Pek çok kişi bir şekilde nemalanma yarışından faydalanıyor. Kul hakkı, Kamu (amme) hakkı kavramı geçmişte en çok çekinilen şeyken adeta “altına hücum” cinsinden bir yarış yaşanıyor. Tam burada, “Nasılsanız, öyle idare olunursunuz” Ayeti aklıma geliyor doğrusu, boynum bükülüyor.

Bu kadar fecaatin arasında nispeten temiz kalmaya çalıştığını ümit ettiğim Bakan Mehmet Şimşek bey ve ekibinin (Bilhassa Merkez Bankası üst yönetiminin) ülkemizin ekonomisinin hiperenflasyona (%100 ve üzerinde, üst sınırı yok Allah korusun) ve millî paramız, değerimiz Türk Lirasının yüksek değer kaybına (devalüasyon) düşmesinin önündeki tek engel olduğu kanaatindeyim.

Her ne kadar, son karar hep sayın Cumhurbaşkanında olsa da memleketimizin iyiliği için, insan ümit etmek istiyor, aklın ve  mantığın gerektirdiği rasyonel kararlar alınmasını talep ediyorum. 

Bakan Mehmet Şimşek'in zaten vergi ödeyen sistem içindeki mükellefler (kümesteki kazlar) ve dolaylı vergiler (ÖTV,KDV vs) yerine kayıt dışılığı hedef alması gerektiği açıktır. “Nereden Buldun?” diye insanlara devlet olarak hesap sormadığı sürece bu kötü düzen namuslu insanların aleyhine çalışmaya devam edecektir.

      Ekonomimizi kontrol altına almadığımız sürece, uluslararası finans çevrelerinde yaşadığımız problemler (Kara paranın aklanmasında bozuk sicilimiz sebebiyle gri listede olmamız vb) yaşanmaya devam edecek ve beklediğimiz yatırımcı talebi ya gerçekleşmeyecek ya da tefeci mantığıyla gelenlerle muhatap olup gelecek nesillerin kısmetinden yemeye devam edeceğiz.

Özellikle Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖİ) adıyla yapılan ve uzun yıllardır döviz bazlı ödemeler yapılan, daha yıllarca da yapılacak olan yatırımların sözleşmelerini gözden geçirip gerekirse özel yasalar çıkartarak bu soygunlara engel olmaya çalışması gerekiyor. 

Derdimiz, ülkemiz ve insanımızın iyiliği, selameti. 

Yanlışın neresinden dönersek kârdır.