Hayatının 20 yılından fazlası bankada bugünkü rakamlarla milyar TL seviyesinde kredi kullandırmakla geçmiş bir insanım. Son 8 yıldır da bu bilgi ve birikimimle ağırlıklı olarak finans ve bankacılık konusunda hizmet vererek hayatımı idame ettiriyorum.

Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle kullandırılacak kredi kampanyasını açıkladı sayın bakan. İfadeleri sıkıntılıydı, geçmiş KGF kullandırımlarını ve uygulamayı yapan bakanları, bürokratları adeta gömdü farkında olmadan, kampanyaların başarılı olmadığını, hedeflenen şeylerin sağlanamadığını, verilen kredilerin kata, yata, özel harcamalara, döviz alımına vs gittiğini söyledi. Ki, doğrudur, önemli oranda öyle olmuştur.

Bankacılıkta pek görülmeyen ilginç uygulamalar icat ettiler epeydir. Kredi kullanan firmalara “krediyi amacına uygun kullanacağım, (zinhar) döviz almayacağım” tarzı taahhütnameler imzalatıldı. Biraz bankacılık tecrübesi olan herkesin bildiği üzere, bu uygulama, takibi mümkün olmayan, ayağı yere basmayan, tamamen anlamsız bir evrak kalabalığından başka bir şey değildir.

İnsanların yatırım yapmaları, kullandıkları kredileri amacına sarf etmelerinin başka yolu var oysa. Güven verirsiniz, işinin ehli insanlarla çalışırsınız, politikalarınız uzun vadeli ve temel finans ve bankacılık prensiplerine uygun olur, öngörülebilir ve genel piyasa beklentileriyle uyumlu işler yaparsınız ve benzeri. Hükümet, inatla o yola gitmiyor, akla zarar yöntemlerle, adeta milletimizin geleceğini ipotek altına alacak işler yapıyor.

Nitekim, sosyal medyada da önceden paylaştığım üzere, kur korumalı mevduat uygulamasıyla döviz kurundaki artışın riskini Hazineye yükledikleri gibi, ilave olarak “altınını getir, TL ye çevir, vadeli yap, altın fiyatı artarsa aradaki farkı da Hazine ödesin” gibi yine akla zarar riski milletimizin geleceğine yüklediler.

Bu arada, çok sayıda çelişki arasında, “döviz ya da altından Hükümetin talebiyle TL ye dönüp vadeli para yatırmak” sıkça söyledikleri Nas'lar açısından sıkıntılı değil(!) anlaşılan, enflasyon çok daha yüksek olduğundan nasıl olsa enflasyondan düşük oranda faiz veriyoruz, bu da faiz sayılmaz diye düşünüyorlar sanırım.

Yazdıklarımla ilgili kafası karışanlar varsa, bundan önceki iki yazımda (Faiz konusundaki kafa karışıklığı 1-2) bahsettiğim tanımlamalara bakmalarını rica ediyorum.