Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, göç hareketlerini iyi yönetebilmenin önemine dikkat çekerek, "Bizim göçten bir endişemiz, korkumuz olamaz. Burada mesele bu nüfus hareketlerini yönetebilmek" dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Swedish Association of Local Authorities and Regions (SALAR- İsveç Yerel Yönetimler ve Bölgeler Birliği) International Genel Müdürlüğünden Yönetim Ekibi ve Resiliance in Local Governments (RESLOG- Yerel Yönetişimde Rezilyans Projesi) Proje Ekibi ile bir araya geldi. Ziyarette, 6 şubatta yaşanan deprem sonrasında Mersin'e yaşanan göçün kentte oluşturduğu etkiler hakkında konuşuldu.
Seçer, aynı ekip ile daha önce de bir araya geldiklerini anımsatarak, önceki ziyaretin konusunun Suriyeli sığınmacılar, bu ziyaretin konusunun da deprem bölgesinden Mersin'de geçici ya da kalıcı yaşamak için göç eden insanlar olduğunu vurguladı. Seçer, "Mersin, bu her 2 olayda aldığı rol icabıyla da bölgede ne kadar önemli bir kent olduğunu gösteriyor. Yani hem Ortadoğu'daki hem yurt içindeki gelişmeler sonucunda eğer demografik bir transfer olacaksa bu gelişmeler Mersin'in ne kadar önemli bir istasyon olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Göçü iyi yönetmenin önemine de dikkat çeken Seçer, "Bu olaylara bir öngörü ile yaklaşamıyorsanız, görmemezlikten gelirseniz, üstünü örtmeye çalışırsanız, yok sayarsanız çok büyük olayların ya da sorunların olmasına neden olursunuz. Ama tam tersi bir yaklaşım ile belki de oluşabilecek çok önemli olayların önünü almış olursunuz. Bizim çabamız da bu. Eğer bunu görürseniz, yaptığınız belediye hizmetlerinizin sürdürülebilir olması daha kolay olur. 'Ben bunu gördüm, bunun hazırlığını yaptım' dersiniz. Ya da nüfus hareketlerine dirençli kent olursunuz. Ama hiçbir şey yokmuş gibi oturur, seyrederseniz bütün sorunlarla da karşı karşıya kalırsınız" diye konuştu.
Kentin aldığı göçlerle ilgili hiçbir zaman duyarsız olmadığını ve konuyu kamuoyuyla dikkatli bir dil ile paylaştığını ifade eden Seçer, "Ne ben ne bu konuda beni bilgilendiren konunun uzmanı arkadaşlarım duyarsız kaldı. Uyum Merkezini kurduk. Bu belediyemizde olmayan bir şeydi. Bu sorunla ilgili oturduk, konuştuk, yüzleştik. Bu bizim gerçek sorunumuzdur. Bunu kamuoyu ile paylaştık. Çok dikkatli bir dille, dikkatli bir lisanla ama gerçekleri örtmeden paylaştık. Suriyeli sığınmacılar konusunda da oldu, son deprem dolayısıyla oradan buraya gelmek durumunda kalan hem kendi vatandaşlarımız hem sığınmacı nüfus ile ilgili yaptığım değerlendirmelerde de bu oldu. Hep bunu gündemde tuttum" şeklinde konuştu.
Türkiye'de finans kuruluşlarından finansman sağlanmasına dair en ciddi çalışan belediyenin Mersin Büyükşehir Belediyesi olduğunu söyleyen Seçer, "Bizim ayaklarımız yere basıyor. Ne yaptığımızı, ne istediğimizi biliyoruz. Hani bizde bir tabir vardır, 'sinekten yağ çıkarmak' diye. Böyle bir dertte değiliz. Bu göçler, savaşlar, depremler olmasaydı biz zaten bu ihtiyacı duymayacaktık. Türkiye'nin gelir sıralamasında 5. belediyesiyiz. Burası limanıyla diğer sektörleriyle zengin, iyi bir kent" dedi.
Hazırlanmış bir göç politikası belgesi olduğunu ve bunun 2. ve 3. kademelerinde zenginleştirilip sonuca varılması için Mersin Büyükşehir Belediyesinin de elinden gelen katkıyı yapacağını ifade eden Seçer şunları söyledi: "Çünkü Türkiye'de bu konuda en verimli alan; hem yeni hem eski nüfus transferi yaşamış bir kent olarak Mersin. Bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bizim göçten bir endişemiz, korkumuz olamaz. Burada mesele bu nüfus hareketlerini yönetebilmek. Çünkü deprem bölgesinden insanlar Mersin'i onlara avantaj sunduğu için tercih ediyor. Bunları önleyemezsiniz. Ama önemli olan burayı yönetecek olan insanların burayı görüp bunun tedbirini almasıdır. Altyapınızı, şehir planlamanızı ona göre yapacaksınız. Düzenli, yaşanabilir bir kent olması, ona göre istihdam alanları oluşturulması için katkı sunacaksınız. Merkezi hükümetin yatırımlarını buraya çekeceksiniz. Onun için Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı 1 aydır '350-400 bin göç aldık, konut açığı olacak' diye bağırıyor. Biz şu anda bunun çabası içerisindeyiz. Deprem bölgesinden gelen bizim vatandaşlarımız başımızın tacıdır. Biz onları burada gayet iyi bir hayat standardında yaşatmak için çaba sarf ediyoruz."
SALAR International Genel Müdürü Ryan Knox ise dirençli toplum çalışmaları çerçevesinde, yerel ekonominin kalkınması, doğru bilgiye erişim ve veri kullanımı, göç sonrası şehre gelen kırılgan gruplara yönelik sosyal hizmetlerin sürdürülebilirliği bağlamında belediyelerle işbirliğini geliştirmek istediklerini ve RESLOG Projesi çerçevesinde Mersin Büyükşehir Belediyesini güçlü bir paydaş olarak gördüklerini söyledi. İsveç'teki organizasyonla alakalı bilgi veren Knox, "Türkiye'deki Belediyeler Birliğine benzer bir yapımız var. İsveç dışındaki çeşitli ülkelerde faaliyet yürütüyoruz. Esasen Türkiye en uzun süredir çalıştığımız ülkelerden birisi. 16 yıl oldu. Özellikle Türkiye'deki Büyükşehir Belediyeleri ile uzun bir deneyimimiz var. Sizin belediyenizle RESLOG projeleri çalışıyoruz. Burada bizim dirençli toplumla ilgili çalışmaları, değerlendirmeleri yürüttüğümüzü biliyorum. Bu değerlendirme çalışmalarının bilhassa son yaşanan süreçte faydalı olduğuna ilişkin geri bildirimleri almış oldum. Ve mümkünse çalışma iş birliğimizi farklı alanlarda geliştirmek ve genişletmek istiyoruz. Yerel ekonominin kalkınmasıyla ilgili çalıştığımız 3 temel şehirden birisi Mersin. Veri kullanımına ilişkin bazı eğitimler olacak" dedi.