Bu olaylardan birkaç hafta sonra Süleyman Şentürk'ü arıyorum. Laf dönüp dolaşıp Bursa'ya geliyor. Bursa'yı bir dolan gel babaşam müsait olduğunda diyor. İsmail'i bir ziyaret et, hem bir iki gün seni misafir edip iyi bir baksın sana diyor. Gene gidiyorum Bursa'ya. Ama artık çok zorlamayacam koşulları. İsmail'le oturursam diretmeyecem. Sadece bir konu hakkında görüşmek istiyorum diyecem. Gene müsaade etmezse bir daha da konuşma açmak için çabalamayacam. 

Okulumda bitiyor nihayetinde artık. Dört beş ayım kaldı. Kuramı çekerim.. nereyi çektimse orda üç beş yıl çalışırım. Muta hiç gitmem üç beş yıl. Bu zaman zarfında da Şerife'de İsmail'de evlenirler. Bu düşüncelerle vardım Bursa'ya. İsmail tek. Şerife Mut'a gitmiş vizelerinden sonra. İsmail akşam kültür parka gidelim gölbaşı restoranda iyi bir kafa çekelim diyor. Hem konuşacaklarım var diyor. İyi olur diyorum. Benimde konuşacaklarım var diyorum. Bugün ben konuşayım diyor. Bugün senin konuşacaklarını dinlemek istemiyorum goca diyor. Olsun diyorum. Restoran kapanana kadar içiyoruz. İsmail dertli. Okul çok zor diyor. Bu saatten sonra bırakamam da, bırakırsam babam çok üzülür diyor. 

Bu tıp işini sen musallat ettin bana diyor..... diyooooorrr .... diyooor... diyor.. zeki adamsın ve başladığın işi bitireceksin, çok da iyi bir hekim olacaksın.. şayet ilerde hekimlik yapmak istemezsen de senin, benim gibi mecburiyetin yok diyorum.. ertesi sabah öğle vakti dönüyorum İstanbul'a. Ama çok yorgunum, mutsuzum. Birdenbire babamın annemin sesini duyasım geliyor. Süleyman Şentürk'ü arıyorum, saat yedi gibi telefon açacam Bukay amcaların telefonuna, annemde babamda beklesinler haber gönderiver de diyorum. Çok özledim onları ve çok yorgunum artık, seslerini duyayım da biraz moralleneyim diyorum. Olur diyor Süleyman Şentürk. Sen bizim evi ara yedi gibi. Ben anneni babanı alır bize geçerim. Günsel hanım ne hazırladı ise yer, ikişer kadehde rakı içeriz bahaneyle. Böylece hepimizle de görüşürsün. Günsel hanımda çok sevinir deyiveriyor. Olur diyorum. 

Yedide telefon kulübesindeyim. Baba özledim hepinizi ama şu son stajımın bitmesine de var biraz. Aslında bu staj bittiği hafta sonu gelsem... o hafta içi bir gün resmi tatil (23 nisan) üç dört günde devamsızlık yapsam. Gelince bana güzel bir rakı ısmarlar mısın diyorum. Ismarlarım babacım diyor.. Süleyman amcanları da davet ederiz keyifle içeriz rakımızı diyor. 18 nisan günü muttayım. Evden çıkınca doğruca Şentürklere uğruyorum. İsmail'de dükkanda. Biraz duruyoruz dükkanda. Sonra ismail arabanın anahtarını alıp biz biraz dolaşacaz Meriç'le diyor. İkişer bira alıp saygeçite gidiyoruz.

Arabanın içinde yudumluyoruz biralarımızı keyifle. Üç dört defa ikişer bira alıp gelip aynı yere duruyoruz. Artık hava yöşeriyor, az sonra akşam olacak. Beni eve bırak diyorum İsmail'e. Evin önüne geldiğimizde annem babamı görüyorum. Farklı bir durum var. Babamın özel günlerinde giydiği bir pantolon, beyaz bir gömlek, hardal rengine yakın hırkası üzerinde.. annemin de özel günlerde giydiği tek elbisesi var açık kahvemsi geometrik desenli... annem de onu giymiş ve eve giriyorlar. İsmail iyi akşamlar tunca amca, iyi akşamlar Ayten teyze deyip gidiyor ben inince. Sekiz on bira içmişim içimde bir boşluk.. sarhoş bile değilim.. olamıyorum.. takılıyorum öyle görünce annem babama. Hayırdır kumrular nerden böyle diyorum. Hayır babacım diyor neşeyle. Yukarı evin anahtarını al, Ankara'yı abini ara, arabaya binsin gelsinler derhal diyor. 

Benim bir büyüğüm Ankara hastanesinde göz ihtisası yapıyor o zaman. Abine de ki babacım diyor babam... yarın benim sözüm var, yarın aile arasında söz yüzüklerimiz takılacak Şentürklerin evinde . Onun için derhal gelecek mişsiniz babam öyle istiyor de... diyor... nasıl sarhoşum anlatamam o an. Yerden bir metre yukarda havada duruyorum.. yerçekimi kim oluyormuş.. göz ucumdaki yeşil meyve yüklü yenidünya ağacı pervane gibi dönüyor etrafımda.. baba ne olur şaka yapma diyebiliyorum.. babam şefkatle öpüyor iki yanağımdan. Şaka değil babacım.. yarın tatlın yenilecek, söz yüzükleriniz takılacak. Bugün öğleden sonra Süleyman amcan bizim evde bir konuşalım dedi. Oraya gittik. Şerife'de vardı. 

Süleyman amcan kızıyla konuştu ve merice verdim gitti dedi. En tezi yarın olur, yarın çocukların tatlısını yakın cevremizle yiyelim.. bütün mutada duyurmuş olalım usulünce dedi.. inanamıyorum ama bayram her yanım.. yüreğim heyt ulen beeee!!!.... diye çığlık atıyor.. kendimi cimcikliyorum ağrımıyor kolum bacağım. Abimleri çağırdım.. ertesi günü sabah erken Şentürklerin dükkana vardım. Üzerimde en sevdiğim hırkam. Günaydın babaşam diyor Süleyman Şentürk. Sarılıp öpüyor. Bugün büyük gün babaşam diyor. Kızımı verdim ama üzme onu diyor.. o an kolum ve bacağımdaki cimciklediğim yerler acımaya başlıyor. 

Akşama ne giyeceksin babaşam diye soruyor... böylece geldim diyebiliyorum... kolumdan tuttuğu gibi takım elbise satan arkadaşının dükkanına götürüyor beni. Bir takım, bir beyaz gömlek, bir kravat, birkaç çorap alıyoruz... hemen bitişik dükkandan da siyah bir ayakkabı.. bunları bize bırak akşam orda giyinirsin diyor.. mersinden üç beş sini en iyisinden baklava sipariş edelim diyor.. Günsel hanıma eksik gedik bir şey var mı sor diyor.. az sonra yüzük alınmaya da gideceksiniz kızın anasıyla... kız anasının ne isteyeceğini bilemeyiz.. hiç itiraz etmeden şu parayı da cebine koy, lazım olacak deyip, bir koca deste parayı cebime sokuveriyor... o güzel gülümseyişiyle de göz atıyor bana ve ekliyor.. zamanında bende kız aldım bir evden babaşam.. kız evi naz evi olur bitmez istekleri.. hiç endişe etme.. ne isterlerse yap.. paran bitmeden ben yenisini koyarım cebine diyor.. bu nasıl rüya ey güzel tanrım diyorum... bu nasıl bir hoşgörü, nasıl bir mütevazi öngörü... ve Şerife'me kavuştuğumu iyice anlıyorum.... anlıyorum ama ben kızla daha hiç bir şey konuşmadım.. korkuyorum.. o ara mersinden on sini baklava geliyor. 

Bunları eve bırak diyor Süleyman Şentürk.. kapıyı şerife açıyor.. vir eli arkasında.. ama gülüyor mu kızgın mı kestiremiyorum. 

Merdiveni gösterip şöyle bırak diyor tatlıları... içeri buyur ediyor.. gülüyor mu kızıyor mu kestiremiyorum ... bir eli arkasında.. girmiyor kaçıyorum.. akşam üzeri gelirim diyorum merdivenlerden inerken.. Günsel hanım teyze gecikme oğlum diyor...