2020 Aralık ayı başlarıydı. kıymetli bir İş adamı arkadaşım, Ekonomi Bakanının ve Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesi sonrasında hal ve gidişin nasıl olacağını düşündüğüm yönünde bir soru sormuştu.

Söze başlamadan derin bir nefes aldığımı görünce, sebebini sordu; “Öyle bir güvensizlik oluştu ki piyasada, sayın Cumhurbaşkanı akşam eşiyle tartışıp sabahleyin çok radikal bir karar alabilir, her an yeni kişilerle ya da politikalarla muhatap olabiliriz diye düşünülüyor” dedim.

Zaman maalesef böyle düşünenleri haklı çıkardı, ÜFE'nin yani toptan eşya enflasyonunun %30'larda, TÜFE nin yani perakende mal enflasyonunun ise %16 da bulunduğu, yani kısa sürede her şeye zam geleceği belli olan bir aşamada, Naci Ağbal referans faizi %19 a çıkardı diye görevden alındı, üstelik çok beceriksizce yapılmış bir usulle, üslubla, kur 7.20 TL den 30 Mart itibariyle 8.40 seviyesine geldi. Yani %16'dan fazla devalüasyon oldu, Liramız değer kaybetti, hepimiz fakirleştik, borcu olanın borcu arttı.

Bu arada Hazine Bonosu/Devlet Tahvili oranları %14-15'lere gerilemişken, zıpladı ve %20'yi aştı. Bir anda tüm kredilerde oranlar zıpladı.

Uygulamanın beceriksizliği ve istikrarı bozacak adımlar sebebiyle elimizde nur topu gibi yüksek faiz ile yüksek kur kaldı, üstelik bence piyasa durulmayacak maalesef. Bu kafa devam ederse, kurun yeni hedefi 9.50-9.60 TL seviyesidir diye düşünüyorum.

Kur düşerken, Hazine ve Merkez Bankasının rezerv arttırmak için döviz almalı, pozisyon düzeltmeli diye defalarca yazdım. Yeterli artış sağlanamadığı gibi Kamu Bankalarının elindeki kalan dövizle saçma sapan bir 8 TL seviyesi korunmaya çalıştı, hababam satış yapıldı, tutamadılar elbette.

Ekonomi yönetimindeki bu akıl tutulmasını anlamakta zorlanıyorum. Aklın, mantığın, ekonomi ve finans biliminin emrettiklerinin tersine hareket edilerek ne yapılmaya çalışılıyor?

Fanatik taraftarlarının dediği gibi, ya bildikleri bir şey var, son anda dolaptan bir şey çıkartacaklar, ya ekonomi yönetimi bir çeşit hayal dünyasında yaşıyor ve ona göre adımlar atıyor, “bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete”, Allah sonumuzu hayretsin.