SÜT DEĞERLİ, PİYASA REKABETİ ACIMASIZMut'tan Haber Gazetesi, araştırmacı gazetecilikte her zaman olduğu gibi güncel ve gündem oluşturan konuları ve sektörleri incelemeye devam ediyor. İlçemiz gıda ve tarımda Türkiye'de eşine az rastlanır bir potansiyele sahip. Bu sebeple geçtiğimiz haftalarda ele aldığımız zeytincilik sektöründen sonra bu hafta süt sektöründeki sanayi işletmeleriyle sizler için görüştük. Süt sektöründe karşılaşılan sıkıntılar, yatırım hedefleri, ihracat potansiyeli ve piyasa koşulları hakkında konuştuğumuz işletmeler sırasıyla şu şekilde, Kılınç Süt, Katre Süt ve Merit Süt. Bizlerle değerli zamanlarını paylaşan, okurlarımıza ve üreticilerimize sektör hakkında değerli bilgiler veren işletme sahiplerimize teşekkür ediyoruz. Kılınç Süt Ürünleri “Aile Şirketinden Ulusal Markaya Doğru” Kılınç Süt Ürünleri Ltd.Şti. kurucusu Ali Rıza KILINÇ ile Mut'ta süt sektörünü ve işletme hedefleri üzerine konuştuk. 1980'li yılların başında Mersin Bölgesi'nde faaliyet gösteren Güney Süt firmasına süt toplama ve tedarikçisi olarak sektöre girdiklerini kaydeden Ali Rıza Kılınç, 2000 yılında peynir ve süt ürünleri imalatçılığına başladıklarını söyledi. İmalatçılığın ilk yıllarında günde 8 ila 10 ton süt işleyen Kılınç Süt, 10 kişilik bir ekiple işe başladı ve firma, Kaşar Peyniri, Kese Peyniri, Lor, Krema ve Tereyağı üretti. 2000'li yılların başında belli illerde pazarı bulan Kılınç Süt'ün şu an Türkiye'nin 25 ilinde ürünleri satılıyor. Kılınç ve ARK olmak üzere 2 markayla pazarda ürünleri bulunan KILINÇ Süt ürünleri LTD.ŞTİ. sahibi Ali Rıza KILINÇ; “İmalathaneyi 2000 yılında kurduk. 2005 yılında ise kurumsallaştık ve şirket kurduk. Günde 8-10 ton süt işlerken, geldiğimiz noktada 4 bin 500 metrekare kapalı alanda günde 30 ton süt işliyoruz. 58 barkodda ürün yapıyoruz. Beyaz peynir, kaşar, dilimli, lor, bez tulum, tereyağ ve ayrıca kendi markamızla bal üretiyoruz” dedi. Fabrikada işledikleri sütün % 75'ini çiftliklerden ve kooperatiflerden temin ettiklerini belirten Kılınç, sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez sütlerin toplandığını kaydetti. Kılınç sözlerine şöyle devam etti: “Firmamız ISO 22000 HACCP kalite belgelidir. Süt kalitesine çok önem veriyoruz. Sabah ve akşam ayrı olarak süt topluyoruz. Saha elemanımız sütleri yerinde analiz ederek kabul etmektedir. Analizlerde, kuru madde, yağ ve asitlik ölçümleri yapıldıktan sonra sütler kabul edilir. Temizlik ve hijyene çok önem veriyoruz. Pastörize süt işliyoruz. Üretimin her aşamasında titizlikte çalışıyoruz. Çünkü bizim ulusal bir marka olarak küresel pazarda yer alma hedeflerimiz var”. İç Anadolu'da Bölge Müdürlüğü kurarak, markalaşma hedeflerine doğru adım adım yürüdüklerini belirten Ali Rıza KILINÇ, 4 bin 500 metrekarelik kapalı alan fabrikayı daha da büyüterek ilerleyen dönemlerde UHT paket süt üretimini planladıklarını söyledi. Yurt içi birçok gıda, tarım ve hayvancılık fuarlarına katıldıklarını ifade eden KILINÇ, 2-5 Aralık 2016 tarihlerinde TÜYAP'ın düzenleyeceği GıdaTek fuarında da stant açacaklarını söyledi. Küresel pazarlarda ulusal bir marka olarak söz sahibi olmak adına AB ülkelerine ihracat yapabilmek için çalışmalara başladıklarını kaydeden Ali Rıza KILINÇ, yönetmelik, fizibilite ve teşvik konularına kızı Merve Kılınç'ın ağırlık verdiğini söyledi. Merit Süt Ürünleri Mut'ta Süt Üretimi 6 Kat Arttı, Devlet Kobilere Destek Olmalı 1998 yılında kurulan Merit Süt Ürünleri sahibi Zühtü DURAN ile süt üretimi, sektörel problemler ve markalaşma üzerine konuştuk. Zühtü Duran, Merit Süt'ü kurdukları döneme göre Mut'ta süt üretiminde tam 6 katlık bir artış olduğunu ve günde 100 ton süt üretildiğini söyledi. Sektördeki sıkıntıları ana başlıklar olarak, Hammadde, işleme, pazarlama ve tahsilat olarak sıralayan Zühtü Duran, kaliteli hammaddenin önemine değindi ve “Biz tesisimizi kurduğumuz yıllarda Mut'ta süt kalitesi çok düşüktü. En kötü süt Mut'taydı. Şu an kalitede artış var ama kalite hala yeterli değil, coğrafi yapı bunda bir etken. Düşük miktarda üretim yapan müstahsil azaldı. Köylü süte değer verir hale geldi. İşletmeciler hem üreticiyi hem de taşıyıcıyı bilinçlendirdi. Süt artık değerli” dedi. Üreticiler ve veterinerlere çok büyük iş düştüğünü söyleyen Duran, “Sabah ve akşam sütlerinin ayrı ayrı toplanması, antibiyotikli sütle mücadele bizlerin sıkıntıları. Üretici ve veterinerlerimiz paralel çalışmalı. Antibiyotikli sütlerin ayrı toplanmasına çok dikkat edilmeli. Biz, o sütü işlemiyoruz, döküyoruz ancak müstahsilimize parasını ödüyoruz. Müstahsil açısından problem yok. Ancak antibiyotikli sütün diğer sütlerle karışması üretimde çok ciddi zararlara sebep oluyor. Bu konuda veterinerlerimizden üreticimizin bilinçlendirilmesinde destek bekliyoruz” dedi. “Ulusal Süt Konseyince alınan referans fiyatlarla Türkiye'nin her yerinde süt fiyatı aynı. Üç tip fiyat uygulanıyor. Sıcak Süt, Soğuk süt ve çiftlik sütü fiyatı” diyen Duran, süt fiyatlarında üreticilerdeki kafa karışıklığının ortadan kalktığını söyledi. Merit süt olarak Mut'a örnek bir süt çiftliği kurduklarını belirten Zühtü Duran, “Biz hem süt işletmesi hem de süt üreticisi bir firmayız. Günde iki ton süt ürettiğimiz ve tamamı süt ırkı ineklerden oluşan örnek bir çiftliğimiz var. Kendi yoncamızı ve silajımızı kendimiz üretiyoruz. Kaliteli süt üretiyoruz” dedi. Günlük 25 ton süt işlediklerini ve 64 barkodda üretim yaptıklarını belirten Merit Süt Ltd.Şti. sahibi Zühtü Duran, ana kalemleri Beyaz Peynir, Kaşar, dilimli, tel, çeçil, lor, tereyağ, yoğurt, süzme yoğurt ve kaymak olarak sıraladı. İşletmeler açısından kalifiye elaman sıkıntısının yaşandığını ifade eden Duran, “En büyük etken Karaman'daki fabrikalar. Mut'ta süt işletmesinde daha fazla ücret, daha az ve düzenli mesai olmasına rağmen sosyal nedenlerden dolayı biz, eleman sıkıntısı yaşıyoruz. İŞKUR'la işbirliği yapıyoruz, İŞKUR'a eğitim veriyoruz” dedi. Sektördeki firmaların sahipsiz ve denetimsiz kaldığına dikkat çeken DURAN, “Makine ekipman Euro bazında ve çok yüksek fiyatlarda. Yeni yatırım yapmak çok zorlaştı. Devlet son 4-5 yıldır Kobilere yardımı kesti. Devlet, pazarda da bizi kontrol etmedi. Hileli ürün yapanlarla rekabet edemez hale geldik. Piyasa ürünleri ve merdiven altı yerler kontrol edilmeli. Bitkisel yağ, hayvansal iç yağ katılan ürünler çok ucuza piyasada. Sık analiz ve ani baskınların yapılması gerekiyor. Hileli ürünler piyasadan toplanmalı. Hile ve tağşişle piyasada faaliyet gösteren firmaların anında kapatılması gerekir. Markaya değil, fabrikaya kilit vurulmalıdır. Caydırıcı cezalar olmalı. Çünkü devlet bizi korumazsa bizler dayanamayız” dedi. Urfa'dan Kastamonu'ya kadar uzanan bir pazar payına sahip olduklarını ve İç Anadolu'da ciddi bir marka olduklarının altını çizen Zühtü Duran, “Ürünlerimizin %85-90'ını Mut dışında değerlendiriyoruz. İç Anadolu'da birçok ulusal markayı kalite ve satışta solladık. Tercih edilen bir marka olduk” dedi. Duran, son olarak ağır ve emin adımlarla ilerlediklerini, Mut'ta süt imalathanelerinde en 100 kişinin istihdam edildiğini ve Kosgeb kanalıyla sektöre destek verilmesi gerektiğini söyledi. Katre Süt ve Süt Ürünleri “Hayatı Doğal Yaşa” İlçemizde 1976 yılında faaliyete başlayan 2009 yılında yeni tesis kuran Katre Süt ve Süt Ürünleri ortağı Rafet KÜÇÜKÜNAL ile devlet politikası ve sektörel değerlendirme yapmak üzere konuştuk. Kurulu kapasitesi günde 50-55 ton süt olan Katre Süt, ihracat tecrübesi olan ancak komşu ülkelerdeki iç karışıklıklardan dolayı şu an iç piyasada ürünlerini satan bir firma. “Hayatı Doğal Yaşa diyoruz ve Katre Süt Ürünleri olarak 68 barkodda üretim yapıyoruz” diyen Rafet Küçükünal; ürettikleri ana kalemleri şu şekilde sıraladı: Beyaz peynir, kaşar peyniri, örgü, dil, lavaş, köy ve çeçil peyniri ile yoğurt, ayran, tereyağı ve krema. Sektörün üç ana problemi olduğunu ifade eden Rafet Küçükünal, bunları Devlet Politikasının olmayışı, Süt Üretici Birliklerinin süt kalitesi üzerine yoğunlaşmamaları ve hile-tağşiş olduğunun altını çizdi. Öncelikle üretici açısından sektörü ele alan Rafet Küçükünal; “Stün kalite açısından sıkıntıları olsa da üretici açısından fiyatları iyi. Mut'ta her geçen bilinçli süt üretimi artıyor. Süt hayvancılığı %40 arttı” dedi. Üretici birliklerinin üreticilerin bilinçlendirilmesi ve süt kalitesinin artmasına yönelik çalışmalarda yetersiz kaldığını ifade eden Küçükünal, “Köylü kaliteye çalışmalı. Hammadde kaliteli olursa ürün kaliteli olur. Mut'ta süt üretimi açısından çok daha fazla potansiyel var. Ancak süt kalitesi hala istenen seviyede değil. Süt kalitesinin istenen şartları taşımaması sektörü baltalıyor. Süt üretici birliklerine sahada çok iş düşüyor. Çünkü birliklerin yapması gereken birçok bilinçlendirici çalışmayı biz firmalar üstlendik” dedi. Sektörün ülke bazındaki en büyük talihsizliğinin ise devlet politikasının olmayışı diyen Küçükünal, “Gıda, Tarım ve Hayvancılıkta en büyük sorun, hükümet politikasıdır. Ülkemizde hükümetlerin politikasının olması ancak devlet politikasının olmaması, uzun vadeli planlamaların ve hedeflerin olmaması yatırımları aksatmaktadır. AB ülkeleri ve Amerika devlet politikalarıyla büyüyor. Tarım ve sanayide uzun vadeli programlara ve acil devlet politikalarına ihtiyacımız var” dedi. Mut'ta bir dönem çiftliklerin kurulmasına sevindiklerini kaydeden Küçükünal sonrasında yaşanan sıkıntıları ise şöyle değerlendirdi: “Geçtiğimiz yıllarda çiftlikler kurulmaya başlandı. Sevindik imalatçı olarak. Kaliteli süt üretimi açısından önemliydi çünkü. Sonra hayvan fiyatları yükseldi. Sıfır faizli, iki yıl geri ödemesiz 7 yıl vadeli krediler sayesinde 3 liralık hayvan 10 liraya çıktı. Ancak ilçede hayvan sayısı artmadı. Sonra hayvan fiyatları düştü. Üretici, hayvandan zarar etti. Yem dışardan, silaj dışarıdan. İşi bilmeden sektöre girişin sonu geldi ve krediler yüzünden Mut'ta 3-4 çiftlik kaldı. İhtiyaca bakılmadan tesislere verilen hibeli teşvikler, bilinçsiz yatırımlara sebep oldu” diye konuştu. Sektörün imalatçı açısından bir diğer sorunun ise hile ve tağşiş olduğuna değinen Küçükünal; “Sektörde piyasa fiyatlar açısından son 3-4 yıldır hiç iyiye gitmiyor. Ağır rekabet koşulları söz konusu. Hileli ürünler piyasada. Bitkisel yağ katılmış ürünler ucuz fiyatlarla kontrol dışı alınıp, satılıyor. Devletin süt fiyatlarına olan müdahalesinin ürünlere ve fiyatlarına da olması gerekir. Sanayicinin problemlerini en ciddi manada dinlemesi gerekenler dinlemiyor” dedi. SÜT İŞLETMECİLERİNİN ORTAK GÖRÜŞÜ OLARAK ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR: · Devlet politikasıyla sektör kontrol altına alınmalı, uzun vadeli planlar oluşturulmalı, · Devlet ürün piyasasında sıkı denetim yapmalı, hile ve tağşişe asla izin vermemeli, · Yatırıma teşvik amaçlı Kosgeb destekleri yenilenmeli, · Piyasa rekabet koşullarında süt fiyatlarındaki artışın kaliteyle paralel olması için üretici birlikleri işlevsel hale gelmeli, · Üreticiler kaliteye çalışmalı, gerekli alt yapısını oluşturmak
|