HAKAN ACER
hakanayfer33@gmail.com
TÜRK VERGİ SİSTEMİNDE VERGİLERİN TASNİFİ, VERGİDE ADALET İLKESİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA: VARLIK VE AŞAR VE
19/12/2018 (Geçen Sayıdan Devam) “Yapmadığın atışların %100'ünü kaçırırsın” Wayne Gretzky Özet Bu makalede Türk Vergi Sistemi'nde tahsil edilen vergilerin konularına, yansıma ve tahsil ile mükelleflerinin şahsi durumuna göre tasnif edilmesi ele alınmış, devletin hakimiyet ilkesini dayanak alan verginin adil olması gerekliliği üzerinde durulmuştur. Önemli bir gelir kaynağı olmakla birlikte döneminde toplumsal açıdan yıkımlara neden olan, servet üzerinden tek seferlik alınan ve kanun metninde yer almasa da uygulamada ırkçılık, ayrımcılık yapılarak mükellefiyetinde din değiştirip Müslüman olanlara (Dönmeler) farklı oran uygulanan “Varlık Vergisi” hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca çiftçilerden alınan ve bir süre sonra mültezimlerin önemli bir gelir kaynağı haline gelen, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaldırılan “Aşar Vergisi” hakkında araştırma yapılmış ve bilgi verilmiştir. Abstract (CLASSIFICATION OF TAXES IN TURKISH TAX SYSTEM, ARTICLE ON JUSTICE PRINCIPLE: CAPİTAL TAX AND AŞAR TAX) In this article, of the taxes collected in the Turkish Tax System is addressed in a superficial way by the reflection and collection and taxation of the taxpayers according to their personal status. It was emphasized that the tax based on the principle of state dominance should be fair. As an important source of income, however, it caused social demolitions in the period when it was collecting Capital Tax at goverment. was not included in the text of the law, but in practice racism was discriminated, is taken as a one-off by means of wealth In practice, non-Muslims were discriminated against. information on this subject is given. İt was taken from farmers and soon became an important source of income for brokerage houses. Great Leader Gazi Mustafa Kemal Ataturk abolished this tax. Aşar Tax information is given. VARLIK VERGİSİ Bir savaş vergisi olarak ve sadece yüksek kazançlı kimselerden alınması planlanan vergi ile ilgili görüşmeler 11 Kasım 1942 tarihli meclis oturumunda gerçekleşmiştir. Mükellefler vergiyi on beş gün içerisinde mal sandığına yatıracaklardır. Bu süre beklenmeden bölgenin en büyük mal memuru, ihtiyaç duyarsa, mükellefin mallarına ihtiyaten el koyabilecektir. Zamanında ödenmeyen vergi için ilk gecikme haftasında yüzde bir, ikinci haftasında yüzde iki faiz uygulanacaktır. Bir ay sonunda borçlarını ödemeyenler, askeri işler dışında, belediye veya umum hizmetinde bedeni olarak çalıştırılacaklardır. Kadınlar ve 55 yaşını geçmiş erkekler bu çalışmadan muaf tutulabilecektir. Çalışanlara verilecek yevmiyenin yarısı borçlarından düşülecektir (Madde 12). Büyük şirket ortakları da gerekirse zorunlu çalışma yükümlülüğüne tabi tutulabileceklerdir (Madde 13). Mükelleflerin ikametgâhlarında bulunan eş, kardeş, anne, baba ve çocuklarına ait gayrimenkul mallar da vergiye karşılık olarak satılabilecektir. Gayrimenkullerin sahibi tarafından satışı sırasında, bu malların Varlık Vergisi dahilinde olmadığı resmi olarak tespit edilmez ise yapılan satışlar tapu müdürlüklerince onaylanmayacaktır (Madde 14). Vergi maddelerinin tek tek görüşülmesinin ardından yapılan oylamaya; mevcut 429 vekilden 350 tanesi iştirak etmiş ve katılanların tamamı olumlu rey vermiştir. Varlık Vergisi Kanunu çıkarılmadan önce, Maliye Bakanlığı tarafından defterdarlıklara gönderilen bir yazı ile; savaş sürecinde fevkalade kazançlar elde edildiği ve bu kazançların vergilendirilmediği belirtilerek, kısa süre içerisinde bu şekilde kazanç elde edenlerin tespit edildiği cetveller istenmiştir. Emir üzerine, İrat ve Servet Müdürlüğü, şubelerden konuyla ilgili malumatı toplamaya başlamıştır. Gelen cetveller içerisinde şahısların isimleri, adresleri, hangi işle meşgul oldukları, savaş öncesi ve son servet durumları yer almıştır. Bu cetveller Ankara'ya gönderilmiştir. Hazırlanan cetveller içerisindeki isimler öncelikli olarak Müslim(M) ve Gayrimüslim(G) olarak iki gruba ayrılmıştır. Sonraki süreçte bunlara Dönme(D) ve Ecnebi(E) sınıflandırmaları da eklenmiştir. Yasa yürürlüğe girdikten sonra ise illerde komisyonlar oluşturularak vergi verecek olan kişiler ve vergi miktarları tespit edilmeye başlanmıştır. Vergi miktarlarının belirlenmesinin ardından hazırlanan vergi listeleri halka açıklanmıştır. Bu konuda farklı anlatımlar da bulunmaktadır. Kanun metninde gayrimüslim, Müslüman gibi ayrımlar yoktu ancak dönemin İstanbul Defterdarı Faik Ökte'ye göre uygulamada yükümlüler, Maliye Bakanlığı'nın belirlediği dört gruptan birine göre vergilendirildiler. M grubu (Müslümanlar) takdir edilen matrahın yüzde 12,5'ini; G grubu (gayrimüslimler) yüzde 50'sini; D grubu (Dönmeler) yüzde 25'ini; E grubu (Ecnebiler) yüzde 12,5'ini ödemekle yükümlüydü. Çiftçiler de yüzde 5'ini ödeyeceklerdi. 18 Kasım 1942'de vergi listeleri yayımlandığında görüldü ki, Varlık Vergisi'nin yüzde 70'i İstanbul'daki mükelleflere tahakkuk ettirilmişti. Bunların yüzde 87'si gayrimüslimdi. Gayrimüslimlerin mali güçleri ile uygulanan vergi oranları Müslümanlara uygulananlara göre yüzlerce kez daha ağırdı. Gayrimüslimler arasında da Ermenilerin vergisi en yüksek orandaydı. (Bkz. Ayşe HÜR, 1942 Varlık Vergisi Kanunu adlı makalesi, 2015 Radikal Gazetesi) Fakat kısa süre sonra şikayetler yağmaya başlamıştır. İstanbul, Bursa, Adana ve Hatay illeri en çok şikâyet gelen yerler olmuştur. Mükellefler itiraz için vilayete, Maliye Bakanlığı'na, Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına ve meclise dilekçeler yazmışlardır. Verginin çokluğu, hatalı vergi tayini, mükerrer vergi itirazı gibi konular öncelikli dilekçe yazma nedenleri arasında yer alıştır. Anayasaya göre bu dilekçelerin mutlak olarak cevaplandırılması gerekmiştir. Bu amaçla bir hukuk servisi oluşturulmuştur ve servis, maddi hatalar ve mükerrerlik konularında çalışmak üzere iki kaleme ayrılmıştır. Süreç içerisinde meclise 13.348, diğer mercilere de 10.968 dilekçe olmak üzere toplam 24.316 dilekçe verilmiştir. Vergilerin tahsili sırasında kimi zaman siyasetle yakın temasın nimetlerinden faydalanılarak indirimler ve aflar gelirken, kimi zaman da tam zıttı durumlar yaşanmış ve çekişmeler fazladan vergi yükü bindirilmesine neden olmuştur. Böylece adam kayırma ve iltimas, vergilendirme sürecinde de etkin olarak başvurulan bir yöntem olarak hayat bulmuştur. Varlık Vergisi tahsilatı 1943 yılı Ocak ayında süratli bir şekilde devam ederken, bir yandan da vergisini ödeyemeyen ya da ödemeyenlerin bedeni yükümlülüğe tabi tutulması konusu üzerinde hazırlıklar başlatılmıştır. Bir ay içerisinde vergisini vermeyenlerle ilgili mahallin en büyük memurluğunca bir isim listesi hazırlanır. İsmi yazılı olanların sevk sırası şu şekildedir; hiç vergi vermeyenler, kısmen vergisini vermiş ama mal kaçırmış olanlar, menkul malını kaçırmayıp borcunu ödeme konusunda iyi niyetli olanlar, gayrimenkulden mükellef tutulmuş olanlar (Madde 1). Listede ismi olanlar, kadınlar hariç olmak üzere, zabıta marifetiyle kısım kısım celp ettirilir. Toplanacaklar içerisinden memur ve müstahdem olarak maaş ve ücretle çalışanlar, 18 yaşını doldurmamış olanlar, 55 yaşını geçmiş olanlar ve kadınlar tespit edilip bunlarla ilgili Bakanlar Kurulu'ndan karar çıkması beklenir (Madde 2). İki gözü kör, kolsuz, bir ayağı bulunmayan, bir kolu ve bir ayağı yok denecek kadar sakat olan, seyahate dayanamayacak kadar hasta olanların sevkiyatı verilecek raporlarla ertelenir. Hasta olanlar hastanede ya da evlerinde devlet adına tedavi edilir. İyileşenler derhal vazife yerlerine sevk edilir (Madde 3). Celp edilenler için bir toplanma yeri tahsis edilir (Madde 4). Üçüncü maddeye göre celp olunacaklar ulaştırma işlerinde çalışmak üzere Ulaştırma Bakanlığı'nca belirlenen dağıtım merkezlerine polis ve jandarma denetiminde gönderilir. Kadınlar, Bakanlar Kurulu'ndan sevklerine onay çıkarsa, belediye işlerinde çalışmak üzere İçişleri Bakanlığı'nca belirlenecek yerlere sevk edilirler (Madde 5). Askerlik vazifesinde bulunanların sevki bu görevlerinin bitimine bırakılır (Madde 6). Muaf sayılanların dışında kimsenin sevki geciktirilemez, Sevk edileceklerin iaşe masrafları kendilerine aittir. İlk tevzi merkezlerine varana kadar yetecek yiyeceklerini yanlarına almalıdırlar. İaşelerini karşılayamayacak halde olanların yol boyunca yiyeceklerini zabıta karşılar (Madde 8). Saygılarımla, (Devam Edecek) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NAKIŞ - 31/08/2022 |
NAKIŞ |
FARELİ DÜKKAN - 03/03/2021 |
FARELİ DÜKKAN |
GONDOL OTELİ - 02/02/2021 |
GONDOL OTELİ |
SONBAHAR GELSE - 16/09/2020 |
SONBAHAR GELSE |
ANNE GEL YANIMA OTUR - 26/08/2020 |
ANNE GEL YANIMA OTUR |
“ENRON VAKASI ve SARBANES-OXLEY YASASI” - 06/03/2019 |
“ENRON VAKASI ve SARBANES-OXLEY YASASI” |
HOW TO READ A PAPER? - 27/02/2019 |
HOW TO READ A PAPER? |
POMODORO TEKNİĞİ - 20/02/2019 |
POMODORO TEKNİĞİ |
YALAKA MEHMET - 13/02/2019 |
YALAKA MEHMET |
Devamı |