektör aynı etkiyi bir sonrakine yansıtacak. Kelebeğin kanat çırpışının bir süre sonra kasırgaya dönüşmesi gibi, ya da domino taşı etkisi gibi, sonrakini sarsan düşüşler, tahribatlar kaçınılmaz olacak. Etrafta ağzını açtığında milli olmanın tavanına vuran bazı tiplerin BİNDE 0.05'lik farklar için, yani % 0.5 puan için elindeki parayla bir o bankaya bir berikine dolaştığı piyasa kolay kolay düzelmez. Bu sistemde oluşması muhtemel reaksiyonlardan biri de bankaları çok yakından İlgilendiriyor.
        2001 krizini hatırlayanlar o krizde bankaların battığını hatırlarlar. Bunun nedeni olmasa bile başlangıcı olan şey yüksek faizdi. Bankalar her gün saatlerce reklam verecek kadar ekranları, sayfalarca vaatte bulunacak kadar gazete sayfalarını işgal etmişti. Sonuçta tıpkı şimdi olduğu gibi para piyasalardan çekilip, yüksek faiz vaat eden bankaların kasasına girdi. Herkes elinde avucunda birikim anlamında ne varsa bu bankalara yatırdı. Altın, dolar, mark ne varsa bozduruldu. Arabasını satan, kira geliri olan evini dükkânını satan parayı bu bankalara yatırdı. Neden mi? E hem parası bankada yatacak hem de faiz geliriyle mis gibi geçinecekti. Yalnız gözden kaçan/kaçırılan bir nokta vardı. Banka sistemi nasıl faiz geliri verir sorusunun cevabı. Bankalar 100 lirayı %2 faiz karşılığında mevduat olarak kabul ettiğinde bunu ödemek için o 100 liraya yatırımla ya da uluslararası borsa spekülasyonu ile 3 lira kazandırmalı ki kendisine de 1 lira kalsın şeklinde bir kumar sistemi ile çalışır. Ya da kredi verdiği müşterilerden aldığı faiz geliri ile ödeme yapan tefeci sistemiyle. Bankaların çok düşük faizle kredi verdiği ekonomilerde mevduat oranları ve gelirleri yok denecek kadar düşüktür. Güvenli ekonomi ortamı parayı yatmaya değil iştiraklere ve yatırımlara yöneltir. Tersi olduğunda, yani faizler yükseldiğinde; bankalar mevduat toplamada sorun yaşamaz. Sorun verilen kredilerin tahsilatında yaşanır ilk önce. Tahsilat sıkıntısı ise mevduata vaat edilen faizin ödenmesini banka için külfet haline getirir. Çünkü banka EKONOMİK GÜVENSİZLİK ortamında topladığı mevduatı kullanacak ve kazandıracak yatırım alanı bulmakta zorlanır. Hatta bulamaz. Bu dönemde uluslararası spekülasyon sistemi, zayıflayan ekonominin bankalarını by pass ederek sistemin dışında tutar ki; buradan da bir kazanç gelmez. Sonuçta gelirleri azalan bankanın, mevduat faizlerini ödemeye devam etmesi halinde öz kaynaklarını tüketeceği belli olur. Yani memlekette bakkalın, kasabın, manavın, marketin süper marketin gros marketin işleri kötü olacak ta bankanın işi iyi mi olacak döngüsü hissedilir. Bu durumda bankalar uzak denizlerde, okyanus aşırı yerlerde, çeşitli nedenlerle denetim dışı kalmış adalarda minik şirketler kurarlar. Bu şirketlere “off shore” denir. Anlamı denizden uzak olarak açılsa da aslında “vergiden uzak” demektir. Bu şirketlere bu batmak üzere olan bankalar devasa krediler verirler. Buna da “bankanın içini boşaltmak” ya da hortumlamak deniyor. İçi boşaltılan banka bir süre sonra iflasını ister ve TMSF devreye girer. Bankanın batmadan az önce yaptığı işleme “off shore” imtiyazı ile bir şey yapılamaz. Vergi de alınamaz. Manzara şudur: Vatandaşın parası bir bankada toplanmış. Bir süre faiz geliri almış. Sonra paralar o bankanın paravan ve deniz aşırı şirketine aktarılmıştır. Görüntüde iflas etmiş olan banka öncekinden çok daha büyük bir servete sahiptir. Ve vatandaş mağdur olmuştur. Tasarruf amaçlı mevduatları ve sahiplerini korumaya soyunan TMSF ise vatandaşın paralarını yıllara yayarak öder. Parasını aldığını zanneden vatandaş bunun cezasını, bu işe hiç karışmamış günahsız vatandaşlarla birlikte VERGİ adı altında geri verir. Buraya kadar yazdıklarım 2001 krizinde olan biten şeyler. Onlarca banka tarih oldu. Ama bu tarih oluş, bilinmeyen yerlerde kirli zenginlikler oluşturdu. Şimdi yine aynı filmin başlangıç evreleri sinmiş durumda piyasalara. Filmi kısaca özetlersek, Devlet vatandaşa ”dolarını bozdur” diyor. Vatandaş bozduruyor. Tam bu sırada Merkez Bankası faizleri yükseltiyor. Vatandaş refleks olarak parasını faize yatırıyor. Sonra parasını yatırdığı banka “sözde” batıyor. TMSF güya vatandaşın parasını ödüyor. Sonra devlet yeni yeni “VERGİLER” çıkarıp parayı geri alıyor. Devletin alacağı vereceği kalmıyor. Banka yeni bir isim altında zenginleşiyor, vatandaş ise hep mağdur. Yani önümüzdeki dönem vergiler iyice çoğalacak. Nasıl? eğleniyor muyuz?
Afiyet Olsun.


2447 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı