Başlığı okuyunca tebessüm ettiğinizi tahmin ederim. Malum, iki duble içince “Ne olacak bu memleketin hâli?” muhabbetinin başlaması meşhur bir espridir. Özellikle son birkaç yıldır Avrupa Birliği'nin, özellikle de Almanya'nın durumunu tam olarak ifade ettiği kanaatindeyim. Almanya'da bu ay içinde yapılacak olan seçim ortamının getirdiği gerginlik, adeta tüm gündemin genelde Türkiye, özelde de sayın Cumhurbaşkanımız olmasına yol açmıştır.

Gerek iktidar mensupları, gerekse muhalefet partileri her gün ülkemiz ve Cumhurbaşkanımızı konuşmakta, tabir yerindeyse, gündemi tamamen bu konular üzerine kurmaktadırlar. Ülkemizin 1990'lı yıllarda sokulduğu ve bazı faydaları olsa da bizi resmen Avrupa'nın açık pazarı haline getiren Gümrük Birliği uygulamasının revize edilmesinin iptal edilmesinden tutun, zaten yaparmış gibi yaptıkları üyelik görüşmelerinin tamamen durdurulmasına kadar tehditler havada uçuşuyor.

Avrupa'nın yaşlı nüfusu, bir türlü büyüme hızlarını arttıramamaları, tüketimin artmaması bir tarafa gerileme yaşanması, başta Yunanistan olmak üzere farklı ülkelerin yaşadığı ekonomik krizler ve yüksek işsizlik, İngiltere'nin resmen ayrılık sürecini başlatmış olması gibi pek çok konu dikkate alındığında, büyük ticaret ortaklarından birisi olarak en az bizim kadar Avrupa'nın da ülkemize ve dinamizmimize ihtiyacı olduğu açıktır.

Özellikle Avro(Euro) nun para birimi olarak çatırdamaya başlaması, mevcut para birliğindeki üyelerden yükselen ayrılma talepleri de dikkate alınırsa AB nin istikbalinin pek de parlak olmadığı net görünmekte.

Bir taraftan milyonlarca vatandaşımızın AB Ülkelerinde yaşaması, orada çok ciddi birikimlere ve potansiyele ulaşmış olması da elimizi güçlendiren argümanlardır.

Son yıllarda Ülkemiz, ihracatta başta Afrika ülkeleri olmak üzere Pazar çeşitlendirmesine giderek AB'nin ağırlığını %70'lerden %40'lara indirmeyi başarmıştır. Bu süreç devam ettirilmeli ve mümkünse ikame pazarlar yoluyla AB'nin ağırlığı tolere edilebilecek seviyelere çekilmelidir.

Almanya'nın müstemleke Valisi havalarında emir kipinde kurduğu cümleler, hâlâ ülkemizde yaşanan zihniyet devrimini idrak edemediğini ya da etmek istemediğini gösterir en fazla. Enseyi karartmayalım, Almanya'daki seçim süreci tamamlanır, tansiyon düşer ve her şey eski pozisyonuna doğru geri çekilir, iş burada bize düşüyor, yeni oluşan dengeyi milletimizin lehine bir noktada oluşturmalıyız.