Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam83
Toplam Ziyaret849594
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
NETEKİM YA DA POSTAL
18/09/2019
Beş gün önce 12 Eylül’dü. Küçüktüm, yayladaydık. İhtilal oldu dediler. İhtilal ne hiç bilmiyorum o zamanlar. Sokakta oynuyoruz yine. Yaşıtım bazı çocuklar; belli ki evlerinde konuşulanlardan etkilenip, “Demirel'i Erbakan'ı ve Türkeş'i asacaklar” diye konuşuyorlardı. Tam 39 yıl önceydi. Bu konuşmaların sesinde çocuk tınısı var ama hafızada başka şeyler saklamış onu söyleyen büyüğü.
Daha eskiye gidip bu hafızadaki tortunun nedenine bakalım biraz. 1960 yılında TSK emir komuta zinciri olmadan ordunun tamamı katılmadan bir darbe yaptı. Emir komuta yoktu çünkü darbecilerin başındaki isim Cemal Gürsel adında emekli bir askerdi. Ülkenin iş başındaki sivil iktidarını alaşağı etmek için kurulan şerefsiz planın başına aga lakaplı bu asker getirilmişti. Sivil iktidarın güç zehirlenmesi, iltimas vesaire nedenlerle kendi yandaşlarının bile tepkisini çeken yanlış, haksız uygulamaları vardı. Belki seçim zamanı beklense DP ağır bir yenilgiye uğrayacak ve bir daha belini doğrultamayacaktı. Belki şimdi kahraman olarak anılan Menderes ve iki bakanı siyasetten silinip yok olacaklardı. Şu an olduğu gibi bütün hataları unutulup aziz mertebesine çıkarılmayacaktı. Ve belki de C. Gürsel ve İ. İnönü birçok insan tarafından dolaylı ya da direkt olarak bu idamlardan sorumlu tutulmayacaktı. İşte bu dönemde darbeyi çağıran ortamı hazırlayan güçler, bununla kalmayıp komedi kıvamında duruşmalara sahne olan Yassıada mahkemelerini de planladılar. Cunta baştan sona irtibatlı kademelerin kontrolündeydi. Salim Başol isimli hakimin şu sözleri yargılamanın adaleti hakkında herkese net bir bilgidir: “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor”. Bir de savcı Egesel vardı. Bunlar aldıkları talimatlar uyarınca bu mahkemelerden istenilen kararları anında çıkarttılar. Ve sonunda daha sonra ne olur diye düşünülmeden verilen kararlar, yine sonrası düşünülmeden uygulandı. İdamlar infaz edildi. Memleket kurtuldu. Asker ve yargı işbirliğinin gizli tertipçisi ve siyasi ayağı olan parti artık iktidarı ele geçirdiğinden emindi. İşte bu plansız ve kısa vadeli hesapların öne çıktığı darbe, belki de hiç hak etmedikleri halde bazı insanları anıt mezarlara taşıyıp kahraman seviyesine yükseltirken, bazılarını da lanetledi. C. Gürsel ve İ. İnönü nün son günlerinde bu halkın büyük çoğunluğu onlara şifa değil ceza diledi. Belki de hak ettiler. Çünkü 27 Mayıs baştan sona aklın değil, öfkenin, planın değil intikam hırsının hayat bulduğu aptalca bir hareketti. Bu denklemin önemli unsurlarının hepsi aptalca davranıp, kısa vadede kazanım gibi olsa da uzun vadede insani bütün değerlerini kaybetmiş bireyler olarak silinip gittiler. Tıpkı Kenan Evren gibi.
İşte sokaktaki oyun arkadaşımın evdeki büyüklerinden duydukları yukarda anlatmaya çalıştığım dönemin hafıza tortularıydı. Yine kendilerinden başka herkesi ezip geçecek olan bir darbe zannediyorlardı 12 Eylül'ü. Geç olmadan anlaşıldı öyle olmadığı. Hem sağı hem de sol görünümlü faşistleri ezip geçti 12 Eylül. Bir sağdan bir ordan bir şurdan diyerek astılar, öldürdüler, kaybettiler, yok dediler yaktılar, yıktılar. Ve o zamanki uygulamaları ile bu ülkenin başına bir dert daha açtılar. Yaptıkları işkenceler, akla ve insanlığa sığmaz uygulamalarla ezelden beri kardeşçe yaşayan iki milletin arasına terörü soktular. 12 Eylül'e gelinmesinde Demirel Ecevit Erbakan ve Türkeş'in de katkısı oldu. Bu durumdan az ya da çok hepsi suçludur. Hiç biri masum değildir. Meclisi oluşturan dört partinin genel başkanları bir araya gelip 20 ayda bir CB bile seçemediler. Şimdi bile mezardan çıkıp gelseler; birine Baba, birine Dürüst lider, birine hocam, birine başbuğum diye sarılıp peşinden koşabilecek birçok taraftar bulabilen bu isimler aslında bu ülkeyi darbe gününe doğru iten siyasi yetersizlerdi. Tek amaçları ise kendi siyasi ikballeri oldu. Türkeş'i ayrı tutarsak; Demirel aynı çizgide olduğu ANAP'ı, Ecevit içinden çıktığı CHP'yi, Erbakan ise fikir babası olduğu siyasi görüşün partisi AKP'yi bozmak, yıkmak yok etmek için çabalamış, siyasi istikrarı bozmayı marifet zannetmiş aslında hiçbir değeri olmayan, tabiri caizse adam yokluğunda genel başkan olmuş ve yetersizlikleri Türkiye'ye pahalıya mal olmuş lüzumsuzlardır. Bu isimlerin başbakan veya CB olmuş olması gereksiz oldukları gerçeğini değiştirmez. Tıpkı Cemal Gürsel gibi. (Not: Bu yazı geçen yıl yazılmıştı. Tanıdık gelebilir)
Afiyet Olsun.


2584 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı