Merhaba,

            Bu günlerde, seçimin rakip tarafları arasında “niçin HDP ile birliktesiniz” veya “Niçin HDP ile birlikte hareket eden CHP ile ittifak yaptınız” gibi münazara olmaktan çıkıp, geyik muhabbetine dönüşen bir kısır döngü var. Çünkü cevap hep aynı. Sanki Habur'da biz mi yaptık veya biz mi megri söyledik vs vs. vs. Her iki tarafı tek tek veya birlikte üzerinde anlaşacakları bir sonuca götürmesi mümkün olmayan bu kısır döngünün geyik muhabbeti için çorbaya bir tutam tuz da ben koyayım dedim. Sosyal medya üzerinden yapılan bu tartışmalardan birinde bir kullanıcının yazdığı aşağıdaki yorum bu konudaki fikrimle aynı olduğu için sizlerle paylaşmak istedim. Yazıdaki hitabetten de anlaşılacağı üzere, bu yazı karşısındakilere koyun, çomar, yobaz demeyi kendinde hak olarak gören, bu yetmezmiş gibi herkesi cahil, kendisini allame-i cihan zanneden yaratıklara cevaben yazılmıştır. Yazının sonunda çomar kelimesinin kullanılmış olması bu yüzdendir. Başka fikirlere saygısızlığı olmayan herkesi tenzih ederek buyurun “alıntı” yazımıza..

            Halâ megri megri mi? Tamam. 

Habur, oslo, davul-zurna? Ona da tamam.

HDP'yi meclise Erdoğan mı sokmuş? Yahu o da kabul(!)

Peki ya sonrası?

- Megri megri dedirten Erdoğan, o günden bugüne 10 binden fazla terörist imha ederken, senin destek verdiğin partinin vekilleri aynı teröristlerin cenazesinde gözyaşları döküyordu.

- Hendek operasyonlarında onlarca Şehit verilirken, senin destek verdiğin partinin genel başkanı o hendekleri kazan teröristler için 'Sayın arkadaşlarımız' diyordu.

- Sihalar sayesinde askerimiz sahaya inmeden(zarar gelmeden) yüzlerce terörist avlanıyorken, yine senin destek verdiğin partinin vekili 'TSK sihalar ile masum insanları katlediyor' diyordu.

- Meclise Erdoğan tarafından sokulduğunu iddia ettiğin HDP'nin terörle bağlantısı ispatlanan vekilleri, yine Erdoğan tarafından birer birer kodese tıkılıyorken, senin destek verdiğin partinin genel başkanı 'Seçimle gelen seçimle gitmeli' diyerek adalet yürüyüşlerine çıkıyordu.

- TSK, Elbab'da, Afrin'de onlarca Şehit verirken, senin destek verdiğin partinin genel başkanı ve hatta yardımcısı 'Biz PYD-yi terör örgütü olarak görmüyoruz ki!' açıklamalarını yapıyorlardı.

- ABD dışişleri bakanı 2015 senesinde 'Bu Erdoğan sözümüzü hiç dinlemiyor, bizim elamanlar artık harekete geçmeli' derken, sen halâ 'Erdoğan BOP eş başkanı' sloganını ağzından düşürmeyip Kürdistan'ı kuracağını iddia ediyordun -ki- tam da o sıralarda senin destek verdiğin partinin genel başkanı 'Akacak kan duracaksa, özerklik konuşulabilir' diyordu.

- Hepsini geçelim, dünü geride bırakalım. Yine senin destek verdiğin parti, bir taraftan Atatürkçülük/Cumhuriyetçilik adı altında siyaset yürüttüğünü söylüyorken, diğer taraftan 'Demirtaş'a özgürlük, Özerk Yönetim Şartnamesi' gibi maddeleri seçim beyannamesine rahatlıkla koyabiliyor-du.

Ve şimdi sen,

Her ne kadar iç dünyanda kendine itiraf edebiliyor, lâkin bunun sancısını dahi dışarıya kin ve cehalet olarak kusuyor olsanda, salt Erdoğan nefretiyle ülkenin paramparça olmasını göze alabilecek, eşsiz bir mirasyedisin. Sırf bu nefret üzerinden on binlerce insanın canına mal olmuş terör örgütünün siyasi uzantısını meclise sokabilecek kadar da kalleşsin. Atatürk'ü; ideolojisine en tezat alanda ve en adi şekilde kullanabilecek kadar düşük/basit bir hainsin.

Ve yine sen,

Sloganlar üzerinden hayatını idame eden, kafasını, %90'ı iftira/yalan olan (haber/bilgi) bataklıklarından çıkarmayan, doğruyu araştırmak bir yana, doğrunun kendisine dahi düşman kesilen ve koskoca Türkiye Cumhuriyetini, yaşamını hiç ettiğin Kadıköy'den, İzmir'den, Bebek ve-sairden ibaret zanneden Çomarın ta kendisisin.

Karşı görüşleri ve fikirleri düşman gibi değil, rakip gibi görüp, o fikir ile mücadeleyi mertçe ve centilmence yaptığımız günlerin yakın olduğu umudunu hiç yitirmeden saygı çerçevesinde mücadele eden herkese başarılar dilerim.

Afiyet Olsun.