Merhaba,

Bütün büyük dinlerin doğuşundan, ilk temsilcisinin ölümüne kadar düzgün yaşandığına inananlardanım. Yani Musa'nın dini bile böyle olmuştur. Bile dememin nedeni Musa'nın firavun tarafından büyütülmesi ve kısa bir süre için de olsa kavminden ayrılması durumunda dahi sapmaların ortaya çıkmasıdır. İsa'nın kısa hayatı boyunca ulaşabildiği insanların ise o hayatta olduğu halde ona karşı kumpaslar geliştirdiğini biliyoruz. 12 havariden birisinin kalleş olduğu, bu noktadan hareketle JUDAS isimli bir çok oyun film ve kitap ile kalleşliğin ilahi hedefler içinde daha derin kesikler oluşturduğunu okuyor, görüyor ve duyuyoruz. Oysa havari; saf-temiz anlamına ve dahi huri anlamına kullanılan bir kelimedir.

Musa kendisine görev verildikten sonra Museviliği yaymak için Mısır'dan çıkıp İsrail'e gelir. Burada kendisine eşlik eden inananlarla birlikte yeni bir yurt kurmak için çalışırlar. Bu esnada tebliğ etmesi için kendisine indirilecek olan kitabın; yani Tevrat'ın bölümlerinin yazılı olduğu levhaları almak için bir süreliğine kavminin yanından ayrılır. Döndüğünde İsrail oğulları denen kavmini buzağıya taparken bulur. Bildiğin buzağı. hatta daha eril söyleyelim danaya tapmaya başlamış bir kavim. Daha yöresel söyleyeyim: İsrail'in geçmişinde TANA'ya tapmak var. İşte bu ırk, kabile ya da millet, her neyse Dünyanın en güçlü ülkesi kabul edilen ABD'yi yöneten gizli eldir.

Bizim dinimizde de çoğumuzun bilmediği “kırtas” vakası vardır. Hz. Muhammed'in ölmek üzere iken söylemek istediği şeyler vardı. Kendisi ümmi olduğu için.ve o an itibariyle konuşma güçlüğü çektiği için en yakınındakilerin duyabileceği bir ses yüksekliği ile o söyleyecek; ve söyledikleri yazılacaktı. Kağıt kalem istedi. Ölüm döşeğinin olduğu odada çok sayıda insan vardı ama Peygamber'e yakın olan Ömer, Osman ve Ebubekir'di. Ali o sıralarda başka bir işle görevlendirilmiş olduğundan orada değildi. Kağıt kalem isteği yerine getirilmedi. Söylediği son sözleri Ebubekir ve diğer ikisinden başkası duymadı. O an itibariyle İslamiyet ilk bölünmeyi yaşadı. Hem de siyaset nedeniyle. Ali'nin orada olmaması ise diğer üçünün kurgusu gibi görünmeyi çoktan hak etmişti. Ebubekir'in ilk halife olmasıyla da İslam da hiçbir kitapta yazılı olmayan bir dönem başladı. Sahi halife nedir, kim icad etmiştir. Herhangi bir ayette bundan söz edilir mi? Bilen varsa beri gelsin.

Amerika'da İngiliz kolonilerinin hakim olduğu yılların 1700'lü olanlarında bir İngiltere kralı bir amiraline bu ülkede Britanya büyüklüğünde bir toprak bağışladı. William Penn isimli amiral bu kıtaya gelip kendisine bağışlanan topraklara gittiğinde oranın ormanlık bir alan olduğunu gördü. Sylvanya kelimesi İngilizce'deki Woodland kelimesi ile eş anlamlıydı. Yani ormanlık alan. Burasının ismini koymak hiç zor olmadı bu nedenle. Tahmin ettiğiniz gibi Pensilvanya dediler buraya. Katolik kilisesinin ve papalığın baskısından kaçan ve sığınacak bir öğreti arayan dindar insanlar, hatta Yahudiliğin katı kurallarını terk eden insanlar buraya geldi. Burada “Tanrıcılık” diye de tanımlanan bir inancın doğmasına kaynak oldular. Bu inanca göre her şeyin yaratıcısı olan bir güç, yani Tanrı var ve birdi. Ama dinler;onları temsil ile vazifeli ilk görevlinin yani peygamberin ölümünden sonra siyaset ve zulüm aracı olmuştu. Daha sonraları bu inanç sistemine “deizm” adı verildi. İşte bu Pensilvanya bu dinamikleri de kullanarak yeni dünya da masonluğun ortaya çıktığı ilk yer oldu. Masonluk prensipleri Kabala öğretilerinden esinlendiği için tam olarak bilinmese bile Yahudilikle aynı tarihlerde ortaya çıktığı düşünülüyor. Bu örgütün sistematik bir biçimde zanaat ile anılması ise kendisine sembol olarak duvar ve duvar ustası aletlerini seçmesidir. Sürekli yükselen kademelerle 33. seviyeye yani üstad seviyesine gelinebilen bir hiyerarşik düzene sahip mason locaları tüm dünyaya yayılmıştır. İlginç bir ayrıntı ise antik Yunanca'da Pensilvanya kelimesinin “kardeşlik” anlamına gelmesidir. Bu kardeşlik kelimesi de dünyada gizemini koruyan ve içinde “din” barındırmayan bütün örgütlerin kullandığı bir jargondur. Birbirlerine ve birbirlerini tanımak için diğerlerine böyle hitap eder ve oluşumlarından örgüt diye değil ”kardeşlik” diye bahsederler.

Şimdi kardeşlikten çok sık söz eden ve bunu abiler ablalar şeklinde geliştiren, derdi imanı din değil himmet olan bir örgütün liderinin niye Pensilvanya'da olduğunu anladınız mı? Evet talimat üzere Masonluğun doğduğu topraklara giden sahte hoca bu ikametgah değişikliği ile zaten “mason” olduğunu da itiraf ediyor

Afiyet Olsun.