Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi20
Bugün Toplam162
Toplam Ziyaret858080
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMANLARINDAN AYŞE EFE
20/08/2024

       "Ve dünyada hiç bir Ulusun kadını ‘Ben Anadolu

       kadınından daha fazla çalıştım. Ulusumu   

       kurtuluşa, zafere, istiklale götürmekte Anadolu   

       kadını kadar fedakârlık yaptım.’ diyemez."  

                                         (1923) Mustafa Kemal Atatürk

 

            Kurtuluş Savaşı Türkiye tarihinin en önemli dönemlerinden biridir. Birinci Dünya Savaşı yenilgisiyle Türklerin binlerce yıldır süren bağımsız devletler halinde yaşama geleneği elinden alınmak istenmiştir. Bağımsızlığını her şeyin üstünde tutan Türk ulusu da istilacı emperyalistlere karşı silahlanarak imparatorluktan geriye kalan son topraklarda bağımsız bir devlet kurmuşlardır. Bu Milli Mücadele sonucu gerçekleşmiş bir olgudur. Kuvayı Milliye örgütlenmeleriyle başlayan Milli Mücadele'nin en büyük özelliği kadın-erkek topyekûn bir mücadele ile gerçekleşmiş olmasıdır. Bu dönemde kadın ve erkeğin güçlerini birleştirmesiyle milli mücadele kazanılmıştır. Bağımsızlık mücadelesinde kadınların önemli bir rolü vardır.

            “Çete Ayşe” olarak tanınmış ve üne ulaşmış olan Emire Ayşe Aliye gibi kadınlar gerekli durumlarda silahını kuşanmaktan çekinmemişlerdir.

Nene Hatun, Erzurumlu Kara Fatma, Halide Edip Adıvar gibi kadınlar da millî  mücadelenin önemli isimlerindendir. Denilebilir ki, Millî Mücadele Erkekler ile kadınların, birlik halinde mücadele etmeleriyle kazanılmıştır. Kahraman kadınlarımızın bazıları tarlada ekin biçerken bazıları sabaha kadar çocuğunun başında bekler, bazıları da ekmeğinin peşinde koşarlardı.

Evet, kadının gücü inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Anadolu’nun güçlü kadınları adını tarihe altın harflerle yazdırmışlardır.

 

***

            Yunanistan, Paris Barış Konferansı ile İzmir’i işgal etme yönünde İttifak devletlerini ikna etmeyi başarmıştı. Tarihi emelini 15 Mayıs 1919'da gerçekleştiren Yunanlılar, işgal esnasında insanlık dışı faaliyetlerine devam ediyordu. Bu işgal hareketlerinin durmak gibi bir niyetinin olmadığı, 27 Mayıs’ta Yunanlıların Aydın’ı işgal etmesiyle anlaşılmıştı.

            Mondros Mütarekesi'nden sonra toplumda yılgınlığın yanı sıra ayrılıklar da baş göstermişti. Halk, bağımsızlık hedefleri doğrultusunda birleşmiş ve harekete geçmişti..

Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Türk kadınları da kendinde büyük bir sorumluluk hissetmiş ve Milli Mücadele’de aktif olmaya başlamıştı. Kadınlar sadece çocuk bakmak ve savaşa giden eşlerini beklemekle kalmayıp, dışarı çıkarak düşmanla bizzat çarpışmıştır. Gerek savaş alanında gerekse propaganda ile mücadele etmişlerdir.

            Aydın’daki örgütlenmede yer alan Ayşe Efe, Kuva-yı Milliye tarihinde, ilk kadın efe ünvanını almıştır. Baltaköylü kadınların ateş hattına kadar sokulmaları, siperlerdeki Kuvayı Milliyecilere moral vermiş, onların cesaretlerini artırmıştır. Ne yazık ki bunların bazıları Aydın’ın kurtuluşunu göremeden şehit olmuşlardır. Çiftlikli Kübra, Baltaköylü Arşın Teyze, Mehmet Çavuş lakaplı Ayşe Hanım, Gülkız Übbül Hanım, Çete Ayşe lakaplı İmamköylü Emire Ayşe milli mücadele döneminde Aydın’ın savunulmasında öne çıkan kadın kahramanlardandır. Ben bu yazımda kısaca bu Çete Ayşe Efe’den söz edeceğim.

            Emire Ayşe Aliye (Çete Ayşe)

            Efe Ayşe, Emire Ayşe Aliye, gibi adlarıyla, Milli Mücadele tarihimize adını altın harflerle yazdırmış olan Ayşe Efe, 1894 yılında Aydın’ın Merkez İmamköy’ünde doğdu. 1910 yılında Kayacık Köyünden Mustafa ile evlendi ve bu evlilikten iki kız çocuğu dünyaya getirdi.. Eşi 1915 yılında Çanakkale Cephesinde şehit düştü. İki çocuğu ve babasıyla yaşayan Efe Ayşe, keçileri, tavukları, ineği ve hatta devesiyle köy işleriyle uğraşırken Yunanistan ordusunun 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal ettiğini öğrendi.

            Yunan Ordusunun Aydın’a doğru ilerlediği haberi yöredeki tüm insanları tedirgin etmiş, Aydınlılar ve elbette İmamköylüler Menderes’in karşı tarafına geçerek canlarını kurtarma telaşına düşmüşlerdi. Böyle bir ortamda Ayşe,  savaşarak Vatanını ve köyünü düşman işgalinden kurtarmak amacıyla, şehit eşinin, evlendikleri gün kendisine hediye ittiği altın küpelerini, Aydın’da bir kuyumcuya satarak, bir asker kaçağından mavzer ile kolon fişengi alır. Fişekler görünmesin diye dar bir torba içine pazardan aldığı iki dolu buğdayı boşaltır. Silah mekanizmasını ise koynuna sokarak eve götürür, bacanın içinde saklar.  Komşusundan tüfek kullanmayı öğrenir. Yunanlıların köye geldiği haberi üzerine, çocuklarını komşusuna emanet ederek, dağa çıkar, bir sipere yatarak bekler. Efeler ve kızanların İmamköy’den Yunanlıları sürdüğü haberini alınca Salavatlı’dan Halil İbrahim Efe ve Sancaktarın Ali Efe’grubuna katılır.

            Efeler daha sonra, Ayşe’nin gayretini görüp,  kendisine on kızan vererek, “Çete Ayşe” grubunu oluştururlar. Sancakdarın Ali Efe ve Yörük Ali çetesiyle birlikte Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunan kuvvetleriyle savaşır…

            Bir mahallenin mahzeninde 30-40 kişilik bir Türk ailesi olduğu haberini alan Ayşe Efe, bunlara, şehre hakim olduklarını ve korkmamalarını söyler. Düşmanın kovulduğundan haberi olmayan bir kişi, kendilerini kurtaranın bir kadın olduğunu öğrenince düşüp bayılır ve sonra vefat eder. Ancak Yunan askerleri geri dönerek 3 Temmuz 1919 günü Aydın’ı ikinci kez işgal ederler.

            Efe Ayşe, Yunanla yapılan savaş sonucunda parmağından yaralanır. Bu savaş sonrası sıtma hastalığı nedeniyle bir müddet dinlendirilir, Yörük Ali Efe'nin talimatıyla silahını teslim edip cephe gerisi görevine verilir. Gökçen Efe, Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Efe gibi efelerin iltifat ve kollamaları sürekli devam eder.

            Ayşe Efe millî mücadele ile ilgili düşüncelerini hep şöyle dile getirmiştir:

Bazı kadınların içinde bir pehlivan; bazı erkeklerin içinde de, korkaklıklarından dolayı, bir kadın gizlidir. Kemer belindir, çizme ayağın börk başındır. Mademki burası bizim vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız.



216 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI - 19/11/2024
TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI
TÜRKİSTAN SALT KAZAKİSTAN’DA BİR KENT DEĞİL BÜYÜK BİR COĞRAFYADIR - 15/11/2024
TÜRKİSTAN SALT KAZAKİSTAN’DA BİR KENT DEĞİL BÜYÜK BİR COĞRAFYADIR
Dünya Liderleri ATATÜRK İÇİN NELER DEDİLER?... - 08/11/2024
Dünya Liderleri ATATÜRK İÇİN NELER DEDİLER?...
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R - 29/10/2024
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R
BİLGE KAĞAN - 25/10/2024
BİLGE KAĞAN
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA - 04/10/2024
KIRGIZİSTAN MİLLÎ OZANI TOKTOGUL 160. YAŞINDA
ÖLÜMÜNÜN 500. YILDÖNÜMÜNDE ŞAH İSMAİL HATAYİ - 01/10/2024
(Ve Türk’ün Türk’ü kırdığı Çaldıran Savaşı)
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT - 24/09/2024
TÜRKLERİN EFSANEVİ ATASI DEDE KORKUT
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA - 20/09/2024
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 50 YAŞINDA
 Devamı