Bülent ÜSTÜNDAĞ
MUT MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ
22/06/2022 İlk Bölük Kumandanı Silifke'den İstanbul'a gitmek üzere Mut'a uğrayan yüzbaşı Yaşar Bey, kendisine teklif edilen Mut bölüğü komutanlığını kabul ederek işe başladı. (3,4. Vesika) Bölük kurulduktan sonra, teşkilat genişleyip paraya olan ihtiyaç ta Müdafaa-i Hukuk aza aidatından kapanamayacağı için “iane” adıyla köylere para salması yapılmıştır 8 Ocak 1920 (5. Vesika ve Mirza Bey'in mektubu) Silifke kazasının Mara (Kırobası) köyü Hıristiyanlarının daimi surette Mersin ve Silifke ile sıkı temas ve muhaberede bulundukları biliniyordu. Hatta bunlar Mut'taki Rumlar ile de sıkı temas halinde idiler. Mut'taki milli hareket ve toplantıyı casusları vasıtasıyla öğrenip günü gününe Silifke mutasarrıfına ve Mersin'de Fransız işgal teşkilatına haber vermekte oldukları öğreniliyordu. Duyulduğuna göre Mara köyüne pek çok Rum ve Ermeni toplanmış binlerle silah ve cephane depo edilmiş, ilk işarette Mut'u basıp cemiyet mensuplarını ve kurulan milli kuvveti imha edeceklermiş ve yakında da Fransızlar Mara'ya gelip kuvvetli bir garnizon kuracaklarmış. Türk düşmanı pek çok Rum ve Ermeni'nin toplandığı Mara köyü Fransız kuvvetleri karargahı olursa Mut milli kuvvetlerinin çalışmasına ve gelişmesine büyük engel olacağı şüphesizdi. Bu tehlikeyi önlemek için Mara köyünün işgali zaruri görüldüğünden, Mut bölüğünden ayrılan 130 silahlı asker Mara'ya yollandı. Bu takımın kumandanı; Mut'un Hamam köyünden yedek teğmen Osman Güdük idi. Bölük Mara'yı işgal etti, aleyhte olan bütün söylentilere son verdi. Hele Hıristiyanların milli kuvvetlere karşı olan açık ve sinsi faaliyetlerini durdurdu. Şubat 1920 Düşmana Taarruz: 1 Kasım 1919'da kurulan Mut Müdafaa-i Hukuku, bütçesini yapmış, gelirini sağlamış, silah ve cephanesini getirerek bölüğünü düzenleyip düşmanlarına meydan okumuştu. Gülnar taraflarında Süleyman bey adında bir subay emrinde milli kuvvetler toplanmaktı idi. Konya'dan Emin Resa adında bir adam Mersin cephesine gitmek üzere Mut'a geldi, yanında 25 silahlı vardı. On gün kadar Mut'ta kaldı, Mersin ve Tarsus baskınların da, demiryollarını tahripte kullanılmak üzere Mut demircilerine kazma, balta, çengel ve saire yaptırdı. Mut Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinden 500 lira para yardımı da alarak eksiklerini tamamlayan Emin Resa Mersin cephesine gitti. Yanında Kozanlı Mustafa diye bir yedek subay vardı. Mersin ve Tarsus cephelerinde büyük başarılar gösteren yiğit bir Türk çocuğu idi. (Tarsus “Bağlar Muharebesinde” şehit oldu). Mut ve İçel'de milli kuvvetlerin artması üzerine havali kumandanı olarak yanında beş askerle Mengenli Emin bey adında bir binbaşı geldi. Bu binbaşı İçel'i gezdikten sonra dönüp dolaşıp karargahını Mut'ta kurdu. Binbaşı Emin bey, yanına Mut'taki milli kuvvetlerden de asker alarak Ermenek, Anamur, Gülnar taraflarına gitti. Oralardaki milli kuvvet ve düzeni teftiş ettikten sonra Mut'a döndü. Binbaşı Emin bey, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti teşkili için birkaç defa Silifke'ye gitti ise de, başarısızlıkla geri dönmüştü. Bunun başlıca sebebi de mahalli hükümetin baskısı ve Silifke'nin Fransızlar tarafından işgali korkusu idi. Teşkilat genişledikçe silah ihtiyacı artıyordu. Mutluların bir çoğu kendi silah ve cephanesi ile Mut bölüğüne yazılmışlardı. Bölüğe yazılan askerlerin bir çoğunda silah yoktu. 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi şartlarına göre; Anamur, Gülnar, Silifke askerlik daireleri elinde bulunan silahlar Konya'ya gönderilmek üzere Mut'a kadar getirilip Mut jandarma dairesi deposuna konulmuştu. Milli kuvvetlerin İçel'de gelişmesi üzerine bu silahlar Konya'ya gönderilememişti. Bu fırsatı kaçırmayan Mut Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bu silah ve cephanenin milli kuvvetlere verilmesindeki faydayı düşünmüş, bir kararla bunu o zamanki Mut kaymakamı Mehmet Ali Bey'den istemişti. Bu kararı götürerek silah ve cephaneyi almaya Müftü Nadir Bey'i memur etti. Müftü Nadir Bey ile kaymakam arasındaki konuşma, o zamanki kuva-yi milliye mensuplarının karakteri ile hükümet idarecilerinin ruh halini anlatması bakımından yazılmaya değer: Karar suretini okuyan kaymakam manalı manalı gülmüş ve duraklamış... Duraklama sebebini soran Nadir Bey'e kaymakam, düşüncesini açıklamış: “Belinde tek tabanca, boynu kayıştan görünmez diye bir ata sözü var, onu hatırladım da der ve ilave eder, Biz Alman ve Avusturyalılarla beraberken yenildik. Şimdi Anadolu tek başına bu koca devletlerle nasıl uğraşacak onu düşünüyorum” deyince Nadir Bey: “Beyefendi, meselenin dıştan görünüşü aynen buyurduğunuz gibidir, ama vatanı uğruna kellesini koltuğuna alan bir milletle hiçbir kuvvet başa çıkamaz. Dayanağımız milletimiz ve onun sarsılmaz imanıdır. Siz hemen silahların verilmesine emir buyurun” Diyerek kaymakamdan aldığı emri getirmiş. Kapalı olan silah deposu kapısı Zülfikar çavuş ve adamları tarafından kırılarak açılmış silahlar alınmıştır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
CLAUDİOPOLİS - 14/12/2022 |
CLAUDİOPOLİS |
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE - 30/11/2022 |
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE |
MUT'UN ESERLERİ YOK OLAN DEĞERLER - 09/11/2022 |
MUT'UN ESERLERİ YOK OLAN DEĞERLER |
ÇATMA (Yayla Barınağı) - 02/11/2022 |
ÇATMA (Yayla Barınağı) |
MUT - 26/10/2022 |
MUT |
NUR SOFU - 19/10/2022 |
NUR SOFU |
MÜFTÜ NADİR MUTLUAY - 12/10/2022 |
MÜFTÜ NADİR MUTLUAY |
DAĞPAZARI MUHAREBESİ - 05/10/2022 |
DAĞPAZARI MUHAREBESİ |
MUT DEVLET MERKEZİ - 28/09/2022 |
MUT DEVLET MERKEZİ |
Devamı |