Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi91
Bugün Toplam757
Toplam Ziyaret858675
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762

ÇEVRE DÜŞMANI DEĞİLİZ, GÖKSU'YU SEVİYORUZ

Mut'taki zeytinyağı fabrikaları, Göksu'nun kararmasının ardından fabrikalarına kesilen cezalara isyan etti. Ortak basın açıklamasında bulunan zeytinyağı fabrikası temsilcileri, hiçbir uyarı yapılmadan ve çözüm yolları önerilmeden yazılan cezaların sadece Mut'a özgü, bölgesel cezalar olduğunu savundu. Suçlu gibi gösterildiklerini ve Göksu'nun renginin kararmasının faturasının kendilerine kesildiğini belirten Mut zeytinyağcıları, “Ceza ve kapatma tehdidiyle karşı karşıyayız” dediler.
Geçtiğimiz haftalarda Mut'un içinden de geçen Göksu nehrinin suyunun kara akması gündeme oturmuş, özellikle Silifke'de çevre örgütleri ve basında yankı bulmuştu. Konunun gündeme gelmesinin ardından Mut'taki 12 zeytinyağı fabrikasına, Çevre İl Müdürlüğü tarafından 46 bin 501'er TL ceza yazılmıştı.
Yazılan cezaların ardından ilçemizde faaliyet gösteren zeytinyağı fabrikası sahipleri ve temsilcileri, ortak basın açıklamasında bulundu. Göksu üzerindeki Kadıköy Köprüsü'nde yapılan basın açıklamasında, yazılan cezalara itiraz edildi.

CEZALAR SADECE MUT'TAKİ FABRİKALARA KESİLDİ

Fatih Kaan Tuna tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, yazılan cezaların sadece Mut'a özgü ve bölgesel olduğu savunuldu.
Mut'ta 20 fabrika ile sektörde faaliyet gösterdiklerini belirten Fatih Kaan Tuna, “Zeytinyağı imalatı yapmaktayız. İmalatımızın neticesinde, doğal olarak çıkan, karasu diye adlandırdığımız zeytinin ve zeytinyağı imalatında kullandığımız atıksuyu; kanunun bize uygun gördüğü ölçülerde havuzlarda ve iki fazlı sistemlerde, olabildiğince muhafaza edip doğaya bırakmama için gayret sarfetmekteyiz” dedi.
Gerek taşkınlar, gerekse sezon yoğunluğundan dolayı bazı fabrikalarda bu atığın bir şekilde Göksu'ya ulaşmış olabileceğini belirten Tuna şöyle konuştu: “Göksu'nun bizim saldığımız atıkların haricinde diğer bütün atıklar maalesef Göksu'ya bırakılmaktadır. Bu sene yağışlarında olmamasıyla suyunun çok az olmasından dolayı Göksu'nun renginde değişiklikler olmaktadır. Oluşan bu değişiklik tamamen zeytinyağı fabrikalarına, zeytinyağı fabrikalarının içinden de Mut zeytinyağcılarına fatura edilmiştir. Mersin bölgesinde ilçelerin hepsinde aşağı yukarı hepsinde zeytinyağı imalatı yapan fabrikalar, tesisler bulunmaktadır. Bunların hepsi de bizim uyguladığımız bertaraf yöntemlerini uygulamaktadır. Ama gelgelim bu cezai yaptırım, maalesef bizim Mut'taki zeytinyağı fabrikalarına fatura edilmiştir.”
Göksu'nun Konya'dan doğup Silifke'den denize döküldüğünü ifade eden Tuna, “Konya'dan Silifke'ye varıncaya kadar birçok ilçeden, beldeden bu ırmak geçmektedir. Silifke'ye ulaştığındaki Göksu'nun rengindeki karalık, sanki sadece ve sadece Mut'taki zeytinyağı fabrikalarının etkisiyle bu hale geldiği düşünülmektedir. Biz bunun yanlış olduğunu söylüyoruz” şeklinde konuştu.

OSB İSTİYORUZ

Konunun çözümü için Organize Sanayi Bölgesi (OSB) istediklerini belirten Tuna, “OSB yok. Bizde isteriz toplu halde bir atık yönetimimiz olsun, bizimde bir toplu halde bunları bertaraf edebilecek büyük havuzlarımız olsun. Fabrikaların birçoğu şehir merkezinde kaldı. Kendimiz havuzlar yapmaktayız. Bir şekilde prinayı muhafaza etmeye çalışmaktayız, ama ne de olsa yer sıkıntımız var. Biz bunu kendi bütçemizle aşmaya çalışırken, şimdi de böyle bir cezayla karşı karşıya kaldık. Şimdi kara kara düşünüyoruz bu cezaları nasıl olur bir şekilde ödeyebiliriz. Biz istiyoruz ki; bu cezalar yazılmadan bizler uyarılsa veya bunun gerçek manada bir çözümü varsa bize gösterilse, yol gösterilse. Ceza ve kapatma tehdidiyle şu anda karşı karşıyayız. Makine taksitlerimiz var, hepimiz borçluyuz. Hepimiz Mut'ta istihdam sağlamaktayız. Mut'un zeytin sanayisinden başka büyük sanayisi yok. En büyük sanayisi zeytin sanayisi. Bu sanayide bu şekilde yıpratılırsa, Mut'ta yatırım yapmak isteyen bir daha düşünecek” dedi.

GÖKSU'NUN RENGİ SADECE BİZLE ALAKALI DEĞİL

Göksu'nun renginin değişmesinin sadece zeytinyağı fabrikalarıyla alakalı bir şey olmadığının altını çizen Tuna, “Bizim bunda bir suçumuz varsa; bizi terörist gibi, suçlu gibi değil de, birlikte çözüm üretebilirdik” dedi.
Tuna şöyle konuştu: “Biz sadece Mut'ta imalat yapan, kendi çapında değirmenci mantığıyla iş yapan firmalarız. Yani biz çok büyük aman aman kurumsal firmalar değiliz. Babadan oğula geçen, senede bir veya iki ay en fazla faaliyet gösteren sektörün çalışanları, temsilcileriyiz. Dolayısıyla; devlette şimdiye kadar teşvik verdi bu fabrikaların açılması için, çoğalması için. Şimdi çoğaldı. Şimdi tam tersi azaltma gayreti görüyoruz. Bunda yardım bekliyoruz. Yani sektörün üstündeki bu ceza yükünün eğer mümkünse kaldırılmasını ve eğer bir çözümü varsa birlikte beraberce uygulanmasını istiyoruz.”
Silifke'de Göksu karardığı zaman Silifkeliler'in birleşip, suçu Mut'taki fabrikaların üstüne atmasını kabul etmediklerini ifade eden Tuna, “Bu ırmak Konya'dan doğuyor, Silifke'den batıyor. Sadece Mut değil, Ermenek'te de Karaman'da da zeytinyağı fabrikaları var. Artı bir sürü sanayi siteleri var, işletmeler var. Yani bunun sadece zeytin sanayisiyle anılmasını biz istemiyoruz. Şu an Göksu'nun kenarındayız. Şu an Göksu kara değil, çamur akıyor. Çamur akmasının suçlusu da mı biziz o zaman? Biz bunu da göstermek için ırmağın kenarında toplandık. Sesimizi duyurmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

SUÇLU GİBİ GÖSTERİLDİK

Bir TV kanalında program yapılıp, kendilerinin aranan suçlularmış gibi gösterildiğini, balık ve koyun ölümlerinin abartılarak, ajitasyon yapıldığını ve olayın çok farklı noktalara çekildiğini savlayan Tuna şunları söyledi: “Karasudan dolayı balık ölümü olduysa, ispatını istiyoruz. Karasuyun içinde herhangi bir kimyasal yok. Açıklamalarda öyle yazmışlar. Bunun içinde kimyasal var, diye. Hayır, hiçbir şey yok. Bundan bir zarar gelse, yediğimiz zeytinden zarar görmemiz lazım. Bu, zeytinin içindeki doğal su. Diğer bizim yıkama suyumuz var. Başka herhangi bir öldürücü, tehlikeli, herhangi bir şey yok. İspat edilmiş de bir şey yok. Ama sadece bunu halkın gözünde abartıp, bunu başlı başına bir haber haline getirip sektörü hedef haline getirdiler. Biz bundan şikayetçiyiz.”
Gerçeklerin paylaşılmasını ve sektörün hedef alınmamasını isteyen Tuna, “Kapatıldığı takdirde Mut'taki oluşan 150 bin tonluk zeytin rekoltesinin 30 – 40 bin ton zeytinyağını kim işleyecek, nerde işlenecek?” şeklinde soru yöneltti.

MUHATAP BULAMIYORUZ

Yapılan basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve konuyla ilgili düşüncelerini açıklayan diğer zeytinyağı fabrika temsilcileri de, verilen cezaların haksızlığı konusunda birleşti. Konuyla ilgili muhatap bulamamaktan yakınan zeytinyağcılar; konunun çözümü için yetkilileri göreve davet ettiler ve yardım talebinde bulundular.

ÇEVRE DÜŞMANI DEĞİLİZ, GÖKSU'YU SEVİYORUZ

Mut zeytinyağı fabrikacıları basın açıklamasını, “Biz kesinlikle çevre düşmanı değiliz, Göksu Irmağımızı seviyoruz” sözleriyle noktaladılar.

(Mut Rengarenk)



533 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın