Meriç Tunca
HOCAM SÜLEYMAN ŞENTÜRK 32
28/04/2023 Diyalektik şöyle işlemekte. Bir fidan yeni toprağa dikildiği anda hem hayat bulmaya, büyümeye serpilmeye başlar. Diğer yönüyle de aynı anda bozulma ve ölümde başlar. Yaşam ve ölüm aynı anda yan yanadır aslında. Ölümü biz insanlar kabullenmek istemeyiz. Hiç ölmeyecek gibi yaşarız. Nice sevdiklerimizi, nice yakınlarımızı, nice tanıdık eş, dost, akrabanızı kara toprağın bağrına koyarız. Ama kabristanı çıkar çıkmaz unuturuz ölümü. Oysa ölüm yanı başımız. Yaşıyoruz ama bir yanımız ölüm. Ölümü yok oluş olarak algıladığımız için sevmeyiz. Halbuki bir avuç toprak, iki kova su harcımız. Ne su kaybolacak biz ölünce ne toprak. O toprağın devamlı dönüştürdüğünü, hatta bana göre zamanın sahibinin toprak olduğunu bilmeyiz. Bilmek istemeyiz. An gelir diyor ya şair hani. An gelir bir çırpıda değişiverir her şey. Kayınbabam Süleyman Şentürk'ün yaşamında da benzer değişimler var. Pazarcı Süleyman Şentürk'ten, tüccar Süleyman Şentürk'e dönüşüm bu. Bu geçişin nasıl olduğunu bana anlatıldığı kadarıyla biliyorum. Bana anlatıldığı kısmını anlatabiliyorum yeri geldiğinde. Bu konuyu şimdi anlatmayacağım. Bir konudan bambaşka bir konuya geçiyorum uçuşuyorum hissine kapılacaksınız şimdi yazacaklarımla. Ama inanın uçuşmuyorum. Yazacaklarım ilmik ilmik işlenecek. Kadınlarımız, genç kızlarımız dantel işler, kaneviçe işler bilirsiniz. Tığ tığ, ilmik ilmik işlerler. Yüreklerinde taşıdıkları güzellikleri, yüreklerindeki yangılarını, içlerindeki sevinç ve üzüntüleri ile oluşan türkülerini bir bakmışsınız bir kilime geçirirler ilmik ilmik, bir bakmışsınız bir halıya geçirirler. Veya bir yorgan yüzüne, yastık yüzüne dantel ediverirler. Başlarındaki yazmalarının çevresine oya oya ediverirler. Kadın üretendir. Var eder kadın kadın bu yetisini tabiattan alır, tabiatın armağanıdır kadına var etmek. Yani aslında her şeyi en ince ayrıntısına kadar ilmik ilmik zamanını hesaplaya hesaplaya var eden gerçek usta tabiattır. Tabiat ana en güçlü var eden zanaatkardır. Bu işin bilgesi ise topraktır. Filozoftur toprak, hakimdir her bilgiye. İşte Süleyman Şentürk'ün tüccarlığı da bu bilgeliğin bir ürünüdür. Tabiat ana ilmik ilmik işlerken, toprak bilgeliğini bereketini vermiştir Süleyman Şentürk'e. Süleyman Şentürk çağının konuşarak anlatmayan, çalışarak ve yaşayarak anlatan filozofudur. İş disiplini, öngörüsü, işine olan şevki ve tutkusu mihmandardır her şeyine. Bu mihmandarlıklar evriltmiştir eksenini. Tabiat ana bu mihmandarlıklara geçit vermiş dönüştürmüştür. Hiç bir şey sebepsiz değildir. Karamanda doğacaksın, gidip Ankara'da lise okuyacaksın, gün olacak evden kaçıp İstanbul'a gideceksin, kısa sürede olsa, çocukta olsan İstanbul'u görüp nefesleyeceksin, sonra yolun muta düşecek ve hayatıyın bütün güzelliklerini burada yaşayacaksın. Aşkını burada bulacaksın. Yuvanı burada kuracaksın. Çocuklarını burada yetiştireceksin. Bütün bunların ara yerinde işinde de müthiş bir başarıyla dönüşeceksin. Ben bu anlattıklarıma Süleyman Şentürk mucizesi ve azmi diyorum. İlmik ilmik her şeyi öreninde tabiat olduğunu hissediyorum. Disiplin, çalışma azmi, sınırsız sevgi dolu bir yürek, her an eşsiz güzellikte gülebilen bir çehre, muazzam öngörü.... ve saymadığım daha birçok özellik. Bu saydıklarımın biraz birazı herbirimizde olabilir. Ama hepsi aynı anda olamıyor. Bazı özel insanlarda oluyor bu özelliklerin hepsi. Tabiat denen büyük zanaatkar toplumlara ara ara böyle güzel insanları bilerek ve isteyerek yerleştiriyor. Bu insanlar yaşadıkları bölgeyi güzellesinler istiyor. Çocukluğumdan bilirim Süleyman Şentürk'ü. Ama 1984 yılında Cerrahpaşa'ya okumaya gittiğim günlerde ayrılmamak üzere değdi yaşamımız birbirine. Dile kolay. Kırk yıla yakın bir süre. Ben o günden itibaren ister istemez hep izledim bu adamı ve kardeşi Mustafa Fehmi'yi. Abi kardeş iki güzel adam. İki güzel yürek. Elim trafik kazası ile birlikte Süleyman Şentürk'ü kaybettiğimiz güne kadar ne çok izlemişim meğer. Her gün traş olurdu, özene özene olurdu. Bazı günlerde, eğer akşam eş dost toplantısına gidilecekse, o gün iki kere traş olurdu. Mükemmel giyinirdi.. eşsiz gülümseyişi ile giyimi birbirini bütünler, örtüşürdü. Çok da yakışırdı. Gıptayla izlerdim. Ben devlet memuruyum otuz yıllık. Hasta olduğumda işime gitmeyip izin rapor aldığım çok oldu. Süleyman Şentürk'ün bir gün olsun hastayım diye işe gelmediğini görmedim. Hasta hasta işinin başında koşturmalarına çok tanık oldum. Muayenesini bitirdiğim an gömleğini pantolonunun içine yerleştirip ceketini kapıp işe gidişini defalarca izledim. Ve hiçbir zaman, hiçbir müşterisine hastalığını hissettirmedi. O eşsiz gülümseyişini ve ünsiyetini eksik etmedi her halukarda müşterilerinden. Kendi içinde hoş değildi belki ama, karşısındakileri hep hoş etmek için çırpındı. Hep hoş etti çocuklarını everecek anne babaları. Hep hoş etti sevindirdi evlenecek genç çiftleri. Hiç olmazlanmadı. Hep var etti. Hep verdi. Verirken hiç sınır koymadı kendine. Tabiatta bu seçtiği adama, bu güzel insana hep cömert oldu. Köylünün her zaman parası olmaz cebinde. Köylü bütün her şeyini yetiştireceği ürünlere göre ayarlar... ona göre harcar. Harmanın kaldırılmasına aylar vardır, harman veresiye Şentürk.. kayısıya aylar vardır, ağaçlarda daha yaprak yoktur, kaysı veresiye Şentürk.. domatesin ilişesi daha toprakla buluşmamış şaşırılmamıştır ilişe, domates veresiye Şentürk. Yaylalarda elma ağaçları daha kar altındadır, elma veresiye Şentürk.. peşinata verecek hiç param yok Şentürk.. uşağın esbabına paramız yetişmedi yetiş Şentürk.. geçen yılki borçları da ertesi yıla öteleyiver Şentürk. Hekimim ve işim gereği dert dinler, çözüm üretip hastalarımı iyileştirmeye çalışırım. İşim gereği bölge yaşayanlarımızın hasta olmamaları içinde uğraşır didinirim. Otuz yıllık hekimim. Binlerce hasta muayene edip şifa olmaya çalıştım. Kaçını iyi edebildim bilemiyorum. Ama bildiğim bir gerçek var. Süleyman Şentürk benden misliyle fazla sayıda insanı iyi etti. Benden fersah fersah fazlasıyla insanların hasta olmamalarını sağladı. Ekini yeni yeşerdiğinde ekinine bakıp ümitle, Allah senden razı olsun Şentürk... elma kaysı ağacı çiçekten dönüp meyveye oturmaya başladığında dallara ümitle bakıp, Allah senden razı olsun Şentürk.. ve daha bilcümle buna benzer laflar dendiğini iyi biliyorum bu topraklarda. Rahmetle anıyorum her ikisini de. Babamın Allah Şentürk'ten razı olsun dediğini defalarca duymuşumdur. Şentürk kızını bana verdiğinde hem annemin hem babamın nasihatı şu olmuştur.. hiç bir zaman üzme Süleyman'ı dedi babam.. hakkımı affetmem üzersen dedi babam.. ve ara arada dedi durdu. Keza annem defalarca defalarca dedi. Babam öldüğünden beri her namazından sonra babama dua eder annem.. ve ihmal etmez Süleyman Şentürk'e, Şentürklere dua eder. Mutun 84 köyü vardı eskiden. Şimdi kaç bilemiyorum. Mutun o 84 köyünde Süleyman Şentürk'e her gün dualar edildiğini biliyorum. Bilmediğim yeni köylerde dua edildiğini hissediyorum. Mutun bütün köylerinde girmediği kapı yoktur Süleyman Şentürk'ün. Artık orta yaşı geçtim ben. Artık ağırlıklı nüfus orta yaş. Mut Gülnar bölgesinde yaşayan orta yaş gurubunun tamamına yakını hayatlarında birkaç defa allah razı olsun Şentürklerden demiştir ve hala devam ediyorlar. Hem oğul ismail işini layıkıyla yapıyor hem torun Erdoğan. Yeri gelmişken bende bir kez daha gururla söyleyeyim.. allah hepinizden razı olsun.. kayınbabamla yaşadığım bir küçük anımı tamda burada anlatmak istiyorum. Ara ara bineriz Süleyman Şentürk'ün (kayınbabamın) arabasına, mutu her hangi bir noktadan çıkıverirp ormana karışırız ve sohbet ederiz. Severim o sohbetleri. Yer yerde anlatırım belki. Gene böyle bir günde atla dedi arabaya. Çiçekçi koyağı tarafından çıktık mutu. Ormana karıştık.. babacım yıllar içinde büyüdük. Hayli büyüdük geliştik. İyi variyetimiz oluştu. Meğer bu konuda bir dert imiş insana. Kimseyi üzmeden kırmadan bu variyeti nasıl taksim edeceğim. Ölümlü dünya.. seni severim ve sana güvenirim babacım. Bana akıl vermeni, bu konuda yardımcı olmanı istiyorum... boğazımdaki gardayı temizleyip.. baba iki evladın var ve iki evladını da hiç sakınmadın benden. Üniversite yıllarımda oğlunla dostlandım donandım. Çok şey öğrendim ondan. Çok şey paylaştım onunla.. ki sayenizde.. ve ilk tanıdığım günden itibaren abi kardeş bana hep baba şefkatiyle yaklaştınız sevdiniz kollayıp arkaladınız beni. Aynı şekilde kayınvalidemde öyle. Allah var çok seviyorum her birinizi. Kızını, ananı, kıymetlini ikiletmeden bana verdin. Evini sonuna kadar açtın.. evimi açtın.. tek şey istiyorum sizlerden.. o da Allah razı olsun.. ben mutlu mesudum böyle.. ben hiçbir şey istemem.. ki kalan münasibin ne olduğunu da Süleyman Şentürk benden iyi bilir. Ne olur bu konuşmayı bir daha yapıp ikilemeyelim. İki torun verdik Şerife'mle sana. Bu iki evladım senin gölgende demlendiler, Şentürk demi aldılar. Ben bundan daha mutlu olamazdım baba.... konuşmadan döndük geri muta. Ve ikilemedik birdaha bu sohbeti. Benim içimden güçlü bir ses, mutta yetişen bütün ağaç ve çalı, ve otlar kevenler, ve dahi bilcümle haşere Süleyman Şentürk'ü tanıyor... ve.. çok da seviyorlar diyor.. mut çukurunda Süleyman Şentürk'e dair her gün yeni yeni anılar anlatılıyor olacak yıllarca.. rahmetle, minnetle, saygıyla güzel insan... |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - - 02/08/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 86 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 85 - - 30/07/2024 |
GÖKSU KURUYOR MİLLET. GÖKSU BİRKAÇ YIL SONRA AKMAZ OLACAK..!!!! |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - - 26/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 84 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - - 23/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 83 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - - 19/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 82 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - - 16/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -81 - |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- - 12/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -80- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- - 09/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE -79- |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - - 05/07/2024 |
GEÇMİŞ ZAMAN KUCAKLAŞIR GELECEĞİYLE - 78 - |
Devamı |