İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
ÖLÜMÜNÜN 550.YILINDA TÜRK BİLGİN ALİ KUŞÇU’YU ANARKEN
06/12/2024 Asıl adı Ali bin Muhammed olan
Dünyaca ünlü Türk bilgini Ali Kuşçu 1403
yılında Özbekistan’ın başkenti, Semerkand’da Dünyaya geldi. 16 Aralık 1474
tarihinde İstanbul’da vefat ettiği güne kadar, Timur ve Osmanlı İmparatorlularında yaşamış olan bu
müstesna insanımız, matematikçi, fizikçi, filozof ve dil bilimcidir. Astronom,
matematikçi ve kelâm âlimi olarak tarihimize adını altın harflerle yazdıran Ali
Kuşçu’nun, Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu hükümdarı ve astronomu olan ve
aynı zamanda Timur'un torunu olan Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için, ailesi
"Kuşçu" lakabıyla meşhur olmuştur. Küçük yaştan itibaren matematik ve
astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, bu alanlarda Bursalı Kadızâde Rûmî,
Gıyaseddin Cemşid ve Muînuddîn Kâşî gibi isimlerden ders aldı. Daha sonra
bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay
Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrid adlı eserini yazdı. Ali
Kuşçu, Semerkand ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı
ve rasathanesine müdür oldu. Uluğ Bey tarafından Çin'e yollandığı
ve dönüşte de Dünya'nın yüzölçümünü hesapladığı bilinmektedir. Ali Kuşçu, 1449'da hacca gitmek
istedi. Tebriz'de Akkoyunlu Devleti hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı
gösterdi ve yardımcı oldu. Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını
istedi. Bunun üzerine Ali Kuşçu, bir süre Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptı.
Ardından, Osmanlı padişahı II. Mehmed'in davetiyle İstanbul'a gitti. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında Fatih
Sultan Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Fatih
tarafından Sahn-ı Seman Medresesi'ne müderris olarak görevlendirildi. Burada
bir yandan talebe yetiştirip bir yandan Gök Cisimleri'ni araştırarak bilimsel
eserler yazdı. Güneş saatleri icat edip İstanbul'un enlem ve boylamını bugünkü
değerle bire bir hesapladı. Ali
Kuşçu, 16 Aralık 1474 tarihinde, 71 yaşındayken İstanbul'da öldü. 15. yüzyıla
özgü olan mezarı, İstanbul'da, Eyüp Sultan Türbesi etrafındaki haziresindedir. Osmanlı
padişahı Yavuz Sultan Selim'in Maraş'ı fethetmesinden kısa bir süre sonra o
bölgede Şiî mezhebine dahil olanların sayılarının artması üzerine, Ali Kuşçu'nun
torunlarından bir kısmı, Maraş'a gönderildi. Öteki torunları ise daha sonra
kendi arzularıyla Düzce’ye göç ettiler.
Maraş'ta bulunan ailenin bir kısmı
da cumhuriyetin ilanından sonra Bursa'ya yerleştiler. Bursa'daki Fuat Kuşçuoğlu
Caddesi de ismini Ali Kuşçu'nun torunlarından Fuat Bey'in isminden almıştır.
Soyu Kahramanmaraş, Düzce ve Bursa'da Kuşçuoğlu soy isimleriyle devam
etmektedir. *** Ali
Kuşçu, astronomi, matematik, trigonometri, cebir, kelam, mantık, felsefe gibi
pek çok alanda eser vermiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: *Fihrist-i
Uluğ Bey Zici (Uluğ Bey Zici’nin Fihristi) *Risâle
fi’l-hisâb (Hesap Risalesi) *Risâle
fi’l-hendese (Geometri Risalesi) *Risâle
fi’l-mîzân (Tartı Risalesi) *Risâle
fi’l-hendese-i şer’iyye (Şer’i Geometri Risalesi) *Risâle
fi’l-akâid (Kelam Risalesi) *Risâle
fi’l-mantık (Mantık Risalesi) Uluğ Bey’in Rahle-i Tedrisinden
geçmiş olan Ali Kuşçu’nun iyi bir astronomi uzmanı olması elbette doğaldır.
Nitekim o bu yönüyle de üne ulaşmış olup, astronomi alanındaki çalışmalarıyla,
İslam dünyasının en önemli astronomlarından biri olarak kabul edimiştir. Ali Kuşçu, Uluğ Bey Zici’nin hazırlanmasında
önemli rol oynamıştır. Bu eser Dünyanın en önemli astronomi eserlerinden
biridir. Zic, gökyüzünün hareketlerini ve yıldızların yerlerini gösteren bir
cetveldir. Ali Kuşçu, Uluğ Bey Zici’nin hazırlanmasında, astronomi alanındaki
tüm bilgi ve deneyimlerini kullanmıştır. Ali Kuşçu, ayrıca, kendi astronomi
çalışmalarını da kaleme almıştır. Onun astronomi alanındaki çalışmaları,
günümüzde de önemini korumaktadır. Keza Matematik alanındaki çalışmalarıyla da
bilime önemli katkılarda bulunmuş olan Ali Kuşçu, trigonometri ve cebir
alanındaki önemli çalışmaları ile de ün yapmıştır. Türk Dünyasının bu emsalsiz
bireyinin İslam dünyasında da çok önemli bir yeri vardır ki eserleri, günümüzde
de önemini korumaktadır. UNESCO, vefatının 550. yıl dönümü
münasebetiyle, 2024 yılını "Ali Kuşçu Yılı" ilan etti. Bu vesilesiyle
İstanbul Medeniyet Üniversitesi (İMÜ) Bilim Tarihi Enstitüsü ile Türkiye
Bilimler Akademisinin (TÜBA) işbirliği, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ),
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TYEKB) ve Fatih Belediyesinin
işbirliğiyle, geçtiğimiz Kasım ayında “Uluslararası Ali Kuşçu Sempozyumu”
düzenlendi. İTÜ Maçka Kampüsü'nde
gerçekleştirilen sempozyumda, ünlü astronom, matematikçi ve bilim insanı Ali
Kuşçu farklı yönleriyle ele alındı. Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile İstanbul Valisi Davut Gül'ün de
katıldığı Sempozyum'un açılışında konuşan TYEK Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, Ali
Kuşçu'nun Türk ve dünya tarihinin mümtaz bir şahsiyeti olduğunu belirterek,
Osmanlı'da ve İslam bilim tarihindeki farklı disiplinlerde etkili olduğunu
söyledi. Yılmaz, Kuşçu'nun dahil olduğu ilim
ve kültür hafızasının sempozyumun odak noktalarından birisi olduğuna işaret
ederek, "Ali Kuşçu'yu ele almanın, ilmi açıdan önemli olduğu kadar, insani
olarak da kıymetli olduğunu düşünüyorum. Vefa, bir vecibe değil, güzel bir
meziyettir. Sempozyum'da, 'Bir insan dünyada ne yapabilir?' sorusunun cevabını
buluyoruz. Ali Kuşçu'yu, onun yetişmesini sağlayan Fatih Sultan Mehmet ve
Kuşçu'nun hocası Uluğ Bey'i rahmet ve minnetle anıyorum." dedi. İstanbul
Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik, düzenlenen
sempozyumla beraber Ali Kuşçu ve yaşadığı dönemin etraflıca ele alındığını
belirterek, "Kuşçu'yla birlikte tecessüm etmiş önemli bir ilim geleneğimiz
var. Sormamız gereken soru, 8. asırdan başlayarak Endülüs'ten İran'a, Orta
Asya'dan Hindistan'a kadar yayılan bu İslam ilim geleneğinin ortaya çıkmasını
sağlayan unsurların neler olduğudur. Sadece Kuşçu'nun eserlerini değil, onu
meydana getiren tarihi, siyasi ve kültürel arka plan üzerine dikkatlice
düşünmek zorundayız." dedi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Bilim Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu da Kuşçu'nun ilmi
etkinliği ve felsefi görüşlerinin tartışılmasının önemli bir ilmi faaliyet
olduğunu dile getirdi. Fazlıoğlu, Kuşçu'nun mantıktan astronomiye kadar birçok
bilim dalında çok önemli eserler verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ali Kuşçu'nun fikirleri, etkisi ve öğrencilerine bıraktığı düşünsel
mirasın izlerini takip etmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra Kuşçu'yu meydana
getiren tarihi bağlamın da dikkatlice araştırılması gerekiyor. Bu bağlamda
vefatının 550. yılında birbirini tamamlayan etkinlikler düzenleyerek Kuşçu'nun
mirasını anlamaya ve günümüze taşımaya çalışıyoruz. Emeği geçen herkese
teşekkür ediyor, Sempozyum'un hayırlara vesile olmasını diliyorum." Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)
Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker de bilim tarihi ve bilimin birlikte ele
alınmasının zorluğundan bahsederek, bu alanda uzmanlaşmış az sayıda bilim
insanı bulunduğunu ve bilim tarihinin gelecek nesillere aktarılmasının büyük
bir sorumluluk olduğunu belirtti. Konuşmasında özellikle Ali Kuşçu'nun bilim
dünyasındaki önemine dikkati çeken Şeker, "Geçmişteki değerli bilim
insanlarının çalışmaları, bizlere zamana ve mekana dair önemli dersler sunuyor.
Bizlerin görevi bu mirası korumak ve geleceğe aktarmaktır." dedi. Şeker, Cumhurbaşkanlığı
himayelerinde yürütülen Türk-İslam Bilim Kültür Mirası Projesi'ne de değinerek,
yazma eserlerin gün yüzüne çıkarılarak genç nesillerin bu çalışmalardan
faydalanmasının, hem Türk bilim tarihine hem de dünya bilimine büyük katkılar
sağladığını ifade etti. UNESCO'nun desteğiyle ve Özbekistan ile Türkiye'nin
ortak girişimi sonucu düzenlenen Sempozyumun önemini vurgulayan Prof. Dr.
Şeker, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'a teşekkür etti. Ayrıca 2024'ün UNESCO tarafından
"Ali Kuşçu Yılı" ilan edilmesinin yanı sıra bilim tarihçisi Prof. Dr.
Fuat Sezgin'in doğumunun 100. yılı dolayısıyla anma programlarının
düzenlenmekte olduğunu söyleyen Şeker, konuşmasını etkinliğin düzenlenmesinde
emeği geçen kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek tamamladı. İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İpek
Akın Karadayı ise Ali Kuşçu'nun bilim dünyasına katkılarını, akademik düzeyde
ele almanın bugünün bilim ve düşünce hayatına ışık tutacak nitelikte bir
çerçeve sunacağını belirtti. Karadayı, Ali Kuşçu'nun matematik ve astronomi
alanının yanı sıra pek çok disiplinde gösterdiği başarılarla da dönemini aşan
bir şahsiyet olduğunun altını çizerek, "Semerkant'ta yetişmiş, tarihe iz bırakan
eserlerin ortaya çıkmasında büyük bir rol üstlenmiştir. Eserleri aracılığıyla
Semerkant'tan İstanbul'a kadar geniş bir coğrafyada bilginin dolaşımına öncülük
etmiş, kültürler arası etkileşimin en güzel örneklerinden birini
sunmuştur." dedi. Programda ayrıca TÜBA Uluslararası
Akademi Ödülü sahibi Prof. Dr. F. Jamil Ragep ve Dr. Sally Ragep ile Özbekistan
Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bakhram
Abdulkhalimov da birer konuşma yaptılar. Sempozyum'un başlangıcında açılış
konuşmasını yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, "Kaynakları ve Etkileri Açısından Ali Kuşçu'nun
Sayı Tanımı" başlıklı bir sunum yaptı. "Doymuş bir medeniyet"in
en belirgin özelliklerinden birisinin çoklu okuma biçimlerine imkan tanımak
olduğunun altını çizen Fazlıoğlu, "Burada artık ilim adamları ayrıntılar
üzerine düşünmeye başlarlar. Kuşçu da bu anlamda sayı meselesinin ayrıntıları
üzerine düşünmüştür. Ali Kuşçu'nun sayı meselesini ele alışı, teknik açıdan
değil 'metodolojik' açıdan önemlidir." dedi. Fazlıoğlu, Ali Kuşçu'nun sayı
tartışmasına yaptığı katkılardan birisinin, meseleyi medrese müfredatına dahil
etmesi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Kuşçu,
kendisinden önce gelen geleneğe meydan okumuştur. O, sayı üzerine düşünmeyi
metafizik bir durum olmaktan çıkartıp, meseleyi 'sayma eylemi'ne, yani pratik
bir duruma dönüştürmüştür. Kuşçu'nun yapmak istediği temel husus, sayının
varlık şemasındaki yerini belirlemektir. O önce nesnelerin mahiyetleri,
ardından 'parça' kavramı, daha sonra ise 'bireyselleşme' konularını ele alır.
Bunun ardından 'birlik' ve 'çokluk' arasındaki ilişkiyi ele alan Kuşçu, nihayet
buradan 'sayı' kavramına gelir. Dolayısıyla Kuşçu için önemli olan sayının
varlık şemasındaki yeri ve sayının 'birlik'le ilişkisidir." Aralarında,
"İslam Fizik Tarihinde Optik Problemleri ve Işık Terminolojisi: Ali Kuşçu
Örneği", "Bir Dilbilimci Olarak Ali Kuşçu", "Klasik Dönem
Öğrenci-Hoca İlişkisine Bir Örnek: Gulam Sinan'ın Gözünden Ali Kuşçu" ve
"Bir-Çok ve Yüklemleme Şeması: Ali Kuşçu'nun Perspektifi" başlıklı
konuların yer aldığı Sempozyum, ilim çevresinde geniş ilgi gördü. Öte yandan, Ali Kuşçu'nun bilimsel
mirasını ve çalışmalarının bugünün bilim anlayışına yaptığı katkıların ele
alındığı Sempozyumun yanı sıra "Semerkant'tan İstanbul'a Ali Kuşçu ve
Çevresi Yazma Eser Sergisi" de Rami Kütüphanesi'nde ziyarete açıldı. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KÜÇÜK TÜRKMENİSTAN KURTARILDI - 13/12/2024 |
KÜÇÜK TÜRKMENİSTAN KURTARILDI |
Mevlâna’yı Anma Haftasında MEVLÂNA VE SULTAN DİVANİ’Yİ ANMA - 10/12/2024 |
Mevlâna’yı Anma Haftasında MEVLÂNA VE SULTAN DİVANİ’Yİ ANMA |
KARAMANLI TÜRKLERİ - 29/11/2024 |
KARAMANLI TÜRKLERİ |
G 20 - 26/11/2024 |
G 20 |
İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) - 22/11/2024 |
İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) |
TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI - 19/11/2024 |
TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI |
TÜRKİSTAN SALT KAZAKİSTAN’DA BİR KENT DEĞİL BÜYÜK BİR COĞRAFYADIR - 15/11/2024 |
TÜRKİSTAN SALT KAZAKİSTAN’DA BİR KENT DEĞİL BÜYÜK BİR COĞRAFYADIR |
Dünya Liderleri ATATÜRK İÇİN NELER DEDİLER?... - 08/11/2024 |
Dünya Liderleri ATATÜRK İÇİN NELER DEDİLER?... |
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R - 29/10/2024 |
ROMA'YI KURAN TÜRKLER E T R Ü S K L E R |
Devamı |