Merhaba;

Askerlik görevi her ERKEK ve TÜRK olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kutsalı ve milli görevidir.Yaşım gereği askerliğin 20 ay olduğu zamanları hatırlarım. Benim gittiğim zaman 18 ay askerlik vardı. Sonra 15 ay,derken 12 ay olarak düşürüldü. Askerlik yaptığım zaman her yılın Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında asker alımı olurdu.Yani 4 dönem asker sevkıyatı yapılırdı ve içinde bulunulan yılın son rakamı ile hangi dönemde gidildiyse o dönemi tanımlayan rakam ile devre ya da tertip dediğimiz durum ifade edilirdi. Mesela 1996 yılının kasım ayında askere alınmış bir vatan evladı 6/4 tertip asker olurdu. Bu süreç içinde aynı yılın Şubatında, Mayısında ve Ağustosunda askere alınanlar da sırasıyla 6/1, 6/2 ve 6/3 tertip olurdu. Askerlik görevim esnasında gözlemlediğim en mühim konu ise ordumuzun yetersiz eğitim sistemiydi. Öncelikle acemi birliklerinde yaklaşık üç ay boyunca yanaşık düzen eğitiminden başka bir şey verilmez. Esas duruş, hizaya bak, ensede kaybol, tek kol aralığı hizaya gel, çömel, otur, rahat otur her cepheye dört tekrar gibi anlamsızlığı faydasızlığı ile kapışacak manasız yorgunluktan başka bir şey olmayan tuhaflıklar her gün sabah akşam tekrarlanırdı. Bu süreç sonunda asker usta birliği denen kıtaya katıldığında biter mi? Hayır .Aynı zırvalar burada işin içine tüfekli hareketler serisi katılarak yapılır. BM ve NATO üyesi ülkelerdeki azami zorunlu askerliğin süresi 6 aydır. Bu örgütlere üye ülkeler bu kuralı kabul etmek zorundadır. Biz niye 12 ay yapıyoruz derseniz; askerliğe girişte, teslim olduğunuz birliğin hemen içinde size birkaç kağıt imzalatırlar. Bu imzaladığınız şeyin içinde 6 aydan sonra yapacağınız askerliği gönüllü yapacağınızı taahhüt ettiğiniz yazar. Zaten şaşkın ve ürkeksinizdir ne imzaladığınızı bilmezsiniz. Ya da durun bir okuyayım deme şansı; ve/veya okudunuz, ben bunu imzalamam deme şansı yoktur.

Şimdi bütün bunları niye yazdım? Etrafta askerlik yapmamak için çeşitli metotlar geliştirmeye çalışan sözde ADAM, özde ÇÜRÜK bazı yaratıklar var da ondan.ÇÜRÜĞE ayrılmak için seçtiği yolu da birazdan anlatacağım yaratık; eğer sorsan şerefine, haysiyetine, davasına çok düşkün, vatan, millet Sakarya coşkusunun vatan kısmına aşık millet kısmı olarak maşuk, Sakarya'da ya şehit ya şiir, ama kendisinden ÇÜRÜK diye bahsedilmesini umursamadan bu suretle vatani görevden yırtmaya çalışan bir şey..şey işte nasıl desem? İnsanımsı bir şey. İşte bu canlı askere alınmamak için kilo alarak elverişsiz yani ÇÜRÜK olmayı hedefliyor. Kafa, vicdan, yürek, zihniyet ve vatan sevgisi kavramları çoktan çürümüş olan bu ruhsuz cesedin askere alınmaması zaten çok doğru olur. Açık öğretim de olsa oku. Olmaz okuyamaz çünkü kafanın sınırları obezitenin askerliğe mani olacağı yanılgısına kadar gidiyor. Yurt dışına git ya da gidiş geliş yap, sonra bedelli askerlik bari yap.Yok olmaz para gider, ben o parayı yerim obez olurum. Peki.E yabancı bandıralı bir gemide 36 ay çalışmış gibi bir belge alsan.Yok olmaz onu sordum para istediler. Ben para vermeden, hem de bu devletin parasını yiyerek obez olacam bu devlet için askere gitmeyecem. E sana pembe kimlik alalım. Olur mu abi ben aslan gibi ERKEĞİM bize yakışmaz.

İstediğin sonuç ÇÜRÜK olmak gibi; hakikaten çürük değilse her ONURLU insanın olmak istemediği bir şeyse nasıl elde ettiğinin bir önemi yok zaten. Sen hedefine ÇÜRÜK olmayı koyduysan zaten çürüksündür. Seninle ilgili her şey çoktan çürümüştür. Bu yolda sana destek veren ya da yardım eden kim varsa hepsi çürüktür, hatta leştir. Bu çürüğe payanda olanların da bu çürüğün de bundan böyle “vatan” kelimesini ağızlarına alıp kirletmemeleri gerekiyor. Yurt dışı çalışma seçeneğini kullanan ve bedelli askerlik yapan,  vatan sevgisinden mahrum bir sarkoz var uzakta. Bunu üzerine alınmasın. Ona mazisi meçhul bir insanla iki üretim yapmanın zürriyet anlamına gelmediğini anlatacağım kısa zamanda.Minik beyni evrim teorisi ile DNA arasında ilişki kurmaya yetmeyeceği için çırpınarak delirecek.

Afiyet Olsun