Gerek köşe yazılarımdan, gerekse sosyal medya paylaşımlarından memleket meseleleriyle ilgili duruşumu paylaşmaktayım. Bir yılı aşkın sürede 40 civarında yazıyla hasbihal ettik, köşemizin adı gibi hemşerilerime faydalı ve “Diğerkâm” olmaya çalıştım.

HDP/PKK, DAEŞ, DHKP/C ve FETÖ gibi milletimizin düşmanlarına hizmet eden taşeron örgütlere yönelik devletimizin güvenlik yanı sıra ekonomik kaynaklarının kesilmesine yönelik adımlar atması gerektiğine inandım, atılan adımları memnuniyetle izledim. Özellikle sosyal medyada yoğun bir dezenformasyon yapan, adeta bu hain örgütlerin sanal alemdeki temsilcileri gibi hareket eden, bir kısmının Kamu çalışanı olduğu ortaya çıkan siber-hainlerin üzerine gidilmesini sabırsızlıkla bekleyip destekledim.

Elbette, insanların hepsinin aynı fikirde olmasını bekleyemeyiz. Mevcut sistemin olmazsa olmazı muhalefet ve muhalefetin görüşlerini rahatça ifade edebilmesidir. Kastettiğim sadece iktidar/muhalefet ilişkisi değil, aile ya da akraba, komşu kısaca toplumdaki tüm insan ilişkileri içindir. Görüşü ne kadar fikrime zıt olursa olsun, müspet/faydalı görüşleriyle katkı sağlamaya çalışan, memleketsever insanların kendilerini ifade etme özgürlükleri için üzerime düşen her şeyi yapmaya hep hazır oldum ve yanlarındayım. 

Ülke olarak bizim sıkıntımız, muhalefet olmakla hakaretin, küstahlığın, hadsizlik ve densizliğin birbirine karıştırılmasıdır. Hatalı tavır ve davranışların gerçek hayatta ya da sanal dünyada olması durumu değiştirmez. Son zamanlarda hukuki uygulamaların güncellenmesiyle sanal alemdeki suçların cezaları netleştirilmiş, yapılan takiplerle kişi ya da kurumların haklarının korunması amaçlanmıştır. 

Hiç kimse gerçek hayatta söyleyemeyeceği sözleri, gösteremeyeceği davranışları sanal alemde, internette, sosyal medyada kafasına göre söyleyemez, yapamaz. Toplumdaki her ferdin, şahsiyeti, şerefi muhterem ve muteberdir, saygıdeğerdir.

Unutmamak gereken bir konu, her türlü inancın, dinin, görüşün, siyasi akımın, düşüncenin temelinde “ahlak” vardır, olmalıdır. Temelinde “ahlak” olmayan her türlü düşünce ve akımın tıpkı temeli düzgün atılmayan bir bina gibi, başına ne geleceğini tahmin etmek mümkün değildir. 

Peygamber Efendimizin, Kur'an-ı Kerim'de Peygamberlik vazifesi verilmeden önceki durumuyla ilgili “Muhakkak ki, sen muhteşem bir ahlâk üzeresin” (Kalem Suresi,4) denilmesi ahlakın hangi seviyede önemli olduğunun delilidir.

Bu çerçevede, milletimize ve milletimize hizmet edenlere, yöneticilere ve her türlü emeği geçenlere başta olmak üzere, milletimizin her bir ferdine hakaret edilmesine, milleti temsil makamı olan sayın Cumhurbaşkanımıza saygısızlık ve densizlik edilmesine karşıyım, konuyla ilgili devletin güvenlik birimlerinin gerekli tedbirlerin alınmasını ve takibatın yapılmasını destekliyorum. Özellikle terör örgütlerinin açıkça destekçisi olan, kaos çıkartmak üzere yapılan “algı operasyonunun” sanaldaki taşeronlarının mutlaka derdest edilmesi şarttır.  

Son günlerde, başta HDP/PKK olmak üzere, sosyal medyada operasyon yapan terör örgütü sempatizanlarının takibata uğratılmasıyla, işbu densizlerin algı operasyonlarının oldukça zayıfladığı görülmektedir, takibat devam ettirilmelidir. Özellikle twitter'in bu millet düşmanlarına gösterdiği kolaylık, sloganlarının ön plana çıkartılması, adeta reklam edilmesi, vatanseverlerin vermeye çalıştıkları cevaplarınsa örtülmeye çalışılıp gündemden düşürülmesi dış desteğin açık işaretiydi. Devlet yetkililerinin girişimleriyle kısmen bunun da önüne geçildi, artık memlekete ve millete saldıran siber-teröristlerin internet adresleri (IP) sosyal medya firmaları tarafından veriliyor. 

Aslen Ermeni ama “yerli ve milli” olan, kendisi de büyük bir algı operasyonu çerçevesinde suikaste kurban giden Hrant Dink'in 1990 lı yıllarda bir televizyon programında söylediklerini izledim, onunla sözümü tamamlayayım; 

“Konuyu anlattım, Avrupalılar alkışladılar, Ulan bu Avrupalı beni neden alkışlıyor? Ülkemi mi şikayet ettim diye düşündüm”

Hepimizin sorumlu davranmamızın, gelişmelerin ve yapılmaya çalışılanın farkında olmamızın zamanıdır.