Merhaba.

Artık haziran da geldi. Alışık olduğumuz sıcaklarla dolu yaklaşık bir üç ay geçireceğiz. Allah Mut ta olup çalışan yorulan, sıcaklara katlanan ve bu arada ramazan dolaysıyla oruçlu da olan/olmayan herkese kolaylıklar versin. Bu hafta sonu başlayacak olan Ramazan ayı her haneye her kişiye bolluk bereket, sağlık, huzur ve kazanç getirsin inşallah. Kısa süre içinde “sakız çiğnesem ”oruç bozulur mu kıvamındaki ramazan klasikleri ve Buna bağlı olarak Nihat Hatipoğlu nun zenginliği ile ilgili dedikodular alıp yürüyecek. Burada kısa bir değerlendirme yapayım. Nihat Hatipoğlu iyi bir vaiz. Yani iyi bir hatip. Konusuna hakim. Bir özel TV kanalı ona yıllardır program yaptırıp parasını ödüyor. Yani Hatipoğlu serbest meslek sahibi diyebiliriz. Hal böyleyken onun otelleri villaları olduğunu söyleyip bunu kullanarak islamiyeti kötülemek ve hatta Hatipoğlu'nu din tüccarı olarak göstermek geri zekalılıktır. Hatta insanların bu eleştiriyi ciddiye alacağını zannettikleri için ağır bir geri zekalılıktır. Sana ne, sana ne parayı veren ATV, alan Hatipoğlu, dinleyen ve izleyen de var. Bu her fırsatta seslendirdiğiniz gibi “benim vergilerim ”zırtapozluğuna da dokunmuyor. Tamamen özel teşebbüs. Sana ne olduğunu ben söyleyeyim. Sen geri zekalı bir yaratıksın. Laikliği ilkokul seviyesinde algılayan bir cühelasın. Hayatta bir şey olamayıp ve hiçbir şey kazanamayıp bunu sosyal girizgâhlı ideolojilerle gizlemeye çalışan bir zavallısın. Sen o atasözündeki çenesi yorulansın.

Şimdilik ramazan faslını burada keselim. Benim vergilerim ayındayız. Belediyemiz gelir kalemlerinden biri olan emlak vergisi tahsilatını ya uzattı ya da günlere çok iyi yayıldı. Çünkü son gün 31 Mayıs ta emlak servisi çok tenhaydı. Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır da; para kazanıp vergisini veriyoruz. Vergisini verdiğimiz para ile bir mülk ediniyoruz, bu mülkün de vergisi var. Hem alırken hem de elimizde bulunduğu süre devam ederken vergisi var. Yok, bir şey edinmesen para bankada dursa vadeyle de vergi var vadesize de. Yani kazanımların hepsinin sonu bir şekilde vergi olarak devlete dönmektir desem, Nihat Hatipoğlu ne der acaba?

Festival süresince kullanılmak üzere her yıl belediye tarafından stant yerleri satışa çıkarılır yıllardır. Ve yıllardır buraların kaç tane olduğu kaç tanesinin kaç liradan satıldığı, kimlere satıldığı hiç bilinmez. Bu konudaki yaygın kanı; mezbaha yolsuzluğunun içindeki isimlerin bu “yer” konusunda da ham yaptıkları yönünde. Söz konusu birimdeki değişiklikler de bu kanıyı güçlendiriyor. Ben birkaç yıl önce de bu tür söylentiler duymuştum. Demek ki söylenti içine katılan diğer unsurlarla yemlenme alanını genişletenlerin küpe sayısı üzerindeki oyunlarının yarıda kalmasına neden olmuş. Hayırlısı diyelim.

Peki; belediyenin başka partilerde olduğu yıllarda, mesela CHP de iken CHP gençlik kolları, mesela AKP de iken AKP gençlik kolları belediyeden bedava 10 stant vereceksiniz biz de satıp parasını kullanacağız gibi bir istekleri olmuş mudur? Bilmem. Ama MHP'nin alt teşkilatı olan “Ülkü Ocakları” belediyeden böyle bir istekte bulunmuş. Belediye de, öncesinde öğretmen olan bir isim de belediye tarafında değil ocak tarafında yer alarak bu isteğin destekleyicisi olmuş. Bu yüzden bu eski öğretmen ve MHP'li bir meclis üyesi kavgaya tutuşmuş. Burada MHP'li meclis üyesinin tavrını kutluyorum. Belediye MHP'li de olsa başka partili de olsa o yerlerin sahibi ve gelirini alacak olan Mut Belediyesidir. Orada bir iş yapacaksan parasını verip alacaksın. Orada yaptığın işten kazanacak veya zarar edeceksin. Bir şeyi bedavaya istemek veya amiyane tabirle çökmek, sonra da bunu paraya çevirmek için satmak; bir nevi haraçtır, avantadır, mafya tarzı bir harekettir. Hadi daha sert olsun; bu tarz istekler kurda yakışmaz, direk çakallıktır. Bunu izah edecek olan varsa buyursun etsin. Bu izah; yıllarca filanca falanca yaptı, sıra bize gelince mi böyle oldu şeklinde sızlanmalar içerecekse hiç başlamasın. Belediyeye Temmuz ayında niye mülkiye müfettişi geleceğini ve hangi “kesin hesap” cetvellerini, hangi nedenle inceleyeceğini de yakında burada yetkili ağızların açıklamaları eşliğinde yazacağım. Belediyede her zamanki gibi yine bir şeyler oluyor. Duyumlarım var. Duyduklarımın söyleyenlerinin her hangi bir durumda bunları deklare edeceğine dair sözleri var. Ama zamanla duyduklarımızın doğruluğu görünür hale gelmeden kimseyi zan altında bırakmak istemem. Yalnızca yukardaki 10 stant boyutundaki rant polemiğinin ülkücü camiaya yakışmadığını belirtmek isterim.

Kolay gelsin.