Sonunda göklere havalandık

İlçemizin yetiştirdiği doğal, organik, mikroklima sofralara layık, damaklara layık ürünler kadar, çok kıymetli beyin adamları, fikir adamları, güzel insanları var.

Geçtiğimiz hafta çok müjdeli bir haber aldık. Çok değerli iş adamı kardeşim Soner Solak Bey, İstanbul'da Mut ismi verilmiş uçağı bizzat gördüğünü ve o anki mutluluğunu bizlerle paylaştı. Kendisine bu olaydan bizi ilk haberdar eden olması hasebiyle, çok teşekkür ediyorum. Mut insanı olarak gurur duyduk. O anki heyecanla, hemen gazetemizin web sitesine haberi koyduk. Mutluluğumuzu herkesle paylaştık.

Türk Hava Yollarına ait yeni bir filo içerisinde, isimleri henüz belli değilken, bu uçaklardan bir tanesine Mut ismi verilmesi için, geçtiğimiz sene ilk çalışmayı başlatan, kamuoyu oluşması adına bizlerle ve diğer basın mensuplarıyla, sivil toplum örgütleriyle, belediyemizle diyalog kuran, Sayın Mustafa Özden TÜRKÖN Bey'e, ilçemiz adına sonsuz şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bu işin bütün safhalarında emek sarf eden ve aynı zamanda Türk Hava Yollarında pilot olan Özden Bey, kendisi gibi meslektaş birçok Mut'lu pilotun hava yollarında görev yaptığını, yine ilçemizin hava radar merkezi olduğunu ve bütün pilotlar tarafından bilindiğini ifade etmişti. Gayretleri sonucu getirdi, minnettarız.

Bu işin bütün resmi çalışmalarını, kamuoyu desteğini de arkasına alarak, konuyu bizzat Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a kadar istekli bir şekilde taşımış olan, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil Bey'le irtibat halinde, Mut adını dünyaya duyurmak adına olağanüstü gayret gösteren Sayın Belediye Başkanımız Murat ORHAN Bey'e ilçemiz adına yapmış olduğu hizmetlerden ötürü teşekkür ediyorum.
Gururluyuz, mutluyuz, ne diyelim, Allah Mutluların gücünü arttırsın, değerli bireyleri olan ilçemizin ufku, yolu açık ve yarınları güzel olsun. Yetişen yeni nesil, büyüklerinin duyurduğu Mut ismini, hiç kimseye unutturmasın, akıllara kazınacak güzel işler yapsın.

İlçemiz adına gurur duyduğumuz bir gelişme de yine geçtiğimiz hafta bütün ulusal medyada yer aldı. İlçemizin bir evladı, İthalat Genel Müdürü Sayın Mustafa SEVER, Ekonomi Bakan Yardımcılığına atandı. Uzun yıllar milletvekili olmayan ilçemizin, artık bir bakan yardımcısı var. Gurur duyduk. Sayın Mustafa SEVER'e yeni görevlerinde başarılar diliyorum.

Sonunda yerlere çakıldık

İlçemiz adına mutluluk verici hadiselerin olduğu geçtiğimiz hafta, ülkemiz adına üzücü hadiselerinde zaman dilimi oldu.

Terörün lanetli elleri, gencecik fidanlarımıza kast ediyor. Ocaklar söndürüyor. Sadece evlatlarımız şehit olmakla kalmıyor, onların hayalleri, projeleri, emekleri, doğmamış evlatları, nesilleri de kayboluyor. Ateş ülkeyi dağlıyor. Belki içlerinden bir tanesi bu ülke için çok önemli bir şey yapacaktı, bir şey üretecek, keşfedecekti veya onun çocukları bunu yapacaktı. Ama lanet ve gözleri kan bürümüş cibiliyetsiz, milletsiz, şerefsiz, vatansızlar saldırmakta asla çekinmediler ve çekinmiyorlar.

Bıçağın kemiğe dayandığı, devletin bölünmez bütünlüğü, gereği yapılacak ....vs lafları bütün başbakanlardan, cumhurbaşkanlarından duyduk. Bu dönem kadar devletin teröre otorite boşluğu olmamıştı. Salataya gerek yok. Laf değil icraat lazım, yoksa terör konusundaki iradenin ve krizi yönetmenin yetersizliği hükümeti götürür. Bu millet altı defa birisini tepesinden atar ama yedi defa da geri seçebilir. Bunun örneği var, sandıkla yapar.

Silahla katledilmiş evlatları, geri getirebilir miyiz? Yazık değil mi? Bu kanlı oyunun ülkeler coğrafyasına sıçradığını bile bile, boş boş konuşmaya gerek var mı? Ülkenin insanları birbirinden çekinir olmuş, güvenmez olmuş. İnsanlar arası bağlar zayıflamış. Bu oyun yılların senaryosudur belki ama oynanıyor.

Ülkemiz sınırları içinden başlayıp, Dicle ve Fırat nehri arasını kapsayan Mezopotamya ovası, yani ilk peygamber Hz. Adem'in çocuklarından; Kabil'in Habil'i öldürdüğü, ilk kardeş kanının döküldüğü topraklar, İsrailoğullarının; Arz-ı Mevüd diye sınır çizdiği, kendilerine vaat edilmiş olarak gördüğü topraklar, bunun için sarf ettikleri enerjiye hedefe Megalo İdeal denilen lanet; tarihten bu mirasla geliyor. Yani kanla. Bugünde terörle tekerrür ediyor. Şimdi Kabiller çok, Habiller çok. Dolayısıyla kardeşkanı da çok. Bu havza artık kanla sulanıyor. Komşu ülke insanları birbirini katlediyor. Bu olaydan sonraki haritaya da Büyük Ortadoğu deniyor.