Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, belediyeden haksız yere ve siyasi olarak işten çıkarmalar ve mobingler olduğu, sürgünler yaşandığı yönündeki iddialara tepki gösterdi.
Bunun, kendisine yapılan çok büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen Seçer, “Herkes gelsin Mersin merkezde sahilde denize nazır bir oda verelim, 10 bin kişi otursun denizi seyretsin. Memlekete kim hizmet edecek?” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, 31 Mart seçimlerinin ardından belediyeden işçi çıkarıldığı, bulundukları yerlerden başka ilçelere gönderildikleri yönündeki iddialar gündeme geldi.
Toplantının başında söz alan MHP Grup Başkanı Mahmut Tat, daha önce de Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan bazı işçi ve memurların eziyet gördüklerini dile getirdiklerini söyledi. Bu yöndeki iddiaları bir kez daha gündeme taşıyan Tat, “Zaten geçimini zor yapmakta olan işçi kardeşlerimizin görmüş olduğu eziyetlerden bahsetmiştik, kabul edilmemişti. Ama Anamur'da çalışan bir işçinin Gülnar'a, Mut'a, Çamlıyayla'ya sürülmesinin bir izahı olamaz. Yine en az limitle çalışan bu arkadaşlarımızın dünden bugüne eziyet görmeleri, çok önemli suçları işlemedikten sonra işten çıkarılmaları, özellikle seçim öncesi sosyal medyalarındaki bazı ifadelerinden dolayı sorguya çekilmeleri, işten çıkarılmaları söz konusu. Biz, çalışan emekçi kardeşlerimizin gerekçe gösterilmeden, önemli nedenler olmadan işten çıkarılmalarına hep karşı geldik. Bu düşünceyle 2014 de dahil işten çıkarılanların işe tekrar alınmalarını istiyoruz. Ayrıca, bazı çalışanlar çağırılarak 31 Aralık 2019'da sözleşmesi bitecek şekilde yeni sözleşmeler imzalattırılıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.
MHP'li Meclis Üyesi Mehmet Topkara da seçim öncesinde sosyal medyadan siyasi paylaşımlar yaptıkları gerekçesiyle bazı çalışanlar hakkında tutanaklar tutulduğunu söyledi. Mut'ta çalışırken Çamlıyayla'ya ot biçmeye, mezarlık beklemeye gönderilen işçiler olduğunu dile getirerek, Seçer'e, “Sizin gösterdiğiniz hassasiyetin ekibiniz tarafından yeteri kadar gösterilmediği düşüncesiyle konuyu gündeme getiriyoruz” dedi.
“Hafiye gibi her alacağımızın peşine düştük”
Tat'a yanıt veren Başkan Seçer, Büyükşehir Belediyesi'nin borçlu bir belediye olduğunu belirterek, “Borçlarımızı ödemekle mükellefiz ama aynı zamanda alacaklı bir belediyeyiz. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşu MESKİ'nin toplamda 173 milyon TL alacağı var. İnanın, hafiye gibi her alacağımızın peşine düştük. Uzun süredir mücadele ettiğimiz bir kararı bugün mahkemeden aldık. Bizden önceki dönemde hatta daha önceki dönemden kalma billboard kullanıcı işletmenin bize çok yüklü bir borcu vardı. Bunu kamuoyu ile paylaşmıştım. Tedbir aldırmıştı. Hep şikayet ediyordum, belediyenin malını kullanıyor, gözümün içine bakarak bana kira ödemiyor. Tedbiri kaldırttırdık. Artık billboardlarla ilgili kullanım hakkını işletmeci firma kaybetmiş durumda. Bu, bizim mücadelemizle oldu. Üç ay önce yönetime geldik, 'böyle gelir, böyle gider' demedik. Böyle gelmiş ama bunu böyle götüremeyiz. Hiç merak etmeyin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını aramak bizim hem vicdani, hem insani hem siyasi görevimiz” ifadelerini kullandı.
“Bu, bana yapılan çok büyük bir haksızlık”
İşçi çıkarma iddialarının daha önce de gündeme geldiğini kaydeden Seçer, “Sanki Büyükşehir Belediyesi, haksız, hukuksuz, gereksiz, siyasi tercihlerinden dolayı insanları ekmeğinden ediyor gibi bir hava oluşturulmaya çalışılıyor. Bu, bana yapılan çok büyük bir haksızlık. Sayın Tat, bu iddiayı anlatırken, bunun benim tarafımdan yapılmayacağını en iyi kendisi biliyor. Bunu kendi gözüyle görmemiştir, sabit olarak tespit etmemiştir. Gidip araştırıp, 'hakikaten böyle bir şey var' diyerek kendi vicdanını rahatlattığını düşünmüyorum. Ama mevkisi gereği partili arkadaşlarından yoğun baskı vardır. Ahmet efendi işten alınmış ama doğruyu söylemez ki; 'Ben çok çalışkandım ama belediye başkanı o kadar kötü bir adam ki, benim gibi çalışkan bir adamı ekmeğinden etti' diye anlatır. Demez ki, 'Benim işle güçle akalam yok. Benim içim dışım fitne fesat. Ben, çalıştığım kurumu her gün provoke ediyorum, orada huzursuzluk yapıyorum, disiplini sıkıntıya sokacak hareketler yapıyorum'. Bizler olgun insanlarız. Bunları burada gündeme getirirken lütfen siyasi olarak birbirimizin bileğini bükme saikiyle yapmayalım. Yoksa burada yol alamayız. Benim bu konulara bakış açımı biliyorsunuz” şeklinde konuştu.
“Herkes gelsin Mersin merkezde sahilde denize nazır bir oda verelim, 10 bin kişi otursun denizi seyretsin”
Sürgün edilme iddialarına tepki gösteren Seçer, şunları söyledi: “Lütfen şunu söylemeyin; 'Mut'a, Gülnar'a, Anamur'a sürgün edildi'. Siz, Anamur'a Mut'a, Gülnar'a hakaret ediyorsunuz. Oralar Mersin ili sınırlarında değil mi? Benim görev alanım değil mi? Biz elemanları alırken, Mersin'in şu noktasında, bu noktasında çalışamazsın diye bir protokol mu yapıyoruz? Ne kadar güzel! Herkes sosyete, gelsin masa başında çalışsın. Mut'ta kim çalışacak, otu kim biçecek, sineğin ilaçlamasını kim yapacak, temizliği kim yapacak? Herkes gelsin Mersin merkezde sahilde denize nazır bir oda verelim, 10 bin kişi otursun denizi seyretsin. Memlekete kim hizmet edecek? Eğer biz, 'bu bizim adamımızdır, başka tarafın adamıdır' diye kategorize ederek yapıyorsak ve bunu tespit etmişseniz ve kendiniz de inanıyorsanız gelin benimle bunu konuşun. Bir haksızlık olmuşsa ilgili ararız, yapmayın deriz. Bu tip değerlendirmeler yapmayı mecliste uygun görmüyorum.”