Merhaba,

  Bütün partilerimizin adayları belli olduktan sonra beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyor.

  Önceki seçimlerin gereksiz gürültüsü ve muşamba kirliliği bu seçimde yok. Kirlilik sosyal medya üzerine sirayet etmiş durumda. Şurayı ziyaret ettik. Sorunları hakkında bilgi

aldık. Filanca mahallemizin dertlerine çözüm bulmaya çalışacağımıza dair söz verdik. Bir de sahte ve samimiyetsiz olduğu her milimetresine sinmiş bir fotoğraf koyduğunuz zaman seçim çalışması kirliliğine destek oluyorsunuz. Başka bir şeye değil. Tıpkı “yol yapım çalışmalarını yerinde izledi” gibi zeka özürlü bir haber cümlesinde olduğu gibi bu fotoğraflarla sosyal medyaya servis edilen seçim çalışmalarında da genellikle klişe olmuş bir mizansen kullanılır. Biraz geçkince bir kadın ya da erkek seçmen; ve ona doğru eğilip onu dinlermiş gibi yapan aday fotoğrafı. Güya bu fotoğrafta adayın seçmenin dertleriyle ne kadar ilgili olduğu, hatta seçmenin derdiyle dertlenip seçimi filan unuttuğu havası yayılmaya çalışılır. Daha önceden seçim çalışması nedeni ile giydirilmiş minibüs veya otobüslerin üzerinde de adayın klişe bir resmi olurdu. Bir kolunu yukarı doğru kaldırıp avuç içi ileriye bakar şekilde yürüyen bir aday. Genellikle sahte bir gülümsemenin iliştirildiği yüz ifadesi , uzaklığı belliolmayan ufuk çizgisine bakıyormuş gibi yapmaya çalışan bakışlarla birleştirilirdi. İleri, daima ileri düsturu ile kentleşme, modernizm, şehir planı, aktivite, toplumsal, hizmet, öncülük, herkesi kucaklamak ve benzeri içi boş parıltılı laflarda parlak renkli kağıtlara yazılan yalanların seçim projeleri diye yutturulmaya çalışıldığı zamanlarda çok fazla da el ilanı dağıtılırdı. 

 Geriye sadece “seçim bürosu” denilen çay-kahve salonları kaldı. Buralarda sabahtan gece yarılarına kadar sürekli çay servisi vardır. Karton bardakta çay alıp bir yere ilişip çay niyetine içebilirsiniz. Seçime dair en ufak bir çalışmanın fikri dahi oluşmayan bu yerler eskiye nazaran içerde sigara içilmediği için daha sağlıklı bir ortam sunabiliyor. Ben bu partinin taraftarıyım mesajı vermek isteyenlerden tutun, ben seçimde çok çalıştım diyebilmek adına buralarda

oturup, çay içen seçmen sayısı hiçte az değildir.

 Bu klasik çerçevede seçime hazırlanan ve ilk üçü oluşturacağı bilinen partilerin şu anda biri diğerinden önde değil. Yani hepsi aynı eylemsizliğin ve klişelerin pençesinde “seçimi biz kazanırız” kolaycılığının inanmaya yakın seçmenleriyle çayını yudumluyor. Seçimde alacağı oy sayısı üç basamaklı ilk sayının biraz fazlası olacak olanlar bile büyük bir özgüvenle sahne almış durumda.

  Bu pozisyonun ortasında duran ve hemen herkesin ortak değeri olan MİY ise bu gezip tozmalardan ve verilen seçim pozlarından hiç nasibini alamadı. Toplum diye başlayan

cümlelerin hiç birine yüklem olmadı MİY. Dernek yasası ile kulüp yönetmenin sonunda kulübü uçuruma götürmeye kadar vardığını bir kez daha gördük. Ne güzel amatör amatör giderken, bir anda 3.ligin kıyısına gelen bir MİY var artık. Gerçi grubunu ilk sırada bitirse bile play off oynayacak. Tersi durumda grubunu ikinci bitiremez, üçüncü veya dördüncü olursa da Mersin bölgesi takımlarından ikisi önünde olursa; ki şu an öyle, bir alt lige düşecek. Bu plansız ve hazırlıksız çıkılan her yolun sonunda olabilirliği yüksek iki ihtimalli bir durum. Ortası yok. Ya çıkacaksın, ya düşeceksin.2. olmanın hiçbir esprisi de yok. Ve daha uzak bir geleceğin resmini şimdiden görmek lazım. Daha BAL seviyesinde bu kadar borç ve bu kadar az gelir eksenindeyken; yukarıya çıkıp orada maddi manevi hırpalanmamız kaçınılmazdır. Tüm dünyada dev kulüpler bile alt yapıya yönelmiş, transfer etmek yerine yetiştirmeyi seçmişken, İran dan şurdan buradan oyuncu getirmek şımarıklıktır. Getirip parasını ödememek

şımarıklık bile değildir...

  Afiyet Olsun.