Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam181
Toplam Ziyaret858099
Takvim
Saat
KÜNYE
MUT'TAN HABER GAZETESİ
Kurucusu: Sıtkı SOYLU
İmtiyaz Sahibi: Ali Yaver SOYLU
Yazı İşleri Müdürü: Halil SÖYLEMEZ
Tel: 0324 774 13 69 
www.muttanhaber.net
e-mail:
aliyaversoylu@hotmail.com
U
ETS : 15016-10186-48762
Muhsin MANAV
muhsin33_1@hotmail.com
CEMAAT
03/08/2016
Merhaba,
Geçen hafta cemaatlerden bahsetmeye devam edeceğimi yazmıştım. Çok küçük yaşta tanıştığım bir cemaat var. Halen faaliyetini sürdüren fakat hiçbir zaman terör örgütü haline dönüşmeyen bir cemaat. Bu tanımlama bundan sonrasını garanti etmez ama bu cemaatin temsilcileri gördüğünüz anda bu intibahı uyandırıyor. Söz konusu temsilciler genellikle aynı tarz saç ve bıyık tıraşı ile birbirlerine çok benzeyen giyim tarzları ile çok çabuk belirgin hale gelirler. Bu anlatmaya çalıştığım imaj onları çeşitli frekanstaki tepkilerden korur. Nötr bir görüntüleri vardır. Kızsanız da bir şey söylemeye gerek duymayacağınız bir “benimle uğraşmayın lütfen” edası hakimdir tavırlarında. Bunların ilginç iddiaları da vardır. Göya peygamberimiz kendinden sonra yerine geçecek olanları “hadis” ile bildirmiş te bu bildirime göre 33 altın silsile denilen bir şey varmış. Gerçekte bu hadisler yoktur, sadece var olduğuna inanılması istenir. Bu cemaate sempatisi olanlarda kayıtsız şartsız inanır. İşte bu altın silsilenin 33. veya 34.'sü, bu cemaatin kurucusuymuş. Kurucu ki; Allah rahmet eylesin; mutlaka iyi niyetle ve insanlara dinini kitabını öğretmek maksadıyla yola çıkmış bir insandır. Böyle bir teşkilatlanmayı ve günümüzdeki faaliyetleri asla tavsiye etmemiştir. Malum kişinin “efendi hazretleri” diye anılması da bu cemaatin içindeki yobazların uydurmasıdır. Evet, her cemaatte olduğu gibi bu cemaatin de yoğun bir yobaz topluluğu taşıdığı nettir. Ortak özellikleri cahil olmaları ve aynı kitabı defalarca okuyunca bilgilendiklerini sanmalarıdır. Bunların dinde asla yeri olmayan ritüeller uydurduklarına da şahidim.
Bu tarz uydurulmuş ibadet seansları ile “efendi hazretlerinin” manevi varlığı ile temasa geçtiğine inanan bir yığın sabit fikirli tanıyorum. Ölü ile temasa geçmek diye düşündüğümüzde bu bir ruh çağırma seansıdır. Bunu dinin içinde olmayan batıl bir şey olarak görürler ama kendileri her gün yaparlar. Adına “vazife” denen bu seans cemaatin içine katılanlara hemen verilmez. Sanki elde edilmesi zor, yüce bir görevmiş de herkese verilmezmiş gibi bir sahte hava oluşturulur. İstekliler günlerce hocalarına gider gelir vazife için yalvarır. Zavallı bir inanışın şahikasıdır bu yalvarışlar. Sonunda ulaştıkları vazife ise çeşitli dualar okuyarak yaklaşık yarım saat boyunca diz çökmüş vaziyette başını eğip çenesini kalbinin üst kısmına doğru değdirerek transa geçme çabasıdır. Vazifeyi alan herkes artık kendi çapında bir medyumdur ve söz konusu kişinin ruhuyla irtibata geçer. Bunun bir de topluca yapılanı vardır. Belirlenen yerde toplanan inanmışlar, daire şeklinde oturarak bir seans yaparlar. Dinimizin kitabında ve peygamberin hadislerinde asla yer almayan bu şeye kendilerince isimler veren bu cemaatin geliri dilenciliktir. Evet, yanlış okumadınız. Dilencilik. Sürekli isterler isterler isterler. Sizin fikriniz ya da inancınız önemli değildir. Onlara vereceğiniz katkı önemlidir. Buna da Fetoşun “himmeti” gibi bir isim bulmuşlardır: “teberru”. Bu cemaatin hiçbir gelir getiren faaliyeti ya da teşebbüsü ya da iştiraki yoktur. İsterler isterler ve isterler. Sanki bunun için yaratılmış gibi rahatça yaparlar bunu. Bunlar dua ederken duaların kabul olması için “üstadımız vasıtasıyla” diye söylenmesini isterler. Üstadımız vasıtasıyla. Duydunuz mu? Şimdiye kadar ettiğiniz duaları “eğer üstadımız vasıtasıyla” demediyseniz Haşa ve haşa Allah duymamıştır. Bunların böyle hastalıklı bir yobazlığı vardır. 1980 yılına kadar bünyelerine aldıkları çocukları sadece kendi uydurdukları din eğitimine tabi tutarlardı. 80'den sonra MEB okulları ve üniversitelere giden öğrenciler de bunların pansiyon adı verilen yurtlarında kalabilir oldu. Sonuçta talebe yurdu gibi bir faaliyet görünse de aslolan faaliyet dilenmek ve bu gelirle binalar yapmaya devam edip, kendi uydurdukları dini daha çok kimseye yaymaktır. Bu sebeple bunlar diğer cemaatlere, imam hatiplere ve sade Müslümanlara aşağılayarak bakan kibir yüklü yobazlardır. Bu cemaatin sözü geçenlerinden birinin mahalle camisine atanan İmam hatip mezunu imamdan dolayı “bunun arkasında kılınan namaz kabul olmaz” dediğini biliyorum. Gerçi duanın kabulü için araya birini koymaya normal bakan bir yobazlığın, bu şirki görmeyen yobazlığın; haşa ve haşa Allah'ın yerine konuşup; namazın kabul olup olmayacağını söylemesi hiç şaşırtıcı değil.
Konu bu kadar kısa değil. Önümüzdeki yıl içinde bu cemaatin nasıl yobaz bir sistem haline geldiğini, seçimlerde yukardan geldiğine inandıkları bir direktifle neyi kimi ya da hangi kesimi desteklediklerini, bunun karşılığında ne aldıklarını, vicdanını satmanın aslında hiç vicdanı olmayan yobazları hiç rahatsız etmediğini, şirkin her türlüsünü “abi” denilen sözde liderlerin emriyle nasıl yaptıklarını anlatan bir kitap yazacağım. Şimdilik kısmi bir bilgi verdim. Yazımın ana fikri ise şudur: Her cemaat gibi bu cemaatte tehlikelidir. Dikkat etmek lazımdır.
Afiyet Olsun


2799 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESKİDENDİ - 29/06/2022
ESKİDENDİ
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI - 08/06/2022
FAŞİZMİN YALDIZLI CİLASI
UCUBELERİN MAYIS DANSI - 01/06/2022
UCUBELERİN MAYIS DANSI
BİDON UMUDU - 25/05/2022
BİDON UMUDU
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ - 18/05/2022
ZEKİ MUHALEFETİN ÖZELLİKLERİ
OSMAN GEZEMEZ OLDU - 27/04/2022
OSMAN GEZEMEZ OLDU
SOYLU BİLGE - 30/03/2022
SOYLU BİLGE
RETİNA MESELESİ - 09/03/2022
RETİNA MESELESİ
ŞUBAT YAZISI - 02/03/2022
ŞUBAT YAZISI
 Devamı