Merhaba,

Tam yerel seçimler yaklaşıyordu ki; bir anda genel seçim tarihi daha öne çekildi. Bunda 2002 erken seçimlerini koalisyonu bozarak davet eden,7 Haziranda koalisyona yanaşmayarak yeniden seçimin yolunu açan, adı gibi devlet adamı olan Devlet Bahçeli'nin çıkışı etkilidir. Bu çıkışın neticesinde haziranda yine seçim var. Hayırlı olsun.

İnsan olarak ben de bir fikre bir inanca ve bir ideolojiye yakınım. Bu nedenle aidiyet hissettiğim ideolojinin lehine olacağına inandığım biçimde davranırım. Yazarım, konuşurum yorum yaparım. Bu benim özgürlüğümdür. Bu özgürlük başkasının fikrine saygı duyma zorunluluğumun çizdiği çizgide biter. Bu başkaları ve onların fikirleri için de geçerlidir. Başkalarının fikirlerine tahammül edemeyenlere ise faşist denir. Bunlara göre tek doğru kendi fikirleridir. Başka ideolojilerin ve fikirlerin bırakınız seslendirilmeye; yaşamaya dahi hakları yoktur.

Tarif ettiğim kafaya sahip yaratıklar bilmelidir ki benim muhatabım değillerdir. Başkalarına ya da herhangi birine verdiğim cevaptan şundan bundan yola çıkarak kendi küçük hayatlarını ve sahte kahramanlıklarını alkolden şişmiş dilleri ve olmayan şuurları ile kusacakları yer zaten bulundukları memişhanedir. Bu mevzu tartışmaya kapalıdır. Urdan kimseye ekmek çıkmaz.

Tam olarak bilmesem de 15 vekil hamlesini eleştirme hakkım olmadığını düşünüyorum. Şöyle ki bir partinin seçime girmesi kongresinin tarihine bakılarak belirleniyorsa veya YSK'nın keyfi bekleniyorsa ve yasada da böyle bir uygunluk varsa 15 değil 25 vekil de transfer edilebilir. Netice de YSK nazlanacağına İP'nin seçime gireceğini iş günü içinde açıklayabilirdi. Cumartesi geceye bırakmak ne demek acaba? E buna karşı parlamenter sistem ve yasalar dahilinde bu transfer işi İP'nin işini sağlama alıyorsa çok iyi yapmışlar. Tabii bu transferin insanlara çağrıştırdığı eski bir transfer olayı hemen gündem oldu. Merhum Ecevit “bakanlık vaadi” ile AP den bazı vekilleri transfer ederek hükümeti kuracak sandalye sayısına ulaşmıştı. Bu vekillerin içinden ismi akılda kalan bir, tek bir tanesi var. O da Tuncay Mataracı, Gümrük ve Tekel bakanı oldu. Türkiye tarihinde Yahya Demirel dönemi de dahil yolsuzluğun başlangıcıdır Tuncay Mataracı. Bu yüzden CHP'liler bizim bakanımızdı ama aslında AP'liydi diyerek, AP'liler de bizim vekilimiz olsaydı partiyi satıp CHP ye gitmezdi diyerek dışlarlar bu sabık sabıkalıyı.

Sonuçta bu transfer alıcının teklifi ile değil, vaad ettikleriyle değil, satıcının eliyle oldu. Satıcı oldukça bonkör biçimde 15 vekili bedelsiz olarak verdi. Amacı demokrasinin temeli olan seçim sisteminin tıkanmasını önlemekti. Kendi adıma bu hamleyi tarihi bir kırılma olarak görüyorum. Kemal Bey in siyaseten ismi geçmeye başladığından beri yaptığı tek olumlu hamle budur. Devamını bekliyoruz doğal olarak. Tıpkı İstanbul milletvekili İlhan Cihaner'in dediği gibi. Ne demiş Cihaner twitter hesabında? ”ÖDP, TKP ve DSP için de 20 şer vekil isteriz” demiş. Şimdi CHP'nin içinde bu hamleye karşı gelenler var. Tıpış Tıpış İP ye gidenler var. Konumunu devam ettirmek için sessiz kalanlar var. Cenazede ağladığı için kimseye sormadan gidip HDP'ye katılma potansiyeli olan var. İlber Hoca ya göre şu taşeron örgütün taraftarı olan bile var. Böylesine farklı renklerle zenginleşen ve demokrasinin ve özgürlüğün ve özgürlükçü demokrasinin beşiği haline gelen CHP lütfen artık tezkeresini alsın. Asker olduğuna kimseyi inandıramaz artık.

Bu arada CHP'nin CB adayının Öztürk Yılmaz olmasını hararetle destekliyorum. Büyükelçi olduğu sırada binaya yapılan baskında çok korkup “Muhasebeci Kenan” kılığına girerek uluslararası bir başarıya imza atan Sayın Yılmaz ın askerlik süresi de bitti bitiyor. Hemen CB olsun, hakkında olumlu olumsuz bir şey olursa ona haber uçuracak çok posta güvercini var. Durumdan vazife çıkartmak için zilin sesini duymaları kâfi.

Afiyet Olsun