Merhaba,

Öncelikle Elazığ ve Malatya dolaylarında can ve mal kaybına neden olan deprem için hepimize geçmiş olsun demek istiyorum. Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diliyorum.

Deprem olunca ortaya çıkan deprem uzmanlarından; mesela altı ay önce uyarmıştım diye zevzeklenen tiplerden, O'nun peşine takılıp niye önlem alınmadı kıvamında yavşayanlardan, bunu toplumsal bir acı değil, devlete çakmak için fırsat olarak görenlerden, fırsatçılardan, yüzsüzlerden, yaptığı yardımı insanların gözüne sokmaya çalışanlardan, sanatçı kılığına girmiş sırtlanlardan, henüz enkazların tozu dumanı bile dağılmadan depremin büyüklüğü konusunda devlete şarlayan aşuftelerden, koltuğunun altına kaz alıp çevreye duyarlı sanatçı pozuna giren sahte komedyenden, bu komedyene sahip çıkan gazeteci müsveddesinden, başka yıkım görüntülerini Elazığ diyerek, Malatya diyerek sosyal medyada servis eden iğrençlerden, depremin daha büyüğü geliyor diye halkı paniğe sevkeden insan kılığındaki yaratıklardan bahsetmeye gerek yok. Onlar yine birkaç gün içinde çıktıkları sıçan deliklerine geri dönecek. Ortaya çıkmak için yeni ölümler yeni yıkımlar yeni felaketler bekleyecekler. Bunlar ölü sevicidir. Bunlar insanların canlı kurtulmasına sevinmez, ölmesine sevinir. Çünkü ölüm ve ölüler üzerinden iğrenç ruhlarının bütün pisliğini dökebilecekleri, adına da siyaset dedikleri şeyi yapmak için uygun alanı bulmuş olurlar.

Belediye başkanı olduğu il sel baskınlarına teslim olmuşken tatile giden terli yaratık, şimdi de güya çok acil çok duyarlı, bir canlıymış gibi afet bölgesine gidip birkaç saat geçirdikten sonra o yakınlardaki bir kış tatil merkezinde kayak yapmaya gitti. Çok sözü edilen Marmara depremi günün birinde gerçekleşir ve bu tarihte terli yaratık yine belediye başkanı olursa bu kez İsviçre'deki kayak merkezlerine gidebilir veyahut mevsim kış değilse, mevsimsel tercihler yapabilir. Her durumda kesinlikle tatil O'na yakışacak, hatta yapRaklar O'nu alkışlayacaktır.

Bu terli yaratık, bir süre sonra depremzedeler için yıkılan binaların yerine yapılacak olan devlet destekli TOKİ konutlarına rant gerekçesi ile karşı çıksa hiç birimiz şaşırmayız. Bir şey de demeyiz ama kesin olan şudur: YapRaklar O'nu alkışlayacak. Bu kararlı karşı çıkış, bu sosyal demokrat duruş neticesinde belki de olaya el koyup; temel atmama töreni yaparak, TOKİ mevzusunu baştan itibaren, hiç başlamadan bitirebilir. Bu durumda evsiz kalan insanlar ve bizler hiçbir şey yapmayız ve demeyiz. Ama kesin olan bir şey var ve şudur: YapRaklar onu çılgınca alkışlayacaktır.

Kısaca özetlersek,her toplumsal yıkımda olduğu gibi ortaya çeşitli kafa ve görüşte, değişik ruh hallerinde onlarca farklı tepki çıktı. Kimisi oradaydı, içindeydi, yaşadı, kayıplar verdi, ölümler gördü. Kimisi uzaktaydı ama yakınları oradaydı. Kayıplar verdi, üzüldü. Kimileri hemen yardıma koştu, kimileri yardıma gelenlere yardım etti, kimisi ekmeğini, kimisi yemeğini, kimisi evini paylaştı. Birçok insan acıyı paylaştı. Yardımlar toplandı. Çadır ve sıcak yemek gibi öncelikli hizmetlerin çabuklaştırılması için herkes seferber oldu. İnsan olduğunu bilen, hisseden herkes bir şeyler yapmaya çalıştı. Fakat yine her zaman olduğu gibi bir takım canlılar çıkıp depremin şiddetiyle ilgili açıklamada devleti suçlamaktan tutun da, yıkılan binaların yerine yenisinin yapılması nedeniyle TOKİ rantı olacağını söyleyenlere, bu depremin devletin suçu olduğunu söyleyenlere,hatta afet bölgesinde sırf siyasi rant için dolanan siyasi özürlü şahısların,kameralar önünde önceden kurgulanmış;”açız,yemek yok,ekmek yok” veya “yardım gelmedi” “çok soğuk, çadır yok, devlet nerde” özneli kendi taraftarlarını bile kızdıran oyunlarına kimse şaşırmadı. Çünkü bunların, bu ölü sevicilerin, bu leş yiyicilerin, bu akbabaların, bu sırtlanların, bu ağzından salyalar akan halk ve devlet düşmanlarının işi buydu. Köpekler bile burunlarını buradaki çalışmaların hizmetine sunmuşken, bu insanlığı eksik canlılar kimsenin umurunda olmadı. Sadece kendilerini bir kaz daha teşhir ettiler. Milletçe başımız sağ olsun. Geçmiş olsun..