Merhaba;

1934 yılında kesinlikle kötü, kesinlikle yanlış kesinlikle topluma ters bir kararla 480 yıl önce şehrin Fatihi tarafından cami yapılmış bir yapı müzeye çevrildi.

Nasıl mı?

Nasıl olacak? Atatürk'ün emri ve bakanlar kurulu kararıyla,

Atatürk emrediyor, Bakanlar kurulu karar alıyor.

Dünya'da eşine benzerine rastlanmayan demokrasimiz tam olarak böyleydi.

Adam emreder, bakanlar da karar alırdı.

Adam aklına eserse, ertesi gün vaz geçer, başka bir emir verir, bakanlar kurulu yine karar alırdı.

Adam canı sıkılırsa Başbakanı kovar yerine yenisini getirirdi.

Vaktiyle İnönü'yü kovup, Celal Bayar'ı başbakan yapmıştır ki bir buçuk yıl sonra Celal'i yollayıp İsmet'i tekrar geri getirmiştir.

Adam bazı vilayetleri ziyaret ettiğinde kendisine gösterilen ilgiyi yeterli bulmaz ve o vilayeti ilçe yapardı, bakanlar kurulu da karar alırdı.

Adam hoşuna giden arazileri tapuda kendi adına tescil ettirir, bakanlar kurulu da karar alırdı.

Adam kurtuluş savaşı esnasında Uzak Asya Müslümanlarının gönderdiği paraya çöker, bu parayla bir bankanın ortağı olurdu. Bakanlar kurulu da mal gibi bakardı.

Adam bira fabrikası kurar, çiftlik satın alır, kullanmayı bilmediği traktörle resim çektirir, bakanlar kurulu da mal gibi bakardı.

Adam bir camiyi mi kapatamayacaktı?

Laf olsun işte.

Zaten o yılın en önemli en gerekli, en görkemli icraatı o müzeye dönüştürme işiydi. Tüm Hristiyan dünyası o günü zafer coşkusuyla kutladılar.

Adam kime ve neye hizmet ettiğini, kimin talimatını yerine getirdiğini açık açık söylüyor, bakanlar kurulu da mal gibi bakıyordu.

Gökten indiğine inanılan kitaplarda yazan şeyler… diyerek bakış açısını sergilediği inancın mabetini kapatıp, müzeye çevirmek te bu talimatlardan biriydi.

Bugün “Başkanımızın Talimatıyla” diye başlayan durum değerlendirmelerini “RTE talimat vermese bunlar WC'e bile gitmez” diyerek aklınca ti'ye alan üstün zekalıların tamamı yukarda anlatılan şeylere; yani Adam'ın emir verip Bakanlar kurulunun karar almasına “demokrasi” diye bakarlar. Adam'ın emretmesi ve Bakanlar kurulu'nun karar alması ileri derecede demokrasidir.

Zaten 30'lu yıllar altın yıllardır, Nerede o eski 30'lu yıllardır? Ne güzel yıllardı o 30'lu yıllar,

Şimdi o bakanlar kurulunun EMİR alarak aldığı kararı, yani Adam'ın kendisine verilen talimatı EMİR ile yaptırdığı bakanlar kurulu kararı Danıştay tarafından iptal edildi.

Yanlış karar yok edildi,

Hatadan dönüldü,

Miras, Atamız Fatih'in vasiyetinde yazdığı şekle dönüştürüldü,

Yukarda kısmi faaliyetlerinden bahsettiğim Adam'ın imzasını bile kutsal sayan üstün zekalı topluluk bu duruma bozuldu tabii..

Yakında türbeye gidip bu durumu şikayet edeceklerine eminim.

Sanki bütün kaygıları kültür-sanat-tarih gibi davranıp; Dünya'nın ortak mirası, kültürel miras, tarihsel doku falan filan diye zevzeklenenlere de birkaç söz söylemek lazım:

Biz Kiliseyi camiye çevirmedik ki, Cami iken kasıtlı biçimde müzeye çevrilen yapıyı tekrar eski haline getirdik. Adam burayı müze yaparken kimseye sordu mu? Yok. Biz Danıştay kararı ile tekrar CAMİ yaptık. Mal gibi bakan, EMİR ile karar alan Bakanlar Kurulu ile değil. Ama illa ki İlk başta Kiliseydi diyorsanız o konu hepimizi aşar. Kiliseden Camiye çevirme işini Bir çağı kapatıp bir çağı açan, İstanbul'u fetheden Atamız Fatih yapmıştır. Tapusu da onun vakfındadır. İtiraz etmek kimsenin haddi değildir. Safları sık ve düzgün tutalım.

Ayasofya Olsun