![]()
İrfan Ünver NASRATTİNOĞLU
nasrattioglu@hotmail.com
ÇAĞDAŞ GAGAUZ EDEBİYATININ ÖNCÜLERİNDEN NİKOLAY BABAOĞLU
18/03/2025 Yarım asır önce, “Gagauz”
kelimesi, Türkiye’de ve Dünyada yaşayan insanların büyük çoğunluğu tarafından
pek bir şey ifade etmiyordu. Ama, SSCB’nin dağılıp, bu Birlikten 15
cumhuriyetin doğuşuyla birlikte, Moldova Cumhuriyeti içerisinde bir de Gagauz
Yeri Özerk Bölgesi kurulunca, Gagauz Türkleri de bilinmeye ve tanınmaya
başladı. 250
Milyonluk Büyük Türk Dünyası ağacının, küçük bir dalı olan Gagauz Türkleri’nin
yaşayan iki aksakalından birisi (öteki Dionis Tanasoğlu’dur) olan Nikolay
Babaoğlu, 2003 yılında 75.Doğum yıldönümünü idrak etmektedir. Kimdir, bu
Babaoğlu ve neler yapmıştır?...Aşağıda O’nu Mut’tan Haber okurlarına tanıtmak
esterim… ÖZGEÇMİŞİ
Nikolay
Babaoğlu 2 Mayıs 1928 tarihinde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak Moldova’nın
Taraklı Rayonuna bağlı Tatar-Kıpçak Köyünde dünyaya geldi. Babası,Rusinin
Mitinin Miyalın Panayudun Nati lakabıyla tanınan İgnat Panteleeviç(1905-1975);
anası ise Kıpçak’ın tanınmış ailelerinden Kazancılar’ın kızı, yakınları
tarafından Tudora-Bulü diye çağırılan
Fedora Nikolaevna(1903-1998)’dır. Nikolay, ailenin en büyük çocuğudur.
O’ndan sonra sırasiyle İgnat (1935) ve Mihail (1938) adlı iki erkek; Vasilisa
(1941) ve Mariya (1943) adlı iki kız kardeşi dünyaya geldi...1948 yılında
Viktorya Arnaut’la evlendi. Bu evlilikten Nina (1949) ve Tatyana (1958) adlı
iki kızı oldu. Kardeşleri de, kızları da yüksek tahsil yaptılar ve hepsi de
evli olup; maişetlerini temin edebilecek işlerde çalışmaktadır... Viktorya
Hanım, 25 yıllık bir beraberlikten sonra yakalandığı amansız bir hastalıktan
kurtulamadı ve hayata veda etti!... Anası,
teyzesi ve halasından masallar, türküler, mani ve ninniler dinleyerek büyüyen
Nikolay, folklor eğitimini küçük yaşlarda aldı. Böylelikle geleneksel
Gagauz-Türk yaşantısını da içine sindirerek, bugünlere geldi. Nitekim, ilk
kitabı olan Gagauz Folkloru, ondaki kültür birikiminin ürünüdür. İlk
öğrenimini Kıpçak’ta yaptı. Ailesinin ısrarı üzerine 1941’de bugün Ukrayna
sınırları içerisinde kalmış olan İsmail kentindeki papaz okuluna kaydoldu.
Buradaki tahsilini tamamlayabilseydi, bugün bir kilisenin papazı olarak
çalışıyor olacaktı. Ancak ikinci dünya savaşının başlaması nedeniyle 1944
yılında Kıpçak’a döndü. Kıpçak ve Basarabya’nın tamamı o devirde Romanya’nın
elindeydi. Fakat savaştan sonra bu topraklar Sovyetler Birliği’nin eline geçti
ve böylelikle Romen vatandaşı olan Gagauz Türk’ü Nikolay Babaoğlu da SSCB
vatandaşı oldu. Basarabya toprakları da savaş sonrasında kurulan Moldova Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlandı. O aşamada pek çok öğretmen, papaz ve sade
vatandaşlar Romanya’ya göç ederlerken, Gagauzlar’ın tamamı gibi, Nikolay da
doğduğu toprakları terk etmedi. Yeni
kurulan Moldova hükümeti, öğretmenlerinin Romanya’ya kaçmaları nedeniyle
kapanmış olan okulları faaliyete geçirebilmek için, belirli tahsil seviyesi
bulunan kişilere öğretmenlik yapmaları için çağrıda bulundu.Kabul edenlerin
askerlikten muaf tutulacaklarının duyurulması üzerine, savaştan da uzak durma
şansını kullanmak isteyen Nikolay, daha 16 yaşında iken doğduğu Kıpçak köyü
okulunda 1944’de öğretmenliğe başladı.
Önce birinci sınıf öğretmenliği verildi ise de; üç yıllık Papaz Okulu eğitimi
almış olmasından dolayı göze girmeyi başardı ve daha yüksek sınıflarda da
öğretmenlik yaptı. O arada Kahul kentindeki Pedagoji Okuluna kaydoldu; hem
öğretmenlik yaptı; hem de bu okulu bitirdi. Aynı yıl (1950) Kişinev
Üniversitesi Moldova Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi ve dışarıdan iştirak ettiği
sınavlarda başarılı olup, üniversite diploması aldı. Öğretmenlikteki
ilk yılları, Nikolay’ın yüreğinde sızılar yaratır! Çünkü o öğretim yılının
başında birinci sınıfa 36 öğrenci kaydolmuş; fakat 32 öğrenci açlıktan ve aşırı
soğuktan, gözlerinin önünde bağıra bağıra, teker teker ölmüşlerdi!...Bu nedenle
36 öğrenci ile başlayıp, 4 öğrenci ile tamamladığı o 1946-1947 öğretim yılını hiç unutmadı...O kıtlık ve
açlık yılları, sonraları Masallı Toprak adlı romanın yazılmasına neden
oldu. Yine o yılların yüreğinde yarattığı sızı, O’na Kıpçak’tan sonra
Avrupa’nın en büyük köyü olan Kongaz ve bugün Gagauz Yeri Özerk
Bölgesi’nin başkenti olan Komrat’taki
okullarda öğretmenlik ve müdürlük yapmasına yol açtı. Hatta gün geldi, Bağımsız
Moldova Cumhuriyeti’nin Eğitim ve Bilim Bakanı Yardımcısı olarak birkaç yıl
süreyle görev yapmasını sağladı. Nikolay
Babaoğlu sürekli yazan, okuyan ve yayınlayan, çok yönlü bir yazar ve şairdir.
Bir yandan şiir, öykü, roman, oyun vb.gibi edebi eserler yaratmakta; öte yandan
folklor, edebiyat, tarih vb.gibi konularda derlemelerini sürdürmekte ve
yayımlamaktadır. Hiç durmadan sürdürdüğü bir başka çalışması ise, Gagauz
okulları için ders kitapları hazırlamakta ve bunların yayımlanması için çaba
harcamaktadır. Öğretmenlik
ve yöneticilik görevindeki başarılarından dolayı 1961’de; yazar olarak verdiği
emekten dolayı 1966 yılında Devlet ödülleri aldı. 1984
yılında Moldova Yazarlar Birliği Gagauz Seksiyonunun başına getirildi. O
yıllarda SSCB’nin her yerindeki Yazar Birlikleri, müstakil birer Bakanlık gibi
çalışıyorlar, burada görevli olanlar, devletten maaş alıyorlar, ikametleri için
birer daire tahsis ediliyordu. Babaoğlu burada, genç Gagauz şair ve
yazarlarının Birliğe üye olmaları; onların eserlerinin basılması konusunda
etkili çalışmalar yaptı. Todur Zanet, Vasi Filioğlu, Petri Yalıncı, Mariya
Kuyumcu, Olga Radova vb.gibi şair-yazarlar Babaoğlu’nun desteğiyle kendilerini
göstermek imkanını buldular. Büyük
Gagauz Şair ve Yazar Nikolay Babaoğlu 26 Ağustos 2008 tarihinde Kişinev’de vefat
etti. FOLKLORCU YANI Nikolay
Babaoğlu’nun hayatında halk kültürünün çok önemli yeri vardır; gelenek ve
göreneklerine bağlıdır ve bunların kaybolmaması için, çocukluk yıllarından beri
derlemeler yapmıştır. Yapılan bu derlemeler zaman zaman gazete ve dergi
sütunlarında yayımlanmış; ileriki yıllarda da kitap bütünlüğünde
yayımlanmıştır. 1963 yılında yayımlanan Gagauz Folkloru kitabı, bu
sahadaki ilk ciddi çalışmadır. Bu kitapta, çoğu Kıpçak Köyünden olmak üzere
Gagauzya’dan derlenen türküler, söyleyişler, bilmeceler, masallar, legendalar,
hikayeler, Nasreddin Hoca fıkraları yer almaktadır. Ancak şunu da ekleyelim ki,
kitapta yer alan folklor ürünlerinin en az otuz katı büyüklüğündeki malzemeler,
yayımlanmayı beklemektedir. Aslında O’nun yarattığı bütün edebi ürünler,
kaynağını halk kültüründen almaktadır. Çevresindeki gençlere de bunu
öğütlemekte, onların da folklora yönelmelerini sağlamaya çalışmaktadır. SÖZLÜK VE DERS KİTAPLARI Babaoğlu
ilk Gagauz Gramerini ve VII. Ve VIII. Sınıflar için Okuma Kitabını 1961 yılında
hazırladı. Daha sonra kardeşi Dr.İgnat Bababaoğlu ile birlikte IX. Ve X.
Sınıflar için sentaks kitabını yayına hazırladılar ve bu kitap Eğitim ve Bilim
bakanlığı tarafından bastırılıp, Gagauz Okullarına dağıtıldı. 1991’de VII.
Sınıflar için; bir yıl sonra da VIII. Ve IX. Sınıflar için gramer kitabının
hazırlanıp yayımını sağladılar. İki kardeş 1993 yılında da kiril alfabesiyle
bir Gagauzca-Rusça ve Rusça-Gagauzca Sözlük yayımladılar. Bu Sözlük 1996
yılında latin alfabesine çevrilip tekrar yayımlandı. ÇOCUK EDEBİYATI Küçük
çocukları da ihmal etmeyen Nikolay Babaoğlu, özellikle Uşak Başçaları (Çocuk
Bahçeleri-Kreş) için 1990 yılında bir kitap yayımladı. Literatura
Sabaalıkları Uşak Başçalarında adlı bu kitapta Dimitri karaçoban, Dionis Tanasoğlu, Mina Köse,
Todur Zanet, Todur Marinoğlu, Vasi Filioğlu gibi Gagauz şair ve yazarlarının
çocuklara yönetelik eserleri yer aldı. Ayrıca, Rus yazarları K.Çukovski,
Marşak, A.Bartold,A. Puşkin ile Moldovan-Romen yazarlar M.Eminescu, İ.Krenga,
S.Vangeli vb.den bizzat çeviriler yaparak bu kitapta yayımladı. Yine
çocuklara yönelik 21 kısa öyküyü, Gani adını verdiği kitapta topladı.
Çocukların anlayacağı dille kaleme alınan bu öykülerde yazar, Gani’nin,
doğumundan itibaren, okul yaşına gelişine kadar geçen yıllardaki yaşantısını
mizahi bir şekilde anlatmaktadır. ÖYKÜCÜLÜĞÜ Babaoğlu’nun
asıl öyküleri, büyüklere yöneliktir. O’nun öykülerinde Gagauz halk yaşantısının
bütün yönleri görülmektedir. Gagauz yaşantısındaki güzellikler ve tüm
mutlulukların yanısıra, felaketler, acılar, savaşlar,mücadeleler vb.akıcı bir
üslupqla anlatılmaktadır. Yazar bunu yaparken, daha çok kendi yaşantısını ve bu
çerçeve içindeki tüm olayları anlatmakta; kullandığı üslupla, okuyanı zaman
zaman güldürmekte, zaman zaman da düşündürmektedir. Hikayelerin
geçtiği yer genellikle kolhozlardır. Kolhozlar, komünist sistemin getirdiği
felaket yerleridir. İkinci Dünya savaşından sonra Sovyetler Birliği’nin eline
geçen Basarabya toprakları, sahiplerinin ellerinden zorla alınır; hatta bununla
da yetinilmeyip, sağılıp südü içilen; bu sütten, beslenmek için yoğurt ve
peynir yapılan hayvanlara kolhozlar el koyar ve bu sistem tüm insanları köle
haline getirir. Babaoğlu tüm bu acıları bizzat yaşamıştır ve bir yazar olarak
olayları öykü biçiminde kaleme almıştır.Bu öykülerde, biribirlerini
gammazlayıp, göze girmeye çalışan kötü insanlar; güç durumda kalanlara yardıma
koşan iyi adamlar; yüzsüzlükler, riyakarlıklar, sarhoşluklar,
cehalet,görgüsüzlük, bilgisizlik, silahlar, cinayetler sürükleyici, ama acı bir biçimde anlatılmaktadır...O yıllar, sosyal
sorunların alabildiğine büyüdüğü yıllardır; insanlar çaresizdir, işsizdir,
parasızdır ve Gagauzlar bugün bile, bu sorunların bir çoğunu halledebilmiş
değildir.Sovyet sistemi insanları robotlaştırmış; ruhsuz, duygusuz bir hale
getirmiştir! Birilerinin gözüne girebilmek amacıyla biribirlerini gammazlayan
insanların sayıları az değildir. İnsanların çoğu, sadece kendini düşünür; kendi
amaçlarını gerçekleştirebilmek için, en yakın arkadaşını bile satabilir!...İşte
Nikolay Babaoğlu tüm bunları yaşamıştır ve bugün de yaşayarak, çağına tanıklık
etmektedir. Bu tanıklık, O’nun tüm edebi eserlerine yansımaktadır. Özellikle
son yarattığı eserlerin ana teması budur. Çünkü O, gördüklerinin ve
bildiklerinin, gelecek kuşaklara yol göstermesini, ders olmasını arzu
etmektedir. OYUN YAZARLIĞI Babaoğlu,
oyun yazarlığını da denedi ve Mumnar Saalık İçin adıyla bir deneme
yaptı. Önce süreli bir yayında yayımladığı bu eseri daha sonra kitap haline
getirerek, kalıcı olmasını sağladı. Bu eserde Sovyetler Birliği’nin hem kendi
halkını, hem de dünyayı nasıl aldattığı; komünist sistemin getirdiği
kötülükler, felaketler anlatılmaktadır. Özellikle Gagauzlar arasında
yalancılık, jurnalcilik, hırsızlık, çıkarcılık gibi kötü alışkanlıkların alabildiğine
yayıldığı vurgulanmakta; kolhozlarda dönen dolaplar yüzünden pek çok insanın
karşılaştığı felaketler ortaya konulmaktadır. Kuşkusuz,
oyunun tümü, böylesine iç karartıcı değil; mesela Olga ve Vladimir adlı iki
gencin romantik aşkları, yer yer oyunu duygusal hale getirmektedir. Ayrıca,
oyun kurgusunda folklorik motifler de bulunuyor. Gagauz gelenek ve görenekleri;
bir düğün sahnesi ve böylelikle Gagauzlar’daki düğün adetlerinin bütünüyle
ortaya konulması oyunun zevkle okunmasını sağlamaktadır. Babaoğlu’na göre,
oyunun içine yerleştirilen folklorik motifler, Gagauz hayatının sonsuzluğunu ve
gelecekteki güzelliklerin habercisidir... ROMANI Babaoğlu’nun
bir de romanı bulunmaktadır. Masallı Toprak adını verdiği bu roman,
aslında bir “Uzun Öykü” olarak kaleme alındı ve
sonradan roman bütünlüğüne dönüştürülerek yayımlandı. Masallı Toprak,
Basarabya yani Gagauzya’dır. Burada yaşayan insanların 1930-1950 yılları
arasındaki ekonomik,sosyal,kültürel tüm sorunlarını irdeleyen bu roman, aslında
Babaoğlu’nun gerçek hayak hikayesidir. O, kendi hayatı etrafında cereyan eden
olayları usta bir yazar olarak kaleme alıp, romanlaştırarak, geleceğe aktarmış
bulunuyor. Bu romanın özelliklerinden birisi, Basarabya’dan, insan manzaraları
sergilemesidir. İkinci Dünya Savaşının en acımasız yılları...kan gövdeyi
götürüyor! Bir hay-huydur giderken, Gagauzlar ne yapacaklarını şaşırıyorlar!
Nereye gitsinler? Kimin yanında yer alsınlar? İyi ki umutlanıp da Kırım
Türkleri gibi Almanlar’ın safına geçmediler! Öyle yapsalardı, hepsi de
katledilecek veya Sibirya’ya gürgün edileceklerdi. Ama Sovyetler Birliği, bu
Türk oğlu Türk olan Gagauzlar’ın iki yakalarının bir olmalarını da hiç
istemedi; hep yoksul bıraktı bu insanları. Her vesileyle vurguladığım gibi,
bütün Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nde iki Türk topluluğu çok geri
bırakılmış; adeta ölüme terkedilmişti. Bunlardan birisi Karakalpak Türkleri
öteki Gagauzlar’dı... Sovyetler Birliği’nden medet umarak, her kasabaya
Lenin’in heykellerini diken Gagauzlar, bugün de aynı yoksulluk içre hayatlarını
sürdürmektedir. Ama ne yazık ki, Özerk Gagauz Bölgesi’nin başkenti Komrat’taki
Halk Meclisi önündeki Lenin heykeli hala yerinde durmaktadır. Oysa Rusya’da
bile Lenin heykelleri yerle bir edilmiştir! İşte,
Babaoğlu’nun romanı, böylesine acı bir ortamda sürüklenen Gagauz lar’ın gerçek
hayat hikayesidir. KİTAPLARI Babaoğlu,
hemen her konuda yazdı ve bunları çok değişik gazete ve dergilerde Rusça,
Moldovanca ve Gagauzca olarak yayımladı.Kimi şiir, öykü ve çeşitli konuları içeren yazıları
antolojilerde yer aldı. Çeşitli sınıflar için hazırladığı ders kitapları ve
sözlüklerin dışında, kitap bütünlüğünde
yayımladığı eserler ise şunlardır: Gagauz Folkloru, (1963), Legendanın İzleri
(Annatmalar,1974), Bucak Ecelleri (Annatmalar,1974) ,Karanfiller Açtılar
(Annatmalar,1981), Tarafımın Peetleri (Şiirler, 1988), Masallar (1991), Klastan
Dışarı Okumaklar(Mina Köse ile,1992), Bir Öykümüz Var (Uzun Öykü, 1994), Gani
(Küçüklere Annatmalar, 1998), Publisistika Yazılarından (Makaleler, 2000), Gagauzlar’ın
Kaderi(Belgesel Roman,2003), Seçme Yaratmalar (Seçki, 2003). Nikolay
Babaoğlu’nun bu kitapları Gagauz Türkçesi ile yazılıp basıldı. Ayrıca, Rusça ve
Romence birkaç kitabı ile, Romence’den Gagauzca’ya tercüme ederek yayınını
sağladığı kitapları da bulunmaktadır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Türk Devletleri Teşkilatının Turizm Başkenti CELALABAD - 14/03/2025 |
Türk Devletleri Teşkilatının Turizm Başkenti CELALABAD |
BALKANOLOG – TÜRKOLOG PROF.DR. YUSUF HAMZAOĞLU (80.YAŞINI KUTLARKEN) - 11/03/2025 |
BALKANOLOG – TÜRKOLOG PROF.DR. YUSUF HAMZAOĞLU (80.YAŞINI KUTLARKEN) |
ESKİ RAMAZAN’LARI ANIMSARKEN… - 07/03/2025 |
ESKİ RAMAZAN’LARI ANIMSARKEN… |
RAMAZAN FIKRALARI - 04/03/2025 |
RAMAZAN FIKRALARI |
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ K.E.İ. - 25/02/2025 |
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ K.E.İ. |
BÜYÜK BİR KAHRAMANI ANARKEN ALİ ÇETİNKAYA - 21/02/2025 |
BÜYÜK BİR KAHRAMANI ANARKEN ALİ ÇETİNKAYA |
TÜRK DÜNYASININ MANEVİ BAŞKENTİ TÜRKİSTAN - 18/02/2025 |
TÜRK DÜNYASININ MANEVİ BAŞKENTİ TÜRKİSTAN |
DOĞUMUNUN 175. YILDÖNÜMÜNDE Osmanlı Tarihi Hakkında Destan Yazan Moldovalı MİHAİ EMİNESCU - 14/02/2025 |
DOĞUMUNUN 175. YILDÖNÜMÜNDE Osmanlı Tarihi Hakkında Destan Yazan Moldovalı MİHAİ EMİNESCU |
TATARİSTAN CUMHURİYETİ - 11/02/2025 |
TATARİSTAN CUMHURİYETİ |
![]() |