Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam190
Toplam Ziyaret858108
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
ALİ YAVER SOYLU
aliyaversoylu@muttanhaber.net
Çarşı Herşeye Karşı, Çünkü Çarşı Her Zaman Haklı
05/06/2013

Gündem o kadar dolu ve insani ki. Artık yorulduk. Milletin üzerindeki yük açığa çıktı. Millet, “Artık yeter” dedi. İnsanlığın üstüne gölge düşürecek şekilde zorbalaşan ve evine dahi biber gazı atıp yola devam eden polisi gördükçe, utandım. Yazıklar olsun. Emniyet emri yerine getirir, sıkıntı yok. Ama kişiselleşirse vatandaşla bir alıp veremediği nedir, diye sorarlar?

Hükümetimiz ve polisimiz ağzını ayırırken, başka işlerle oyalanırken önünden geçen PKK’lıdan, elinde kalaşnikoflu militandan, her gün kendisine can korkusu yaşatan teröristlerden değil de değerlerine sahip çıkan, devletini seven iyi insanlardan hatta birilerinin tabiriyle, çapulculardan mı korkuyor? Herkes kimi sevip, kimi üzdüğünün farkında mı?

Cami yapacakmış, yap. Elinden alan mı var? Her mahalleye, her evin dibine yap, cemaati de böl. Her birini de bir cemaatin kalesi yap, yap da yap. Atatürk Kültür Merkezi çok uzun ve zor gelmiş söylemeye, AKM oluversin canım, sıkıntı yok. Alış veriş merkezi de AVM oluverir. Ama aslında topçu kışlası. Asıl amacı askeri, bugün para da kazanıversin canım. Helal, yasal ve gayet demokratik.

Millet şuna isyan etti, “Benim inancıma değerlerime de sen karışma. Senin inancını zorlayan, baskı altına alan darbeci değilim ben. Ben milletim. Zalimleşme” dedi. Dur dediği, gözü dönmüşçesine insanına saldıran zihniyet. Değerlerine, kültürüne, özgürlüğüne müdahale olarak alıgılıyor ve ses buna yükseliyor. Televizyonlar susuyor, basın susuyor, siyasetçiler beceriksiz, sermaye susuyor, sendikalar dinazor dolu, odalar, borsalar herkes ayrı çıkarların peşinde. Herkes kendince haklı ama millet de haklı. Milleti düşünen duruşuyla bir taraftar grubundan çok daha fazlası, efsaneleşen bir kitle: “ÇARŞI”. Beşiktaşlı olduğum için ayrıca gurur duyuyorum.

AKP hükümeti kadar iş dünyasının paralelinde bir iktidar olmadı. İstikrarlı ve iyi yetişmiş bir kadro var. İhracat güzel, yol, köprü güzel. Hastane, postane, Toki güzel. Her vilayete üniversite güzel, havaalanı güzel. Yerli araba, uçak, tank, helikopter güzel. Ekonomideki devrimler güzel. IMF gündemden düştü güzel, enflasyon düştü güzel, devletin borçlanma faizi düştü, o da güzel. Doğruya doğru. Çağdaş yaşam standardını hedeflemek güzel ama molla gibi değil. Ağızdan çıkanla, icraat birbirini tutsun. Tolerans, farklılıklara hoşgörü, farklı düşüncelere tahammül olmalı. Sadece eleştirmek değil, doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri ifade ediyorum ama baskı yok mu, bu ülkede? Bunca yazılanlar çizilenler, hep hayalden mi ibaret? Zaten muhalefet görevini yapsa, ülkede demokrasi tam oturuşmuş olur. Güçsüz bir muhalefet var. Çapsız ve basiretsiz muhalefetin olması hükümete istediğini yapma hakkını vermez. Özgürlük, bir başkasının özgürlüğüne müdahale etmemeli. O, baskı olur ve özgürlük olmaktan çıkar.

Bu ülkenin sosyal insanlarının anlaması gereken şey neyse, hükümetin anlaması gereken de o. Ortak bir anlaşılmazlık var aslında. Biri diğerinin iktidarını, diğeri yaşantısını kabullenemedi. 4-5 yılda bir gelen sandık sonucuyla, gündemi her gün değişen ülkenin, değerlerini tartışmak veya neticeden o diktayı kapma yetkisi verilmemektedir. İnsanız, hata yapabiliriz, özür dileyebilmeliyiz. Teşekkür etmesini de bilmeliyiz. İnsanlarda görmeyi istediğimiz değişimin ta kendisi olmalıyız. Demokrat olmalıyız. İnsan haklarına saygılı olmalıyız. Elbette makama da saygılı olmalıyız.

İnsanda vicdan olmalı. Erdem olmalı. Sabır olmalı. Öfke, kibir ve “çıkışta adamlarını topla, gel görüşelim” der gibi “ben de iki milyon adam toplarım” demek değil, özlenen beklenen siyaset. Milletin emanetini doğru okumak lazım. Genelde oyu alırken, yerelde şaşırabiliyorsun. Yerelde aldığın bölgede, genelde şaşırabiliyorsun. Gündeme göre, sergilediğin duruşta elbette güncel bir şekilde değerlendirilecektir. Bu ülkenin hafızası zayıftır, o da doğru. Sen yine de unutma…

Solun kanaat önderleri, sağın gününde ihale parsellerken, odunu, kavunu, karpuzu yuvarlarken hiç sıkıntı yok. Değirmen dönerken aklına gelmeyen ilke ve standartlar, devrimler, kendisinden başka nesiller türeyince panik havasına veya kabusa dönüşüyor. Biz, ona da karşıyız. Sağ iktidarlarla paslaşarak, mülküne mülk katan akıllı solcular, “laiklik elden gidiyor” derken, kast ettikleri cemaatçilerle gayet makul ticari geçişler yapabiliyorlardı. Sadece iki duble içki peşinde koşup, “haklısın”dan başka laf bilmeyen, kendilerine devrimci derken aslında hiç alakası olmayanlar kimseye doğru yolu göstermez. HK’li, TSİP, THKP-C, Acilci, Dev-Yol, Dev-Sol, TKP gibi kimlik değil menekşeli kimlik lazım onlara. Devrimci düşünceleri asla hak etmeyen, boş kafalı birkaç tane içki asalağından, bu memlekete ne fayda gelir? Çöp torbası gibi doldurulmuş yerleri de biliyoruz. Yanlış anlaşılmasın, sözüm, o fikirleri savunanlar içinden birkaç insan. Ama onlar da bu toplumda yaşıyor ve herkes gibi toplum hayatına gerekli. Çünkü insan.

Türkiye’nin iklimi değişti.  Havadaki kimyasal bileşim değişti. Organik biber gazlı bir nesil geliyor. CHP, hala “Türkiye rahat bir nefes alacak” diye slogan üretiyor, Bahçeli hala kağıda bakıyor ve “hamdolsun, ülke iyi gidiyor” deniyor. Reyhanlı’dan daha beter bir fitil ateşlendi. Eline benzini kapıp, saçma saçma söylemlerle, duyarlı vatandaşın üstüne gitmesin, kimse. Çünkü üzerine gitmeye çalıştığı insanlar, kendilerinden daha akıllı ve bu ülke için herkes önemli.

Hani seçimlerde bir şarkı dinlettiler, Biz Birlikte Türkiye'yiz diye ve güzel bir mesajı vardı, hatırlıyor musunuz? Aynı yoldan geçmişiz biz / Aynı sudan içmişiz biz / Yazımız bir kışımız bir/ Aynı dağın yeliyiz biz/ Şarkılar bir türküler bir/ Hep beraber söyleriz biz/ Halaylar bir horonlar bir/ Aynı sazın teliyiz biz/ Gönüller bir dualar bir/ Bir Allah’ın kuluyuz biz/ Has bahçemiz yurdumuzdur Aynı bağın gülüyüz biz…

Nereye gitti bu şarkı? Şimdi biz neyiz? Milli içkimiz ayranı içtik, ayrı mı düştük? Kuzey Irak’ta Kandilde dağıtılan tavuklu pilav midemize mi dokundu? Seyyar mahkemeler, içeri adam almayınca, bir boşluk mu var? Mezhep çatışmasının planladığını okuyan vatandaş var, bu ülkede. Nedir yani “Yeter artık” diyen bir Türkiye var. Duyarsız kalmayalım. Anlamaya çalışalım. Karşı cephe değil, milli bir cephemiz olsun. İnsanımızı sevelim, dışardan gelip de bizi bizden çok sevmezler. Tecrübeyle sabit, kendisini başka devletlere sevdirenlerin hali ortada. Son dönemlerindeki Osmanlı dahil. Irak’ a bir sormak lazım, size gelen demokrasi sizi ne kadar sevdi?



3323 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

50 YAŞINDAYIZ - 02/01/2024
50 YAŞINDAYIZ
LÜZUMSUZ DOĞALGAZ MUT’U KARIŞTIRDIN - 27/12/2017
LÜZUMSUZ DOĞALGAZ MUT’U KARIŞTIRDIN
NELER OLMUŞ, NELER BİTMİŞ? - 16/08/2017
NELER OLMUŞ, NELER BİTMİŞ?
DARBE - 20/07/2016
DARBE
MAYIS TRAFİĞİ - 18/05/2016
MAYIS TRAFİĞİ
Canlı Bomba - 23/03/2016
Canlı Bomba
Suriye Suriye Suriye... - 17/02/2016
Suriye Suriye Suriye...
KISA KISA ACABA… - 27/01/2016
KISA KISA ACABA…
TERÖRÜN NERESİNDEYİZ? - 20/01/2016
TERÖRÜN NERESİNDEYİZ?
 Devamı