Dede torun gene oynuyorlar bir gün. Aslında dede akşam haberlerini bile yarı uyuklar seyreder ve haber biter bitmez yatar. Ama Süleyman'la oynadığı o günlerde gece on bire kadar binlerce lego elden geçerken, 15 20 aylık toruna koca adammış gibi kaç hikaye uydurup anlattığını bilirim.. torun için, torunla oyunlar için ürettiği o hikayeleri yazıya dökmüş olsaydı, olabilseydi keşke. O dinlediğim hikayelere bakınca kayınbabam Süleyman Şentürk'ün içinde büyük bir şair ve yazarın olduğunu da görebiliyorum şimdi.. hep diyorum ya.. toplumlar mutlu olsunlar diye özel sunulmuş, özel donanmış insanlar Süleyman Şentürk gibiler. 

İşte o gün dede torun oynuyor gene.. dede torunun uzattığı büyük legoyu aldı ve yerde serili savanın ortasına koydu. Bugün seninle köy yapacaz dedi.. buda köy konağı dedi.. torun Süleyman'ın uzattığı diğer lego parçasını aldı koydu.. buda muhtarın evi olsun dedi.. bu arada torun Süleyman oturur vaziyetli zenci ve çıplak oyuncağı uzattı dedeye.. dede o olmaz dedi.. önce köyü yapacaz, köy sakinlerini sonra yerleştirecez dedi. O çıplak zenci ve kıvırcık saç iri gözlü, ve de kalın dudaklarıyla yılışık gülen kadın oyuncak nerden nasıl alındı bilmiyorum.. ama oyuncak çuvalları her döküldüğünde o oyuncak gülerek düşüverir çuvaldan.. çok dikkat çekende bir yanı var.. o iri gözlerin akı ve karasıyla kalın gülen dudaklardaki pembe ruj ve kulaklardaki küpeler anında dikkat çekiyor.. insanın duravarıp o çıplak kadını giydiresi geliyor.. torun israrla o kadını uzatmaya devam ediyor dedeye. Dede alıp diğer tarafa koyuyor, oyunun dışına alıyor ama... torun bir iki lego uzattıktan sonra uzanıp apalayıp o çıplak zenciyi gene uzatıyor dedeye.. hülase, köy konağı, köyün meydanı, köy kahvesi, muhtarın evi, ayşe ninenin, nuri dayının evi derken çıplak kadın gene uzatıldı ısrarla dedeye.. dedeeee diye diye ısrarla uzattı bu kez.. dede oyuncağı alıverdi eline.. toruna göstererek... ulen oğlum haydi buda köyün orospusu olsun deyiverdi.. köyün çok dış uzağında bir yere lego koyup çıplak zenciyi oraya bırakırken- köyün orospusu az dışarda, az uzakta yaşar oğlum- aaağna bunları dedi.. dede köyün orospusu deyince de Süleyman neşelenerek, el kol çirperek olupçuuuu... dedi... daha sonra defalarca daha köy kasaba kurdu dede torun.. ne zaman köy kasaba kursalar.. bu çıplak zenciyi "olupçuuuu" diye uzattı torun Süleyman..