Yüksek enflasyon, yüksek tansiyon gibidir demiştim, sürekli yüksekse bünye alışır, tehlikeli olan ise tansiyonun dalgalanmasıdır. 

Yaşı 40 ve üzeri olanlar yüksek enflasyon döneminde -kısmen de olsa- yaşadılar ve toplumun fiyat artışlarının hızına nasıl uyum sağladığını, konuyla ilgili algısına şahit oldular. 

O dönemde, adeta sabahki fiyat etiketleri öğleden sonra değiştirilir olmuştu. Ayda bir etiket değiştiren sektörler, fiyat istikrarlı sayılıyorlardı.

Özelde 2006 yılından başlayarak enflasyon hızının yavaşlayıp sonradan tek haneye düşmesine de toplum ayak uydurmakta zorlanmış, bazı düzenlemelerle, örneğin kira artışlarına vb. yasal sınırlamalar getirilerek zorla uyum sağlanmaya çalışılmıştı. 

Toplum uzunca bir süre artışlarda düşük enflasyon ortamına göre hareket etti, ticaret ve diğer alanlarda kâr oranları bile ona göre gelişti.

İki yılı aşkın süredir, gerek dış şartlar, gerekse Hükümetin hatalı ekonomi politikası sebebiyle, zorla oluşturulan düzen, önce zemin kaybetti sonra adeta heyelan gibi yıkıldı. 

Geldiğimiz noktada, enflasyon algısı bozulan halkımız, zaten döviz kurlarına, özellikle de Dolara bağlı maliyet yapısına bağlı olduğundan, neredeyse günübirlik fiyat revizesi yapar ve fiyat arttırır oldu.

Uzun zamandır yazdığım gibi, toptan eşya fiyat artışlarını gösteren ÜFE ile perakende/tüketici fiyat artışlarını gösteren TÜFE arasında –ayarlanmış- çok ciddi bir fark oluşmuş ve arasındaki korelasyon kopma noktasına gelmişti. Bunun sürdürülemeyeceğini, kısa sürede toptanda gelen bu zamların tüketiciye yansıyacağını defalarca anlattım. Nitekim, öyle oldu ve yağmur gibi zamlar yağdı. 

Alt gelir gruplarına güçlü bir artış yapın, genel ekonomiye olumlu etki edecektir de demiştim. Hükümet ise kredi vererek insanları daha fazla borçlandırdı, kalıcı iyileştirmeler yapmamayı tercih etti.

An itibariyle, ey Hükümetimiz, yani “Reis Bey”, lütfen cesur olun ve rahmetli Erbakan Hocanın yaptığı gibi alt gelir gruplarına kuvvetli, telafi edici zamlar verin. Bakın. her zaman övündüğünüz gibi, başımızda IMF jandarması da yok, elinizi tutan mı var, yapın işte gereğini.

ÜFE/TÜFE makası henüz kapanmadı, Liramızın değerini de zaten umursamıyorlar, Dolar kuru 6 ay önce yazdığım gibi 9.50 TL ye ulaşmak üzere, varlık fiyatlarındaki artışlar devam ediyor ve daha da edecek, emtianın zamları yağmur kıvamında.

Vallahi içim karardı, ben bu kadar karamsar bir insan değilim, arkadaşlarım, dostlarım iyi bilirler. Yaptığım şey durum okumasıdır, ehliyete, liyakate değer vermeyen bir yönetim şeklinin ülkemizi, milletimizi sürüklediği noktadan endişe ederek yazıyorum.

Sonumuz hayrolsun.