Merhaba,

Nihayet kış gibi hissettiren soğuklar geldi. Hava sürekli sonbahar kıvamında seyrederken, bir türlü gelmeyen soğuklar ve dolaysıyla gelemeyen kış nedeniyle bazı dengeler olumsuz etkilenmek üzereydi. Gerçi bu soğuklar ,şöyle 15-20 gün devam etmez, hava yine ısınırsa sonuç değişmez. Bazı yerlerde tomurcuklanmak üzere kızaran ağaçlar bile var. Soğuğu hissedip, kış uykusuna yatamayan ağaç, tekrardan üretim reaksiyonuna başlamış. Bunun ne tür biyolojik aksiyonları etkisizleştirdiğini, kış uykusu ya da ağaç uykusunun bir sonraki çiçeklenme dönemi öncesi ne tür bir güçlenme mekanizmasını devreye soktuğunu anlatmaya gerek yok. Kızaran dalların, çiçeklenmesi ve sonra meyveye dönmesi, meyvenin hasadı ve yaprak dökümüne kadar geçen süre yaklaşık 9 ay. Ağacın bu süreyi tamamladıktan sonra bir süre dinlenmesi, uyuması, eksilen minerallerini de ilaçlama ve gübre yoluyla tekrar kazanması lazım ki yine çiçek açsın.

Önümüzdeki günlerde hava durumunun nasıl seyredeceği de hasat mevsimi ve rekolte hakkında ön bilgi verecektir. Şahsen uzun, soğuk, yağışlı kışları özlediğimi söyleyebilirim. Artık o eski soğuklar yok. Yağmurlar bile eskisi kadar çok yağmıyor. İlkokul yıllarımda günlerce hiç durmadan yağan yağmurları hatırlıyorum, sokaklarda biriken yağmur suları, yağmurdan sonra çabucak çekilir, çukur yerlerde kalan sular, yol kenarlarındaki arklar, şimdi apartman olan yerlerdeki bahçelerde ağaçlar, ağaçların yalaklarındaki sular donar kalırdı. Yağmurun ertesindeki soğuklar devam ettikçe buzlanma da devam ederdi. Soğuk ve sert esen rüzgarlar gelene kadar ortama hakim olan soğuk hava elimizi yüzümüzü etkili biçimde soğuğun görünmez bıçağı ile keserdi. Çatlayan ellerimize rağmen suyla, toprakla, çamurla, nadiren yağan karla oynar, soğuğu hisseder ama şikayet etmezdik. Sonunda önce hafif bir kış güneşi çıkıp buzları eritir, ertesi güne kalmadan çıkan rüzgarlarda soğuğu alır giderdi. İşte bu çok fazla ayrıntısı bile olmayan kışları özledim. Zannımca 4-5 yıldır kar yağmıyor. En son yağan kar çok güçlü biçimde günlerce devam etmiş, günlerce de erimeden kalmıştı.1986-87 kışı için “yüzyılın kışı” denilebilir. O zaman da metreye yakın kar tutmuştu her yer.

İşte bütün bu klasiklerin yanında, kış olsun, yaz olsun, kış soğuk olsun, olmasın, rüzgar ya da yağmur, ya da sıcak ya da hiçbir şey olsun, olmasın hep devrede olan, hiç eskimeyen, hatta kendini hiç yenilemeyen, olmazsa olmazımız, kahır mektubumuz, coğrafi mirasımız, en sonundamız, en başındamız, ilanlımız, habersizimiz, bilerek yapanımız, ansızın kesenimiz, cezamız, müebbet nasırımız, klişemiz, çaresizliğimiz, alışkanlığımız, açıklanamazımız, beceriksizliğimiz, unutulmuşluğumuz, sahipsizliğimiz, kendi söküğünü dikemeyen terzimiz, tok evdeki aç kedimiz ve daha neler nelerimiz olan bir parçası var hayatımızın. Tahmin ettiniz değil mi? Evet, elektrik. Bu memleketin en büyük sorunudur elektrik. Dağında rüzgarı, ovasında yamacında güneşi, vadisinde suyu her şekilde elektriğe dönüşürken, etrafımız tamamen elektrik üreten tesislerle doluyken bizim elektriğimiz sürekli kesilir. Nedeni ise ya soğuktan ya da sıcaktan dolayı halkımızın klimaya şuna buna fazla yüklenmesi diye açıklanır. Zavallı açıklamalardır bunlar. Nadiren de olsa 2 gün önceden haber verilen kesintiler de olur. Ama geneli bizim haberimiz ne kadar yoksa bu kurumun da o kadar haberinin olmadığı kesintilerdir. Kesinti, yani habersiz kesinti 1 saat ve fazla süre devam edince bunların SÖZDE hizmet verdikleri hattı arayıp, ”elektriğimiz kesik ne zaman gelecek” diye sorduğunuz zaman, önce adınızı konumunuzu adresinizi alıp; ”kontrol ediyorum” dedikten birkaç dakika sonra, şehrin elektriği gibi sizin hayatınızın elektriğini de kesen o cevabı verirler: BÖLGENİZDE KESİNTİ GÖRÜNMÜYOR….  bu yetmezmiş gibi bir de “yardımcı olmamı istediğiniz başka bir konu var mı?” diye devam ederler. Sonra? E sonra işte ben çok küfür ediyormuşum gibi şikayetçi olurlar. Allah kuru iftiradan saklasın

Afiyet Olsun…