Merhaba;

Ülkemiz meclisinde Anayasa değişikliği üzerindeki oylamalar devam ediyor. Bu oylamada birlikte hareket ederek meclisten geçmesini sağlamaya çalışan iki parti var. Bunun karşısında olan ve birlikte hareket eden de iki parti. Sonuçta tasarı meclisten geçecek ve halkımızın önüne gelecek. Halkın önüne geldiği zaman referandumda Evet sonucunun çıkacağı kesin. Kesin ama hangi yüzdeyle çıkacak bu belirsiz. Bu belirsizlikten faydalanmak için bir takım olmayan gerekçelerle ortalığı bulandırmak isteyenler var. Geçmişe dönersek 367 ve 376 sayılarını özne alarak zırvalayan eski bir yargı görevlisinin hezeyanlarını hatırlarız. Bu dönemde de ortaya çıkması yakındır.

Bu tür emekli beyanlarından çokça feyz alan bazı vekiller başka yollar da denediler geciktirme amacıyla. Faaliyetin amacına bakar mısınız? Önlemek değil, geciktirmek. Önlemeye güçleri yok. Vizyonları da yok. Halkın karar vermesini önlemeye çalışan bir grup vekil. Bu tasarının halkın önüne geldiğinde geçeceğini bildikleri için bunu geciktirmeye çalışıyorlar. Bu çalışma üstelik adında halk olan bir partinin vekillerince yapılıyor Bu vekillerin başında ise siyaseten yetersiz bir müdür var. Bütün bunları halkı ya da ülkeyi düşündükleri için değil kendi siyasi ikballeri için yapıyorlar. Bunlar önümüzdeki yüzyıl boyunca iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için sadece meclise girmeyi kendi küçük çaplarının hedefi olarak belirlemiş etkisiz numunelerdir. Arada bir iki de kurultay yaptıkları zaman siyasi çerçeveleri tamamlanan sözde muhalefet partisidir. Referandum sonrasında bu hedeflerinin de bir anlamı kalmayacağı için sistem değişikliğine karşı çıkıyorlar. Ama niye karşısınız dendiğinde “tek adam” safsatası gibi içi boş yalan yanlış iddiaları kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar. Bunu yaparken 12 Eylül sonrası oluşturulmuş darbe anayasasını savunduklarını bildikleri halde yapmaya devam ediyorlar.

Başkanlık sistemi iyi olacak ya da olmayacak şeklinde bir iddianın sahibi değilim. Bunu zaman gösterecek. Benim demokrasi anlayışım bir ilkokul tanımı kadar basit. Demokrasi dediğimiz şey halkın kendi kendini yönetmesi ise; her şekilde halkın tercihi önemlidir. Halka sorulmalıdır. Herkes aynı fikirde olmayabilir ki bu da demokrasinin gereğidir. Referandumda %98 Evet çıksa bile bizim için geçersizdir. Şeklinde konuşan insanların bulundukları mevkiye geliş biçimlerinden ziyade geldikten sonra kazandıkları parti içi seçimlerdeki oy yüzdelerini de bir değerlendirmesi gerekir. Halkın her seçimi doğru değildir diyen kişinin de halk kendisini seçtiğinde aynı şekilde itiraz etmesi gerekirdi. Salt çoğunluk, nitelikli çoğunluk, çoğulcu demokrasi vesaire gibi “çoğu” şekillendirmeye çalışan herkes abesle meşgul olmaktadır. Konu çok basit. Ortada iki seçenek var. Bu seçeneklerin oylaması için de iki tercih var. Eğer demokrasiye inanıyorsan oy kullanırsın. Yok başka inanışların elindeysen evinde oturur hayal kurarsın. Seçeneklerden hangisi daha çok oy alırsa o seçenek kazanır. Bu çok basit bir yöntemdir. Parlamenter sistem diye tutunduğunuz sistem de böyledir. Çok oy alan kazanır. Şeklin değişmesinin rejimin değişmesi olacağı iddialarını samimi bulmuyorum. Çünkü halk bir şekilde kendi seçtikleri arasında değil, başkalarının seçtikleri arasında bir tercih yapıyordu. Ön seçim hikâyeleri kontenjan denen bir matkapla delik deşik ediliyor yıllardır. Bu bir tür bunu ya da bunu seçeceksin şeklinde olsa da bir tek bu var bunu seçeceksin kıvamındaki komediden daha iyidir. Bu yüzden tercih sayısının birden fazla olduğu her rejim demokrasiye yaklaşır. Parlamenter demokrasinin geçmiş bu yüzden Cumhuriyetimiz kadar eski değildir. Bütün kaygımız demokrasi olmalı diye düşünüyorum. Yoksa referandumun şunu ya da bunu seçmek anlamına geleceği türünde algı çalışmaları bir yerde 1982 anayasasının oylanması gibi çok tuhaf sonuçlar çıkarabilir. Bu algı çalışmasının aktörleri ise ne kendine ne de halkına güvenmeyen kifayetsizlerdir. Sonuçta kararı verecek olan halkımız bu güne kadar olduğu gibi yine kendisi için en doğru olan kararı verecektir. Siyasetçiler dahil hepimize düşen ise sandıktan çıkan sonuca saygılı olmaktır.

Afiyet olsun