06/12/2013
Toplumun merakla takip ettiği gündemi, yerel seçimler. 30 Mart 2014 günü sandıklardan hangi neticelerin çıkacağı üzerine yapılan yorumlar kadar, sandıkta yarışacak isimlerinde merakla beklendiği günleri yaşıyoruz.
30 Mart yerel seçimlerinin ilçemize, ilimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederken, adaylarımıza başarılar diliyorum. Seçmenin birbirine kırdırılmadığı, küskünlüklerin olmadığı dostça, kardeşçe bir seçim atmosferi içerisinde, demokrasimizin kazanmasını canı gönülden istiyorum.
Konu seçim ve adaylar üzerine olunca bir dizi görüşlerimi sizlerle paylaşayım.
Türkiye genelinde Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi yarışacak. Bazı partiler özellikle belli bölgelerde çoğunluk olsa da ülke siyasetinde etkin dört aktör parti bunlar.
Mersin ilimizde Büyükşehir adayını açıklamayan CHP ve BDP var. AK Parti ve MHP, Mersin adayını belirledi. CHP ve MHP, Mersin'de olduğu gibi bazı ilçelerde adaylarını açıklarken, AK Parti henüz hiçbir ilçe adayını ülke genelinde açıklamadı.
İl ve ilçe koordinasyonu yönünde bir anlayışla seçime gidilmesinin sebebi elbette ki yeni çıkan büyükşehir yasası. Bu yasa belli noktalarda seçmen üzerinde bağlayıcı bir etki yaratıyor.
Genel yönetim oylarıyla, yerel yönetim oyları farklılıklar gösterebiliyor. Bunun nedeni halk arasında yereldeki oyun kişiye bağlı seyretmesi şeklinde ifade ediliyor. Konunun teknik tarafı ise sandıktan çıkan kadronun; seçim bölgesinde kalması, kenti kentten yönetecek olması. Dolayısıyla halkın eğilimi, kendisine yakın birisini ve kendi geleceği ile birlikte, ailesinin geleceğine oy kullanmayı daha pratik değerlendirmesinden kaynaklı.
Mevcut zamanda, gündemi her gün değişen, güncel bir Türkiye var. Bilgi ve teknoloji artık ulaşılmaz değil, anlık değerlerle ölçülüyor. Bilinçli, belli değer yargıları oluşmuş ve adına bugün “E-gençlik” dense de farklı bir duruş sergileyen genç seçmenler var. Genel araştırmalara göre seçmenin %45'i, kararını son anda veriyor. Kararsız seçmenlerin çoğunluğunu ise kadınlar oluşturuyor. Ekonomik veriler de seçmen üzerinde etkisi olan ana başlıklardan bir tanesi.
Adaylarımız halkla yüzleşmeden önce; bireysel bir değerlendirme yapmaktan ve kendileriyle yüzleşmekten asla kaçınmamalı. Objektif bir şekilde güçlü ve zayıf yanlarını tespit etmelerinde yarar var. Önlerindeki fırsatlar ve kendileri açısından risk getirebilecek unsurları dikkatle değerlendirmeliler. Çünkü çok farklı bir seçmen deseni ile karşı karşıya kalacaklar. Sistem otoritesi, plan, bütçe, ekip ve kampanya stratejileri; sonucu doğrudan etkileyecek hususlar.
Köylerin mahalle statüsü kazanması, bütün partilerin ve adayların farklı hesaplar yapmalarına neden oldu. Mut için, MHP kırsaldaki oyuna, CHP ilçe merkezindeki ağırlığına, AK Parti ise geçtiğimiz genel seçimdeki birinci parti olmasına paralel iddialarını ortaya koyuyor. Elbette, siyasette iki iki daha dört etmiyor. Adayın güven vermesi, güçlü bir izlenim bırakması, doğru mesaj verebilmesi, ikna seviyesi ve hitabeti seçmeni etkileyen nedenlerden.
Yerelde kişiyi kazandıran ve kaybettiren insan faktörü; Adaylar, Dalkavuklar, İçteki Karşıt Görüşlüler, Dıştaki Karşıt Görüş yani Rakipler ve Halktan oluşuyor. Yani aday kadar etrafı, içerdeki ve dışarıdaki farklı görüşler ile nihai seçmen önemli.
Kamuoyu algısını insanlar belirlemekte ve bu adaylarımızın işlerini zorlaştıracağa benziyor. Seçime yaklaşık 120 gün kala, insana ulaşan işi götürür. Toplumla uzlaşamayan, topluma rağmen siyaset üreten kaybeder. Halk; talep ve tepkilerinde her zaman haklıdır.
İlerleyen süreçte üzerine çok konuşacağız.
Ali Yaver SOYLU
aliyaversoylu@muttanhaber.net