İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
TÜRK BAHAR BAYRAMI NEVRUZU MİLLETÇE KUTLAYALIM
22/03/2024 Nevruz, Türk’e özgü bir bayramdır. Bir başka
deyişle, Türk ulusal bayramıdır. Kelimenin kökenine bakarak, Nevruz’u, İran’a
ya da başka bir ulusa veya etnik topluluğa mal’etmek mümkün değildir. Zira
Nevruz olayının tarihsel geçmişine bakıldığında, Ergenekon’a kadar
gidilmektedir. Zaten Nevruz’un bir anlamı da “Ergenekon Bayramı” dır. Keza
“Bahar Bayramı” da denilebilir. Doğu
Türkistan’dan başlayarak, Tanrı Dağları’nın doğusundaki ve batısındaki;
Azerbaycan ve Kafkasya’daki bütün Türk yurtlarını adım adım dolaşıp
incelemelerde bulunma olanağı bulan, şanslı kişilerdenim. Bu nedenle,
gözlemlerime dayanarak Nevruz’un bütünüyle bize özgü bir bayram olduğunu
söyleyebilirim. Başka uluslarda da Nevruz kutlanmaktadır; ama o uluslar bu
bayramı, Türkler’den almışlardır. Türk
Dünyasının neresine giderseniz gidiniz Nevruz, son derece önemli bir ulusal
bayram olarak kutlanmaktadır. Orta Asya ve Azerbaycan Türk Cumhuriyetlerindeki
Nevruz kutlamaları için, cumhurbaşkanları fermanlar yayınlamakta, üst düzeyde
düzenleme kurulları tarafından bayram organize edilmektedir. Kırgızistan
Yazarlar Birliği lokalinin adı “Nevruz”dur. Rusya Federasyonuna bağlı
Tataristan Cumhuriyetinin başkenti Kazan’ın merkezindeki bir aşevinin adı
Nevruz’dur. Orta Asya’daki pek çok insanın adı veya soyadı Nevruz’dur. Gelişim
süreci içerisinde, Türkiye’de Nevruz Bayramının uzunca bir süre ihmal edildiği
doğrudur. Ancak unutulmamıştır. Belki de Hıdrellez, Nevruz’un yerini almıştır!?
Nevruz barışın,
dostluğun simgesidir. Bu güzel bayramda insanların birbirleriyle kavga değil,
barış yapmaları gerekir. Ayrıca Nevruz, belirli bir inanç sisteminin ya da
tarikatın bayramı değildir. Aksine tüm insanlığın bayramıdır…Zira tarih içerisinde
Nevruz, Çin’de yaşayan bütün halkları etkilemiştir ve eldeki verilere göre,
Çin’deki egemen zümre olan Han ulusu da zaman zaman bu bayramı kutlamıştır. Gelin görün ki, bir
avuç kötü niyetli Kürt vatandaşımız, barış, dostluk, kardeşlik bayramı olan Nevruz’umuzda
olay çıkartmak için adeta pusuda bekleyen düşman gibidirler!... Pazartesi
sabahı medyadaki şu haberler canımı
sıkmış, o bir grup insanla ilgili nefretim artmıştır. DEM Parti'nin nevruz kutlamasında 75 gözaltı Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi
tarafından İstanbul Yenikapı'da düzenlenen nevruz kutlamasında çıkan olaylar
nedeniyle toplam 75 kişi gözaltına alındı. İstanbul Valiliği, gözaltına
alınanlar arasında ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan aranan 2
kişinin de olduğunu bildirdi. "Söz konusu etkinlik nedeniyle alan ve çevresinde yapılan güvenlik
uygulamalarında; etkinlik alanındaki kule üzerinde PKK/KCK silahlı terör örgütü
elebaşı Abdullah Öcalan posteri açtığı tespit edilen M.A, Ş.A. ve Y.Ö. adlı
şahıslar gözaltına alınmıştır. Alan çevresinde yapılan güvenlik uygulamalarında
ise 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan arama kaydı bulunan M.K. ve
M.B. adlı şahıslar gözaltına alınmıştır. Etkinlik alanı ve çevresinde polise
mukavemet gösteren, taşkınlık çıkaran, yasa dışı slogan atarak terör örgütü
propagandası yaptığı tespit edilen 15'i kadın, 55'i erkek toplam 70 şahıs
hakkında gözaltı işlemi uygulanmıştır. Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam
edecektir." Değişmeyen
ve değiştirilemeyecek olan gerçek odur ki; Nevruz Türk ulusal bayramıdır. Milâdi
bayramı yaratanlar, yılın oniki ayını şöyle düzenlemişlerdir: Mart, nisan,
mayıs ayları ilkbahar; haziran, temmuz ve ağustos ayları yaz; eylül, ekim ve
kasım ayları sonbahar; aralık, ocak ve şubat ayları ise kıştır. Şubat
ayı gelip de, cemreler düşmeye başlayınca, insanların yüzleri gülerdi. Elle
tutulup, gözle görülmeyen bu “cemre” neydi?... Cemre,
Arapça’da ateş demektir. Cemre düşmesi, eski bilgilere göre dünyayı teşkil eden
üç unsurun, birer hafta ara ile ısınması demekti. Binlerce sene bu meteoroloji
takvimi denenmiş ve büyük ölçüde isabetli olmuştur. Kış, cemrelerin düşmesinden
sonra hafifler ve kimi zaman sona erer ve bahar, güzel yüzünü gösterir. Milâdi
takvim, duvarlarda asılı durur, devletin düzeni bu takvime göre yürürdü ama, halkımız,
kışın hesabını kendi geleneğine göre yapardı. Örneğin Afyonkarahisar’lıya göre
kış demek, 90 demektir; yani 90 gündür… Bu 90’ın hesabı ise şöyledir. Kasım
ayından itibaren 45 gün sayılır…Bu 45 günün sonu, 90’ın başlangıcıdır. İşte o
gün acımasız kış, hükmünü icra etmeye başlar. Bir başka deyişle “Zemheri”
başlamıştır!... Zemheri
soğukları, 40 gün sürer. Sonra Hamsin gelir. İkisi arasında amansız bir savaşım
verilir! Neticede Hamsin, Zemheriyi kovarak, egemenliği eline alır. Zemheri’den
çıkıp, Hamsinin onun yerini aldığı gün, müthiş bir soğuk başlar… Hamsinin
ömrü pek uzun değildir; sadece 20 gün sürer. 21. Gün (yani 20 şubatta) birinci
Cemre havaya düşer 7 gün sonra, 27 şubatta Cemre suya düşer ve sular ısınmaya
başlar. Bir 7 gün daha geçtikten sonra, 5 martta üçüncü Cemre toprağa düşer ve
o gün topraklar buharlaşmaya, kurumaya başlar. Böylelikle doğanın her yeri
ısınmış olur. Ama daha kış bitmemiştir… Üçüncü
Cemre’nin düşmesinden sonra, bir 9 gün daha geçer ve “Berdül-Acüz” gelir ki,
onunla birlikte gelen soğuk, insanları hayâl kırıklığına uğratır; meyva
ağaçlarının açmış olan çiçekleri donup, dökülür. (Halkın deyişiyle) Leyleğin
yumurtası kıçında donar!... Nihayet
Zemheri’nin başladığı günden itibaren 90 gün geçmiştir ve kış sona ermiştir.
İşte o gün, Nevruz’dur… 75-80
yıl önce bizim çocukluk yıllarımızda,
kutlanan Nevruz’lar, tam bir şölen havasında geçerdi. Büyüklerimiz;
“Bugün (Arapça) sin harfi ile başlayan 7 çeşit gıda ürünü yenilecek” derlerdi.
Evlerde süt, simit, susam, semek (balık), sahlep, sirke, sarımsak vb.
bulundurulurdu. Şayet sin’le başlayan 7 yiyecek temin edilemezse, miktarın 3’e
indirilmesi de olabilirdi… Nevruz
yaklaşırken evlerde hazırlık başlardı. Herkes bol bol yakacak istif ederdi
Yakacaklar özellikle eski hasır, sepet, küfe, odun cinsinden şeyler olurdu.
Hatta yakacak ikmalini yapamayan mahalleler, bu konuda daha becerikli olan
mahallelerin yakacaklarını, geceleyin aşırırlardı!... O
gün kadınlar, evlerde iş yapmazlardı. Hatta evlerinin rutin temizliğini dahi,
özellikle ihmal ederlerdi. Kimi dükkânlar kapatılır, herkes, gün boyunca
eğlencenin tadını çıkarırdı. Daha şafak sökerken, gençler sokaklara fırlar,
ateşler yakılır ve bu ateşlerin üzerinden atlanılırdı. Gençler, kızlı-erkekli gruplar halinde ateşlerin üzerinden
atlarken, birbirlerine mani söylerlerdi. Yakılan ateşin kenarında yumurtalar
haşlanır ve bu yumurtalar, genellikle soğan kabuğu ile boyanırdı. Sonra,
kaynamış olan yumurtalarla yarışma başlardı. Kim, kimin yumurtasını kırarsa,
öteki yumurtayı kazanmış olurdu. Şölen,
akşama kadar aralıksız devam ederken, türlü çeşitli oyunlarla da
renklendirilirdi. Türkiye’de
ulusal ihmal nedeniyle; öteki Türk cumhuriyetleri ve topluluklarda ise,
komünist sistemin gelenek ve görenekleri unutturmak istemesinden dolayı Nevruz,
gerektiği biçimde yıllar yılı kutlanamamış; ama yüreklerde yaşatılmıştır. Bugün
özellikle Türk cumhuriyetlerinde, Nevruz günleri, görkemli bir bayram şeklinde
ve devlet düzeyinde kutlanmaktadır. TRT televizyonu, birkaç yıldan bu yana, her
yıl bir Türk cumhuriyetinden naklen, Nevruz kutlamalarını yayınlamaktadır. Bu
yayınlardan da görülmektedir ki, Nevruz Türk insanı için büyük bir olaydır. Bu
bayramlarda, unutulmaya yüz tutan birçok gelenekler ortaya konulmakta,
böylelikle Türk ulusunun en önemli ulusal bayramı, milyonlarca insanın
katılımıyla, coşku içerisinde kutlanmaktadır. Kuşkusuz bundan böyle, çok daha
muhteşem düzenlemelerle kutlanmaya devam edecektir. Benim
değerli Milletim, Nevruz Bayramını, eskiden olduğu gibi, coşku ile kutlamalı;
böylelikle hâlâ insan olmamakta direnen bir avuç teröriste meydan
bırakmamalıdır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R - 29/10/2024 |
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R |
BİLGE KAĞAN - 25/10/2024 |
BİLGE KAĞAN |
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA - 04/10/2024 |
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA |
ÖLÜMÜNÜN 500. YILDÖNÜMÜNDE ŞAH İSMAİL HATAYİ - 01/10/2024 |
(Ve Türk’ün Türk’ü kırdığı Çaldıran Savaşı) |
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT - 24/09/2024 |
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT |
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA - 20/09/2024 |
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA |
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi - 17/09/2024 |
Tebrizli Türk MESUD PEZEŞKİYAN İran Cumhurbaşkanı Seçildi |
ÇİNGENELER = ROMANLAR - 13/09/2024 |
ÇİNGENELER = ROMANLAR |
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER - 10/09/2024 |
GÖKTÜRKLER – KÖK TÜRKLER |
Devamı |