Merhaba;

Yerel seçimin ilk aşamalarından kabul edilen temayül yoklaması geçtiğimiz Pazar gün AK partililer için yapıldı. İlçemiz ve Mersin ilinin merkez ilçesi de dahil olmak üzere diğer ilçelerde AK partiye adaylık için başvuran aday adaylarının AK parti seçmeni ve teşkilatı nezdindeki kabul görme dereceleri belirlendi. Bu temayül yoklamasının sonucu diğer kriterlerle de birleştirilerek partiyi seçimde öne çıkaracak olan adayı belirlemede Genel Merkez için bir nirengi noktası oluşturacak. Fakat işin aslı pek öyle de olmayabiliyor. Aynı sistemi “ön seçim” ya da farklı tanımlarla kullanan her partide olduğu gibi sonuçta karar merkezden çıkıyor ve hiç kimse sınavdan beklediği notu alamayan öğrenci gibi “kâğıdımı görebilirmiyim” diyemiyor. Bunun en önemli nedeni de her aday adayının bu yola çıkarken “adayımız kim olursa olsun canla başla destekleyeceğim” şeklindeki klasik söylemi sarf etmiş olmasıdır. Zaten hangi parti olursa olsun; Aday adayı olup sonrasında aday olamayanların başka yönlere doğru yelken açıp partisinin ya da adayın karşısında olması çok doğru bir davranış olmaz zannımca. Bu yüzden temayül yoklamasında ilk sırada çıkmak veya çıktığı izlenimini vermek ne kadar aday olmaya yetmezse, ”Ben aday olmazsam parti kaybeder” demekte partili olmaya yetmez.

Ak parti üzerinden giriş yaptık, öyle devam edelim.11 tane aday adayının yanı sıra oylamalarda bir başka isim de listelere eklenmiş. Listede olmayan ismin eklenebilir olması bu açılımı çok tuhaf göstermiyor aslında. Yoklamanın aday belirlemeye ne kadar etki ettiği bilinmese de; toplamdaki değerlendirme unsurlarına göre çok az bir yüzdeye sahip olduğunu görebiliyoruz. Bunun sonucu olarak 11 tanesi kayıtlı, diğerleri sonradan yazılmış ve toplamda 100 sayısına bile ulaşılmış olsa aday adaylarından bir tanesi aday olacak. Yıllardır parti ilçe teşkilatı ile farklı düşüncelere sahip aday adaylarının bu ayrılıkçı tavırları seçimleri kaybettiren önemli bir faktördür. Bu seçimde AK partinin seçimi kazanmasının yolu ilçe teşkilatı ile uyumlu bir aday belirlenmesinden geçiyor. Sonuçta bu seçim kazanılacaksa aday ve teşkilatın kol kola yürüdüğü bir yolun sonunda kazanılacaktır. Teşkilata rağmen politika yapıp siyasete aday olanların bu seçimde kazançları kısa süreli hissettikleri heyecanları olacak. Kişisel oyu, kendine ait bir kitlesi, şuyu buyu olduğunu düşünerek kendi başına hareket eden bir aday adayı zaten aday yapılmayacaktır. Aday olsa bile seçimi kazanamayacaktır. Fikrimce görünen odur ki; seçimi teşkilat kazanacaktır. Teşkilatlanmış ve teşkilatına bağlı seçmen, teşkilatıyla yürüyen aday adayını “aday” ,adayı da başkan yapacaktır. Dahası bu seçim Mut Gündem gibi adını söylemekten korkan, ama kim olduğunu çoğumuzun bildiği yer altı sayfalarının desteği ile bir şey olunmayacağını bazı kifayetsizlere bir kere daha gösterecektir. Dahası şu an bu satırları okuduğunuz gazeteden de isimsiz yazılarla köpürtme çabalarını sıkça göreceksiniz. Kimbilir belki de ;eskiden olduğu gibi köpürtülen zat, sabuncu başına beni şikayet edebilir. Sabuncu başı da gereğini yapabilir. Her şey olabilir.

Önümüzdeki günlerde çok daha fazla parti ve çok daha fazla aday adayı hakkında bilgi ve fikir sahibi olabilirsem buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Neticede içinde yaşadığımız topluma bir başkan seçeceğiz. Yani yaptığımız seçim önümüzdeki beş yıl için ilçemizin geleceğini şekillendirecek. Bu arada kendi açımdan Belediye Meclis Üyeliği için aday adayı olup olmama konusunda takvim bitmeden bir karar vermem gerekiyor. Kararımın belirginleşmesinde tabii ki partilerimizin teklif ve ısrarları etkili olacak. Küçük bir sır vereyim sizlere: Daha hiçbir parti bana teklifte bulunmadı…

Afiyet Olsun.