Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi80
Bugün Toplam678
Toplam Ziyaret850189
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
MAKEDONYA’DAKİ SON TÜRK OZANI OHRİ’Lİ HÜSEYİN MUHARREM
11/01/2023
Türk ozanlık geleneği, Dede Korkud’dan bu yana süregelen bir gelenek ve Türk’e özgü bir halk sanatıdır.
Ozan, halkın gören gözü, işiten kulağı, düşünen beyni, duyan yüreği ve söyleyen dilidir.
Ozan, toplumun duygu ve düşüncelerini sazının eşliğinde yansıtan sanatçıdır.
Ozan, toplumun moral kaynağı; orduyu şaha kaldıran büyük bir güç.
Padişah’a “Uyan Padişahım” diye seslenerek; uyarılarda bulunabilen, cesur bir yürektir, Ozan.
Resmi tarihin dışında, birçok gerçeği, deyişleriyle geleceğe aktaran, bir gerçek tarihçidir, Ozan.
Ozan, bir halk hekimidir.
Ozan, çok yönlü bir halk adamı ve sanatçıdır. Kopuzunu (sazını) çalarken rakseder; türkü çığırır…Destanlar, hikâyeler anlatırken; başka bir ozanla atışırken, seyredenleri eğlendirir.
Orta Asya’dan çıkıp, dünyanın çeşitli bölgelerine dağılan, değişik sosyal ve kültürel topluluklar oluşturan Türkler’in ozanlık geleneklerinde de farklı gelişmeler meydana geldi. Örneğin Türkiye’de sürdürülen gelenek ile, Türkistan’da yaşayan gelenek arasında farklar görülmektedir. Geleneğin uygulanmasındaki farklılıklarla birlikte, “ozan” adı da, bölgelere göre değişiklik göstermektedir.
“Ozan” Oğuzlar tarafından oluşturulan bir sözcüktür ve anılan halk sanatçısı bugün de bu adla anılmalıdır. Ancak; ülkemizin büyük çoğunluğu gibi, Azerbaycan Türkleri de “âşık” (ya da aşug) demektedir. Türkmen, Kazak ve Kırgız Türkleri “bahşı” adıyla nitelendirdikleri gibi; Kırgızlar’ın “akın”, “aytız” ve “manasçı”; Kazaklar’ın “cırcı” ve “baksı” dedikleri de görülmektedir. Ozan’a, Başkurt’lar “sesen”, Kazan Tatarları “çiçen”, Kırım Tatarları “cırcı” ve “yırcı”; Uygurlar “Halk Goşukçusu”; Altay Türkleri “kam”; Saka Türkleri (Yakutlar), “oyun”; Tonguzlar “şaman” diyorlar…Türkiye’de verilen adlar ise şunlardır: Âşık, Halk Âşığı, Halk Ozanı, Halk Şâiri, Saz Şâiri, Hak Âşığı, Hak Şâiri…
Ozanlık Geleneği, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile, Doğu Türkistan’da; Türkistan’ın batısındaki Karakalpakistan, Tataristan, Başkurdistan gibi özerk cumhuriyetlerde; Dağıstan, İran, Afganistan, Irak gibi ülkelerde yaşayan Türk topluluklarında bugün de canlı bir biçimde yaşamaktadır.
Batı Avrupa’nın gelişmiş ülkelerine yerleşen 3 milyondan fazla Türk nüfusun arasında da, Anadolu’daki geleneği sürdüren âşıklar bulunmaktadır. Balkanlar’da ise, sadece Makedonya’nın doğusundaki Bahçebosu köyünde yaşayan Âşık Gariban” vardır, ama o da sadece saz çalıp, türkü çığırabilen bir kişi olup, geleneği bütün gerekleriyle yerine getirebilme yeteneğinden yoksundur.
Makedonya’daki son Ozan ise, Ohrili Hüseyin Muharrem’dir.
OHRİLİ ÂŞIK HÜSEYİN MUHARREM
O’nu 1979 yılında tanıdım. O yıl, Üsküp Marko Çepenkov Folklor Enstitüsü’nün düzenlediği, Uluslararası Balkan Folklor Sempozyumu için gittiğim Ohri’de, Palas Oteli’nin lobisinde oturuyor iken, öğretmen Vedat Hasan’la birlikte geldiler. O’nun, sazlı sözlü bir ozan olduğunu öğrenince yakından ilgilendim ve orada başlayan dostluğumuz, ölümüne kadar devam etti. Cebinde taşıdığı defterini çıkarır, şiirlerini okurdu. Bir de Bülent Ecevit’le görüşmelerini zevkle anlatırdı. Bu konuda bana, mealen şunu anlatmıştı:
“T.C.Başbakanı olarak Makedonya’ya gelen Bülent Ecevit, Ohri’ye de geldi. Çınar altında ve hemen oradaki kahvehanede oturarak Türk’lerle sohbet etti. O arada ben de yanına gidip, elini sıktım. Ve ben onun sıktığı elimi, günlerce yıkamadım; çünkü ben onun eli vasıtasıyla, Türkiye’deki kardeşlerimin elini sıkmıştım…”
Hüseyin Muharrem, Makedonya’da doğup büyümüş ve bu ülkeden dışarıya çıkmamıştı. Hayatını berberlik yaparak kazanıyordu. İlk gençlik yıllarından itibaren saz çalmayı öğrenmiş; sonraları kendi deyişlerini seslendirmişti. Ohri’de oluşan müzik grupları arasında yer almış; konserler vermiş; nişanlarda, düğünlerde ve özel günlerde arkadaşlarıyla birlikte çalıp çığırmıştı. Kardeşlik-Birlik Okulu’nun biyoloji öğretmeni Vedat Hasan (Saraçoğlu)’ın kurduğu, Kardeşlik-Birlik Halk Oyunları Topluluğu’nun, saz grubu içerisinde yer almış; gençlere Ohri türkülerini öğretmekten ve festivallerde, elinde sazıyla, grubun önünde yürümekten büyük bir zevk duymuştu.
 
(Devam Edecek) 


1313 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R - 29/10/2024
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R
BİLGE KAĞAN - 25/10/2024
BİLGE KAĞAN
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA - 04/10/2024
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA
ÖLÜMÜNÜN 500. YILDÖNÜMÜNDE ŞAH İSMAİL HATAYİ - 01/10/2024
(Ve Türk’ün Türk’ü kırdığı Çaldıran Savaşı)
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT - 24/09/2024
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA - 20/09/2024
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi - 17/09/2024
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi
ÇİNGENELER = ROMANLAR - 13/09/2024
ÇİNGENELER = ROMANLAR
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER - 10/09/2024
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER
 Devamı