Sermaye Piyasasıyla Hükümet arasındaki çatışma, kavga hatta adeta ölüm-kalım mücadelesi noktasına ulaştı. Dış manipülatif aktörlerin (Rating kuruluşları, Hedge Fonlar, malum Ülkeler vb) Ülkemiz üzerine ekonomik taarruzları, içeride yaşadığımız seçim ortamıyla birleşince ilk yansıması faiz artışı şeklinde oldu ve arkasından da Türk Lirasının değerine yönelik müthiş bir baskı yedik.

Aslında Hükümet, -geçmiş yazılarımda detaylarını vermiştim- uzunca bir süredir ayak sesleri duyulan bu saldırıyı biliyor ve kendine göre bazı adımlar atarak özellikle reel sektörü koruma amaçlı tedbir alıyordu. Arkasından seçim kararı alınınca mesele topyekûn saldırıya dönüştü.

Seçmen davranışlarını etkilemenin en hızlı, en kestirme yolu doğrudan cebinden, ekonomisinden vurmaktır. Nitekim uluslararası para baronları, malum çevreler tam olarak bu zayıf noktaya çalışmaktadırlar. Psikolojide Maslow'un İhtiyaçlar piramidi diye bilinen, insan ve toplum olarak ihtiyaçlarımızın hiyerarşisini tanımlayan sırlamaya göre, bir numaralı ihtiyacımız fizyolojik ihtiyaçlarımızdır. Ertelenmesi mümkün olmayan yeme, içme, giyinme gibi temel ihtiyaçların temininde yaşanacak bir sıkıntı, doğrudan insan ve toplumun algısını olumsuz yönde değiştirmektedir. 

Seçimin adeta baskın seçim şeklinde gerçekleşmesi sebebiyle, 2. kademe olan güvenlik ihtiyacı algısının bozulması için yeterli operasyon süresi kalmadığından, ortalığı karıştıracak işler çevirmiyorlar farkındasınızdır. Eğer seçim normal zamanında yapılacak olsaydı, güvenlik kaygılarımızı arttıracak şekilde pek çok olay yaşatılacağını tahmin etmek zor değildir. 

 Ekonomik anlamda uğradığımız manipülasyonun temel hedefi bellidir; mevcut iktidarın seçimleri kaybetmesi ve alternatif bir Hükümetin kurulması. Finans konusundaki tecrübeme bakarak, nominal/rakamsal anlamda tarihte yaşadığımız en büyük çapta saldırı altında olduğumuzu söyleyebilirim. 1994-1998-2001 krizleriyle kıyaslamak mümkün değil, çünkü orada ekonomik olarak biz çok zayıftık, küçük bir hareketle çökertmeyi başarmışlardı, şu an içinse o dönemlerin kat be kat üzerinde miktarlarda operasyona uğratılıyoruz.

Hükümet, 16 yılda temel ihtiyaçlarımızda oldukça iyileştirmeler yaptı, başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, emekleri geçen herkese teşekkür ederiz. Taş üzerine taş koyandan Allah razı olsun. 

Peki, bu kadar güzel çalışmaları yapan Hükümet açısından önümüzdeki 24 Haziran seçimleri için yolunda gitmiyor havası var, problem nedir? Sanırım Hükümet yetkililerinin atladığı husus budur;  Fizyolojik ihtiyaçlar ve Güvenlik ihtiyaçlarını gideren toplum, normal olarak o piramidin bir üst basamağına çıktı, 3. basamak kendini ait hissetme ve sevgi ihtiyacı, 4. basamak Saygı-Değer görme ihtiyacı ve son aşama, Birey olma-Kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. 

Cumhurbaşkanımızın ve çevresindeki çekirdek grubun, hatta başta Belediye Başkanlarımız olmak üzere tüm yöneticilerimizin, Maslow'un İhtiyaçlar piramidi üzerine düşünmeleri gerektiği kanaatindeyim. Yani, geçimini iyileştirdiğiniz, yol, okul, hastane yaptığınız bir toplum artık bir üst aşamayı talep etmekte, daha insanî, daha bir beşerî taleplerle karşınıza çıkmaktadır. 

Hizmet siyasetinin, bir üst aşamaya, İnsanlık siyasetine geçme zamanı gelmiştir. Siyaset ve siyasî kadrolar, İnsanların maddiyatı kadar maneviyatına da hitap etmelidir. İnsanların yüreklerine, gönüllerine hitap etme zamanı gelmiştir. 

Siyasetin versiyonunu güncelleme zamanı gelmiştir, adını nasıl isterseniz öyle koyun ama  2023 hedeflerimizin merkezine insanî değerleri almamız gerekiyor.