Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam250
Toplam Ziyaret871136
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
HASAN KURTULAN
mutludegerleme@gmail.com
YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR
05/05/2021
2014 yılı başında 20 yılı aşan bankacılık hayatıma son verip İstanbul'a, özel sektörün çok tanınan bir firmasına Finansal Yeniden Yapılandırma (FYY) için transfer olduğum genelde bilinir. 
Bahse konu firmanın yanı sıra, o zamandan bu yana danışmanlık hizmeti verdiğim sürede gördüğüm bir kısım sıkıntılı firmaların ortak özelliklerini dönem dönem düşünüp analiz etmeye çalışmışımdır.
Burada inceleyeceğim konu, genel ekonomide yaşanan çalkantılar (2018 den bu yana olduğu gibi) ya da sektörel bazda görülen krizler kaynaklı ciddi zararlar gören, ciro ve kâr kaybına uğrayan ve bir kısmı da sektörlerinden çekilmek zorunda kalan firmalar değil, kendi iç yapısından kaynaklanan sistemik problemler yaşayan firmalardır. 
Bu tip firmalarda ortak özelliklere bakarsak, genelde tek kişiye bağımlı, istişareye ve ortak akıla kapalı, bilgi ve tecrübeye önem ve değer verilmeyen yapılar olduğunu görüyoruz.
Hepimiz insanız ve zafiyetlerimiz var. Sıfırdan kurulan bir işletmeyi büyütüp gerek sermaye, gerek personel sayısı, gerekse gelir seviyesi olarak belli noktalara taşımak, sistemi kuran işletmecinin egosunun şişmesine (Nefsinin kabarmasına) yol açıyor. 
Zamanla özgüven gittikçe artıyor ve şişmiş egoyla bir çeşit kibir oluşuyor insanda. Kişi, işletmesiyle ilgili (haşa) her şeye kâdir olduğunu zannetmeye başlıyor. Elbette bu doğru değil ancak insanî zafiyetlerimiz devrede.
Firma sahibi, işletmesiyle ilgili doğru her şeyi bildiğini/her şeyi doğru bildiğini sandığından bilgi ve tecrübe desteği almıyor, yardımcı olma/yardım alma tekliflerini reddediyor. Her şeye kendisi karar vermek istiyor, hiç kimseye yetki vermiyor, en fazla sorumluluk veriyor.
Süreçte küçük işletme iken başarılı ve yeterli olan kurucu/işletmeci, sistem büyüdükçe yetersiz hale gelmeye başlıyor. 
İşyerine alınacak personelden tutun, lavaboda kullanılacak sabuna kadar kendisi karar vermek istediğinden bir süre sonra bu tür detay işlerle uğraşmaktan, aslî görevi olan yönetim ve strateji belirleme fonksiyonu zayıflamaya başlıyor ve zamanla adeta kayboluyor. Bu durum radarı olmadan kapalı havada uçmaya çalışan bir uçağa benziyor ki, (havacılıkta buna kör uçuş deniyor) tamamen tesadüflere bağlı olarak işler yürümeye başlıyor.
Firma sahibinin baskın tavrı. çevresinde kendisine fikir veren, yol gösteren, tecrübe paylaşan hiç kimsenin kalmamasıyla devam ediyor. Bu tip kişileri “ukelâ, hadsiz, aykırı” olarak tanımlayıp ezdiğinden yavaş yavaş uzaklaşıyorlar ve yerlerini genelde daha yetersiz, görevleri sadece patronun/firma sahibinin söylediklerini onaylamak olan bir çeşit yancı/yağcı/yalaka takım alıyor. Elbette bunlar maaş vs alarak mevcut sistemden fazlasıyla faydalanıyorlar.
Alınan her türlü karar, atılan her türlü adım, dar bir çevrede, hatta tek kişi tarafından alındığından, işletmeye ya faydalı olmuyor, ya zarar getiriyor. Ortaya çıkan problemlere çok geç çözüm üretiliyor ya da üretilen çözümler yeni problemleri getiriyor.
Bu seviyeye gelen firmalarda yolun sonu görünüyor, genelde ticaret hayatından çekiliyorlar, bazen iflas ederek, bazen satılmak zorunda kalınarak, bazen de bir çeşit bitkisel hayata girerek.

BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL….

Bütün bunlar nereden aklıma geldi derseniz, misal, “Tam Kapanma” vesilesiyle alelacele yapılan düzenlemeyle; 
Kanunla çek ibrazını yasaklayıp ticaret hayatını kilitlediğinin farkında olmayan, yaptığı hata söylenince (Kanuna aykırı şekilde) Bakanlığın yayınladığı bir tebliğle karşılığı bulunan çekler ödenebilir diyen, düzenlemede senetlerle ilgili erteleme/mücbir sebep hali ilan edilmediğinden senetlerin protesto edilmesine sebep olan, kredilerin (zaten 180 güne çıkartılmış olan) yasal takibe atma süresi kapanmaya denk gelen kredilerle (Banka, Finansman, Leasing, Faktoring)  ilgili düzenleme yapmadığından, sadece Türkiye Bankalar Birliği (TBB) aracılığıyla “aman bildirim yapmayın, idare edin” yollu tavsiye kararları alan bir yapı var karşımızda.
Yolun sonu görünüyor mu sizce de? Yoksa ortak akıla bir dönüş olup bu süreç tersine çevrilebilecek mi?


1764 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KİMLER MUTLU? - 24/09/2024
KİMLER MUTLU?
EKONOMİ NEDEN DÜZELMİYOR? - 20/09/2024
EKONOMİ NEDEN DÜZELMİYOR?
TEKRAR MERHABA - 17/09/2024
TEKRAR MERHABA
BAK ŞU ALLAH’IN İŞİNE! - 05/03/2024
BAK ŞU ALLAH’IN İŞİNE!
GEL GEL YAPIYORLAR - 02/02/2024
GEL GEL YAPIYORLAR
DEVLETİN MALI DENİZ - 23/01/2024
DEVLETİN MALI DENİZ
BATAKLIĞI KURUTMAK LAZIM - 16/01/2024
BATAKLIĞI KURUTMAK LAZIM
YOK SAYARAK PROBLEMLERİ ÇÖZEMEZSİNİZ - 05/01/2024
YOK SAYARAK PROBLEMLERİ ÇÖZEMEZSİNİZ
BU AYIP KİMİN? UTANDIM - 29/12/2023
BU AYIP KİMİN? UTANDIM
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu